Paylaş
BİZİM yaptığımız işi, gazeteciliği anlasanız şaşardık zaten.
Gazete veya haber kanalı görünümlü parti bülteni yapmıyoruz.
Kapıları her görüşe açık, birbirlerinin görüşlerine taban tabana zıt yazarların, yorumcuların altında kendi seslerini duyurduğu bir çatı sunuyoruz kamuoyuna.
Tartışma programlarında davete icabet eden her siyasi görüşe kapımızı açıyoruz.
Sonra tabii size yabancı bir kavram ama habercilik yapıyoruz biz; en sakil, en döküntü tarafından borazancılık yapmıyoruz.
Basın kartlarımızdan başka bir yerine “sarı renk” bulaştırmıyoruz gazeteciliğimizin; bunun için çabalıyoruz.
*
Sorumluluğumuz okurlarımıza, izleyicilerimize ve varsa bir suçumuz her vatandaş gibi güvenmekte ısrar ettiğimiz adalete karşıdır.
Parti komiserlerine, “telefon açan abilere” günlük rapor vermiyoruz.
İşimizi kötü yaparsak okunmayacağımızı, seyredilmeyeceğimizi biliyoruz; bu sorumlulukla çalışıyoruz.
Sadece bizi takip eden kitle ve bu kitleye kendisini göstermek isteyen reklamverenlerden “fonlanıyoruz”; “Atın bakalım 100’er milyon” diye doldurulmuş havuzlarda yüzmüyoruz.
*
67 yıldır her dönemde, her güç odağının hedefindeyiz, biliyoruz; bu mesleği muktedirler sırtımızı sıvazlasın diye yapmıyoruz.
Bir partinin halkla ilişkiler veya propaganda merkezi değiliz; emir veya talimat değil haber alırız, korku değil bilgi yayarız.
Akla, mantığa, vicdana sığmayacak paçavra palavralarınızdan, tetik düşürürcesine atılan manşetlerinizden değil, kötü gazetecilikten, kalitesiz yayıncılıktan, işimizi layıkıyla yapamamaktan korkuyoruz.
Zembille indirilmiş, fikir çipi yerleştirilmiş nevzuhur “kasteci”lerden, aynı tornadan aynı hatalı üretim neticesinde ortaya çıkmış çakma fedailerden değiliz.
*
Hata yapmıyor muyuz?
Elbette yapıyoruz ve yaptığımızda da kahroluyoruz.
Ama hatalarımızla yüzleşmeyi, özeleştiri yapmayı, okuyucularımıza/izleyicilerimize hesap vermeyi, gerekirse özür dilemeyi biliyoruz.
Evrensel gazetecilik değerlerine uyumlu denetim mekanizmalarımız var; hesabımızı açık açık görecek cesaret ve özgüvenimiz var.
*
Bu mesleği kimse bizi sevsin diye yapmıyoruz.
İşimiz gerçeklere ayna tutmaktır; gördüğünüzü beğenmiyorsanız bir uzmana görünmenizi isteriz.
Hürriyet ve Doğan Grubu’nun diğer yayın organlarına karşı girişilen saldırının asıl sebebinin cımbızla seçip yamulttuğunuz o zırvalardan değil, “hoşunuza gitmeyen” kendi suretinizden, kendi ciğerinizden kaynaklandığını biliyoruz.
*
Sözümüzün, varlığımızın ağırlığı ödünüzü kopartıyor, biliyoruz.
İnsafsız yalanlarınızdan korkmuyoruz, sinmiyoruz; sadece bu hallerinizi hazin buluyoruz.
Çok hazin buluyoruz, çok hazin...
Paylaş