iBRAHİM Akın için "Sergen’in izinde... Atlarla futboldan çok ilgileniyor..." türü haberler zaten çıkıyordu.
Örneklerine daha önce çok sık rastladığımız "Büyük kulübe gelip küçülerek kaybolan futbolcu" olma yolunda ilerliyor İbrahim. Umarım birileri yoluna çıkıp "Ne yapıyorsun?" der ve akıllanmasını sağlar.Şu anda bulunduğu noktadan kendisinin de memnun olmadığına eminim.
Fox’un spor bülteninde Sergen Yalçın’la yapılmış bir telefon röportajı izledim. Sergen, "İbrahim’in akıl hocası" olduğunu kabul ediyor. İbrahim’e sahip çıkıyor, "Tigana da mı atlara meraklıymış, bu kadar ilgili olduğuna göre..." diyor, "Sahaya çıkıp topunu oynadıktan sonrası kimseyi ilgilendirmez" diyor...
Sergen herkesi kendi gibi biliyor. Sergen’e bahşolunan futbol yeteneği, bu dünyada çok az kişide bulunur.İleride "Ah biraz aklını kullansaydı, biraz disiplinli olsaydı dünyanın en büyük futbolcusu olurdu" diyerek anmayı sürdüreceğim Sergen’in akıl hocalığı İbrahim’i nereye götürür, takdiri kendisine bırakıyorum. Sergen’in oynadığı topu oyna, yaptıklarını yapma İbrahim!
Tam otomatik kaleci!
TV8’de "Ve Gool"de Yunanistan-Türkiye maçı konuşuluyor. Tümer’in, kaleci bitiren golüyle ilgili yapılan yorumlardan biri şöyleydi: "İyi kaleci o pozisyonda gider, filede asılı olan havlusunu alır, elini kurular, sonra dönüp o topu tutardı..."
Kaleci değil tam otomatik çamaşır makinesi mübarek!
Ya şortu indirip babasını ararsa
MARATON’da Balili’nin orijinal gol sevinci tartışılıyor.Malumunuz, Balili bu hafta golünü attı, ayakkabısını çıkardı, kulağına götürdü.Normal bir hareket değil tabii ama gol sevinciyle olabiliyor böyle şeyler.
Şansal Büyüka anlayışlı... Hareketin esprili olduğunu, Balili’nin maçtan sonra da "Annemi arayıp golü haber verdim" dediğini söylüyor.
Erman Hoca ise tepkili ve tedbirli: "Yarın biri de golden sonra şortu çıkarıp babasını ararsa ne yapacağız?"
Ben söyleyeyim hocam.Gol attıktan sonra şortunu çıkarıp kafasına geçiren ve "N’ettin birader?" diye soranlara "Babamı aradım. Ehele-ühele!" diyen kişiye Futbol Federasyonu, UEFA, FIFA filan karışmaz.
Tahminimce iri yarı bir takım hastabakıcılar gelir, "Abi sana güzel bir gömlek diktirdik. Giy bak, oooh ne rahat!" diye deli gömleğini giydirip tımarhaneye kaldırırlar golü atan şahsı!
Nezakete davet ediyorum!
PAZAR geceleri spor programlarını takip ede ede espri anlayışım da değişti.Soğuk veya kötü espri konusunda epeyce piştim.
Ama bazen üniversiteli elemanların reklam filminde yaptıkları türden bir espri çıkıyor, koltukta kalıveriyorsunuz.
CNN Türk’te "Futbolmania" seyrediyorum. Ömer Çavuşoğlu’nun "Neden Galatasaray’ın kazanmasını istedim" başlıklı enteresan konuşmasının ardından Faik Gürses şu espriyi yaptı: "Sizi nezakete davet ediyorum; smokininizi giyip gelin!"
Neyse ki Faik Gürses kötü olduğunu vurgulayarak yaptı bu hain espriyi.Güldüm tabii, neyine güldüysem artık...