Hezimet demeyelim de Mahmut mu diyelim hocam?

Şenol Güneş’in, İsviçre’ye 3-1 yenilerek turnuvaya veda edişimizin ardından çıktığı basın toplantısında ilk soru önce geçmiş olsun dileklerini ileten Umut Eken’den geldi...

Haberin Devamı

Fanatik.com.tr muhabiri arkadaşımız “Yaşadığımız şeyi ben hezimet olarak tanımlamak istiyorum müsaade ederseniz ve bu tür büyük turnuvalarda bu tür büyük hezimetlerin bir faturası olur. Bu faturayı kim ödemeli? Türkiye Futbol Federasyonu mu, teknik ekip olarak sizler mi, oyuncu grubu mu ya da başka bir adres mi göstereceksiniz?”

‘NE ANLAMDA SÖYLEDİNİZ ONU...’

Şenol Güneş cevapladı:

“Hayır, yok, bir hezimeti ne anlamda, futbol adına söylüyorsunuz herhalde; bir rezillik olarak söylemediniz? Ne anlamda söylediniz onu...”

Hezimet demeyelim de Mahmut mu diyelim hocam

Arkadaşımız aşikâr olanı açıklamak durumunda kalarak devam etti: “Futbol ve aldığımız sonuçlar olarak hocam, rakamlarda da çok gerideyiz. UEFA’nın resmi istatistiklerine bakıyoruz, üç maçta da hem koşu mesafelerimiz hem topla oynama, pas oralarımızda büyük problemler var...”

Haberin Devamı

Şenol Güneş nihayet “Tabii doğru, bunlar doğru” dedikten sonra yine bildik bahaneler, temenniler ile konuyu istediği yere taşıdı.

Sayın hocam, tabii “hezimet” diyeceğiz buna ya ne diyelim, Mahmut mu diyelim?..

Turnuva öncesi grup aşamasında sadece 3 gol yiyen takım, şimdi 8 yemiş, 1 atabilmiş, “0” puan çekmiş, istatistiklerde çakılmış, ne oynadığını kimse çözememiş...

Hezimet demesin de ne desin millet hakikaten?

Haydi Mahmut da demesin; suçu bizzat üstüme almış olayım, Kanat mı desin?..

“Beklentilerin altında ezildik” diyorsun hocam. Ben de diyorum ki sen mi biz mi kaldık beklentimizin altında hocam?

REKLAMLARDAKİ FUTBOLCULAR

Reklam kuşaklarında tek derdi hangi kripto para aracı kurumunu seçeceğimiz veya kuymak yiyip yiyemeyeceğini öğrenmek olan futbolcularımızı izledik haftalarca...

Şenol Hocam, sizin nisan ayındaki “Tarkan’ın şarkısı iyiydi, Mustafa Sandal’ın da iyiydi. Volkan Konak severim” demeçlerinizle aydınlanan yolumuzdan(!) şiirlerle, şarkılarla ilerleyeceğiz gibi hissettik; heves ettik...

Çoğu yabancı liglerdeki takımında yıldızlaşmış, genç, umut dolu kadromuzla ve turnuvanın ennnnn tecrübeli hocasıyla, Fransa’yı filan perişan etmiş takım olarak eseriz zannettik...

Haberin Devamı

Ulusal ligini en erken paketlemiş, en uzun süre kamp yapmış takımızla “çoğ iyi” hazırlandığımızı düşündük...

Turnuva başlarken “İtalya’yla finalde de karşılaşırız inşallah” dedin inandık...

Beklenti bu işte hocam, durduk yerde kendi kendine de yükselmiyor ha... Altında kalıverdik hep birlikte hocam...

Hezimet demeyeceğiz de ne diyeceğiz; “şimendifer” mi diyeceğiz?

“Fatura” kısmı sorulduğunda “istifa” çağrıları hatırlatıldığında kızıyorsun sonra sayın hocam...

Diyorsun ki “Ama bunun hesabı size değil, yönetime veya kamuoyuna verilir...”

Gazeteci zaten kamu adına soruyor ve çok da kibar soruyor hocam... Kamuoyu tepkisini mesela sosyal medyayı baz alarak ölçerseniz ne dediğim çok ama çok ama çok daha iyi anlaşılır...

Haberin Devamı

Şenol Güneş’in tecrübesi, geçmiş başarıları ortada elbette fakat futbolun gerçekleri, sahaya yansıyan görüntü bu turnuvaya hazırlık aşamasında da, maçlar sırasında da yetersiz kaldığını net şekilde gösteriyor.

İŞTE O ÖNEMLİ SORU

Sevgili Uğur Meleke yazısında çok net soruyordu mesela: Turnuvada o kadar çok tartışmalı tercihimiz var ki, hangi birini yazacağımı şaşırıyorum! Dün mutlak galibiyet için çıktığımız maçta iki hücumcu (Kerem ve Abdülkadir) kadroda yok. Ama 4 orta sahanın hepsi birden (Okay, Dorukhan, Taylan ve Orkun) 23 kişilik listede. Güneş, hangi durumda bu 4 oyuncuyu birden sokabilirdi, anlatmasını çok isterdim doğrusu...

Futboldan anlayan yorumcuların köşeleri “kamuoyunun da” samimiyetle cevabını beklediği bu tarz sorularla, eleştirilerle dolu...

Haberin Devamı

Biz beklentimizi yükselttik, bütün bunlar ondan olmuş, kusura bakma hocam...

Turnuva tarihinin akılda kalacak ve kötü manada referans olacak şekilde en kötü, en dayanaksız, en mantıksız, en heyecansız, en çaresiz takımı olmuşuz. Ne oynadığımızı anlayan çıkmamış...

Bütün bunların sebebi beklentimiz, umudumuz, güvenimiz imiş; suçlu bir şekilde yine bizmişiz onu da anladık da hocam.

Adını koyalım biz bu vaziyetin.

Hezimet demeyeceğiz de ne diyeceğiz?

Mahmut?

Kanat?

Şimendifer?..

Cümleten geçmiş olsun...

Yazarın Tüm Yazıları