Paylaş
O hiç bitmeyen “Milletçe birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz” günlerimiz akıp giderken...
Biliyorum ağızlarımız sadece büyük meseleler üzerine büyük laflar döktürmek üzere açılmalı...
Kalemlerimiz yalnızca koltuk seçimleri için döktürmeli...
Analiz yeteneğimiz stratejiler altında/üstünde yirmi bin fersah seviyesinde gezmeli...
Bu saydıklarımı yapmak yanlış mı?
Elbette değil, elbette kayıtsız kalınamayacak felaketler, seçimler, katliamlar, tektonik coğrafi sarsıntılar konuşulmalı, tartışılmalı.
Ama ya Lütfullah?
*
Ne olmuş Lütfullah’a?
Memlekette gariban cenazelerini tek başına kaldırmaktan yorulmayan yiğit gazeteci kardeşim İsmail Saymaz’ın haberinden öğreniyoruz: Lütfullah karakolda öldürülmüş.
17 yaşındaki Afganistanlı Lütfullah Tacik, Iğdır’ın Aralık ilçesinde bir insan kaçakçılığı operasyonunda 20 mülteciye beraber yakalanıyor.
Lütfullah ve diğer mülteciler Iğdır Emniyeti Yabancılar Şube Müdürlüğü’ne götürülüyor.
Yaşı küçük olan Lütfullah ve 6 çocuk, “sınır dışı işlemleri” tamamlanana kadar Van’daki Çocuk ve Gençlik Merkezi’ne sevk ediliyor.
Buraya kadar bürokrasi tıkır tıkır çalışıyor; sistemimiz sen çok yaşa!
*
27 Mayıs 2014’te polis, “bulaşıcı hastalık ve yaş tespiti” için Lütfullah ve arkadaşlarını yeniden alıyor; bu kez Geri Gönderme Merkezi’ne.
Sabah 09.00 sularında...
Yabancılar Şube Müdürlüğü Yasadışı Göç ve İnsan Ticareti Mücadele Büro Amirliği’nde görevli polis memuru S.O., Lütfullah’ı yanına çağırdı...
“Niye yaşını yanlış söylüyorsun?!” diye bağırdı...
Durmadı, Lütfullah’ı yumruk ve tokatla dövdü...
Arkadaşlarının anlatımına göre başını masaya koyan Lütfullah’ın ağzından beyaz bir sıvı geldi...
Lütfullah 31 Mayıs’ta hastanede öldü...
1 Haziran’daki otopsisinde, ‘saçlı deri altında 2 cm’yi bulan, yer yer kanamalı ve lezyonlu alanlar’, ‘beyin açıldıktan sonra ağır ödemli kanama ve beyin kanaması’ belirlendi...
Savcılık incelemesinde ‘sadece olay yerini gören kameranın arızalı olduğu ve görüntü kaydetmediği tespit edildi...’
Lütfullah’ın davasını üstlenen avukat, diğer 6 çocuğun sınır dışı edilmesinin an meselesi olduğunu söyledi.
*
20 Ağustos 2007’de Beyoğlu’ndaki polis karakolunda öldürülen Festus Okey’i hatırlıyor musunuz?
Hani gözaltındayken polis silahından çıkan mermiyle ölen, memleketi Nijerya’ya üzerinde “Gidiyoruz. Teşekkürler Türkiye” yazan bir tabutla gönderilen Festus’u...
Daha geçenlerde emniyet ve yargı dişiyle tırnağıyla direnerek ailesinin müdahillik talebini reddetti; Festus’un katlinin faturasını “cezasızlık diyarı”na öteledi.
Lütfullah’ın davası ne olacak sizce?
Benim de ettiğim lafa bak!
Lütfullah’a ne olacak?
Tabii ki vatan sağ olacak!
Paylaş