Hayatı kolaylaştırma rehberi

TOPESTO biraderimle muhabbeti bir rengeyiği kıvamına getirmişiz, hatta rengeyiğini de boynuzlarından çekmek suretiyle muhabbete dahil etmişiz.

Kış günleri evde oturmak dışarıda sürtmekten daha iyi geldiği için, kış geyikleri de daha verimli oluyor. Tam Saddam'ın yakalandığı, KKTC seçimlerinin yapıldığı günün ertesi günü...

Topesto'ya ‘‘KKTC seçimleri ne oldu biliyor musun?’’ diye sordum.

‘‘Bilmiyorum ama çözümsüzlük çıkmıştır kesin abi’’ dedi.

‘‘Bilen birini arayalım’’ dedim. Hakikaten bu konuyu bilen bir arkadaşımızı aradık. Bir Mehmet Ali Birand kadar olamaz tabii ama bu konuyu yakından izliyor arkadaşımız.

‘‘Ne oldu?’’ dedik. ‘‘Niye soruyorsunuz?’’ dedi. ‘‘Merak etmiş olamaz mıyız?’’ dedik. ‘‘Bildiğim kadarıyla olamazsınız, olmamalısınız’’ dedi.

‘‘Söylemeyecek misin?’’ dedik.

‘‘Dalga geçmeyeceksiniz ama?’’ dedi.

‘‘Yok!’’ dedik.

‘‘Belirsiz’’ dedi.

‘‘Tamam’’ dedik.

Topesto dönüp ‘‘Haksız mıymışım abi, ben yıllar önce 'İlgilenmeyelim, nasıl olsa bir şey değişmiyor' diye konuştuğumda’’ dedi.

‘‘Haklıymışsın’’ dedim.

*

Sonra Topesto'yla hayatı kolaylaştırmak için neler yapılabilir diye oturduk ve mini bir rehber hazırladık. Bu tabii ki ‘‘Bir çocuğun gözlerindeki sevgi ışıltısı yüreğinizi ısıtıyorsa... Arkadaşınızın omzunda ağlayın... Çimlerde yürüyün... Dağa bayıra vurun kendinizi...’’ türü 'internet gezeri sempati yumucuğu' türünden bir liste olmadı.

Gerekmedikçe çözümsüzlük temalı (Mesela KKTC, mesela BDDK, mesela vergi barışı) haberleri okumayın, dinlemeyin.

Hatta gerekmedikçe ana haber bülteni seyretmeyin.

Tuttuğunuz takım o hafta kaybettiyse (eğer psikopat değilseniz) Telegol ve benzeri programları seyretmeyin.

Gülmeyen Kadın bölümü hariç, Şahane Pazar'la aranızda bir mesafe bulundurmaya çalışın.

Belli yayınevleri ve belli çevirmenlerin imzası bulunmayan kitaplardan uzak durun.

Kısa mesafeli taksi yolculuğu yapacaksanız, taksiyi yoldan çevirin. Yol kenarında duran taksilerin şoförlerinin kısa mesafe duyunca yaptıkları mimikleri ve oflamaları dinleyeceğinize yürüyün hatta.

Mümkün mertebe evden çıkmadan yaşamaya çalışın. Çıktığınızda elinizden geldiğince sosyalleşmeyin. ‘‘Her ekstra insan, ekstra problem’’ dedi Topesto. ‘‘Bu kötü bir cümle ama’’ dedim. ‘‘Israr ediyorum tutanaklara geçmesi için’’ dedi. ‘‘Peki bari’’ dedim.

Paranız varsa, şehirlerarası otobüs yolculuklarında iki kişilik yer kapatın. ‘‘Çok zenginseniz otobüsü kapatın’’ diyor vizyon yoksunu Topesto. Ben ‘‘O kadar zenginse zaten otobüsle seyahat etmesi gerekmez a dingil!’’ dedim; kısaca ‘‘Haklısın abi’’ dedi.

Kadıköy'deki Baylan'da Kup Griye yiyin. Ocakbaşına gidip etin dibine vurun. Deniz kenarında üstünüze sularını akıta akıta şeftali yiyin. Sonra duş almak yerine iskelden denize devrilmek suretiyle temizlenin. Bu denenmiş ve çok sevilmiş bir yöntemdir.

Hayatınızda mızmızlanmadan masaj yapan biri bulunsun.

İyi bir kanepe, yuvada huzur demektir. (Topesto bu noktada söz istiyor, veriyorum: ‘‘Benim deminki cümleme kötü diyenin kurduğu cümlenin takdirini siz değerli Hürriyet Cumartesi okurlarına bırakıyorum..)

Yakın arkadaşınızın terbiyeli bir insan olmasına dikkat edin. Bir de ispiyoncu olmasın. (Yok abi, sana bir daha söz hakkı yok, demin kullandın...)

En yakın arkadaşınız bir de sizi ‘‘Ver kalemi, indiricem kafana yumruğu’’ türü cümleler kurmasın... (Vurmasana oğlum, köşe benim köşem...)

Pardon kıymetli okurlar, arıza çıkardı bu şimdi...

Arkadaşlarınız bu sayfada göreceğiniz Liv Tyler gibi güzel kişilikli insanlar olsun... Bak ben de çakacam şimdi bir tane!..

Kim 50 kez şampiyon oldu

BİR kere, geçen hafta yaptığım hatayı düzelteyim. Yol yorgunluğuyla oturup yazı yazmak, kafa dağınıklığı, ‘‘Yahu öyle miydi, böyle miydi?’’ diye sorulan arkadaşın dalgınlığı filan bahane olamaz. Ama böyle şeyler de oldu.

Hata şöyle: Penaltıyla ilgili yazıda ve penaltı noktasının gol çizgisine uzaklığının 9 metre 15 santim olduğunu belirtmişim. Yuh! Değil tabii; 11 metredir. Özür dilerim gözyaşları içinde.

Hazır futbol konusu açılmışken, Avrupa liglerinde en fazla şampiyon olan takımı da açıklayayım.

Bizde Galatasaray 15, Fenerbahçe 14, Beşiktaş 10 (Yıldız meselesini karıştırmayın. Spor Servisi'nden gidip Futbol Federasyonu'nu aradık; 'Tescilli 10' diyorlar başka bir şey demiyorlar), Trabzonspor 6 kez şampiyon oldu.

Fransa'da eski günlerini arayan St. Etienne'in 10 şampiyonluğu var. Onu 8'er şampiyonlukla Marsilya ve Nantes izliyor.

Britanya'da Liverpool 18 kez, Manchester United 15 kez olmuş. İtalya'da Juventus'un 27 şampiyonluğu var (Onlar 10 yılda bir yıldız takıyor). En yakın takipçisi 16 şampiyonluğu bulunan AC Milan.

Bayern Munich Almanya'nın efendisi: 17 kez şampiyon olmuş. İkinci sırada 1970-1977 arasında 5 kez şampiyon olan Borussia Mönchengladbach var.

İspanya'da Real Madrid'in 29 (Barça'nın 16 tane), Hollanda'da Ajax'ın 28 (PSV'nin 17), Yunanistan'da Olympiakos'un 32 (Panathinaikos'un 18) şampiyonlukları bulunuyor.

Ama en fazla şampiyon olan takımı merak ederseniz İskoçya Ligi'ne bakacaksınız. Glasgow Rangers'ın tam 50 şampiyonluğu var. Ezeli rakibi Celtic'in ise 38...

Büyük takımların ligi domine etmeleri bizde büyük dert olarak anlatılır spor programlarında; buyurun bu liglere bakın derim ben de o zaman.

(Not: Bilgiler Champions Magazine'den alınmıştır.)
Yazarın Tüm Yazıları