Geleceği olan vekil portresi

Hafızaları biraz zorladığımızda manzara netleşir.
Mesela THY’de toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sürerken havacılık sektörüne grev yasağı getirilmesi için yasa değişikliği teklif etmişti.
Mesela “Türk siyasetinin dehası Recep Tayyip Erdoğan’ın kodlarını bilimselleştirmeyi” akıl edemeyen rektörlere şöyle haykırmıştı: “RTE kürsülerini üniversitelerinize ne zaman taşıyacaksınız?”
Mesela 17 ve 25 Aralık sürecinde Habertürk canlı yayınında “Yolsuzlukları, hırsızlıkları ortaya çıkarmak günah işleme özgürlüğüne müdahaledir” temalı efsane mertebesinde bir konuşma yapmıştı.
Mesela Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Almanya Essen’de yüzde 90 engelli bir gence yasalar gereği oy kullandırtamayacağını söyleyen Başkonsolos Şule Özkaya’yı parmak sallayarak tehdit etmişti: “Ben de seni ağlatacağım, yarın merkeze alınacaksın!”
Arşiv marifetiyle örnekler uzatılabilir ama hakkını yemeyelim partisini ve liderini büyük bir bağlılıkla savunan, TBMM’de polemiklerde hep ön plana çıkan, çıkmaya çalışan bir isim.
“Bildiğimiz manada Türk işi siyasette” önü açık demektir; hayırlı olsun.

*

Son olarak gazeteleri okurken Yeni Şafak’ta rastladım sayın vekilin adına.
Bu kez bir gazeteci kardeşimize, Yeni Şafak’tan Kübra Kara’ya hakaret etmiş, tehdit savurmuş.
AKP İstanbul İl Danışma Meclisi toplantısını izleyen Kara’yla aralarında “Abla sen gazeteci misin?” diye başlayan diyalog Külünk’ün şu sözleriyle nihayete ermiş:
“Saygısız, ahlaksız. Olmaz olsun ya. (Yanında oturan kişiye eğilerek) Ya Yeni Şafak’tan ya da Star’dandır...”
Yeni Şafak’ta aktarılan diyalog ibretlik.
Kübra Kara görevini yapmak için oturduğu sıradan kalkmasını söyleyen ve hızla kabalaşan Külünk’e karşı “Lütfen” diyor, “Kamera var, çekim oluyor” diye uyarıyor.
En ufak bir saygısız tavır sergilemiyor ki, “Abla” diye lafa başlayan bir milletvekili olur mu o da ayrı mesele!

*

Külünk “Kameraların önünde de söylerim. Saygısızlığını tescil etmek için kameraları da kullanırım merak etme. Edepsiz, edepsiz. Hangi gazetedesiniz? Patronlarınızla konuşurum. Benim adım Metin Külünk, yaz. Bırak gazetecilik yapmayı. Ben baban yaşındayım” diyor.
Külünk “Başındaki örtünün manasını öğren önce. Saygısız ne olacak” diyor.
Ne ayıp!
Herhalde bir milletvekili olarak yaptıklarından utanır, Kübra Kara’yı ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül’ü arayıp özür dileme olgunluğunu gösterir.
Hükümet yanlısı bir gazete olmasına rağmen muhabirine sahip çıkması da Yeni Şafak’ın hanesine olumlu bir not olarak yazılır.
Kübra Kara’ya da geçmiş olsun dileklerimi bu vesileyle iletirim.

*

Yalnız yazıyı şu soruyu sormadan noktalamam imkânsız:
“Başındaki örtünün manasını öğren önce” demiş Metin Külünk.
Herhalde başta Kübra Kara olmak üzere hepimiz merak etmekteyiz, merak etmeliyiz; Sayın Külünk’e göre manası nedir örtünün ve konuyla ne alakası vardır?
Hakikaten açıklasın da öğrenelim...