Paylaş
Boşuna “tuhaf” demediğimden emin olmanı isterim sevgili okur.
Çünkü bar şeklinde dizayn edilmiş, önünde bir bira fıçısı bulunan ve o fıçıdan demlenen 16 yetişkin erkek tarafından pedal basmak suretiyle ilerletilen bu araca öncelikle “tuhaf” demeliyim.
Sonra “harikulade”, “dâhice”, “devrim niteliğinde” diyerek devam edebilirim ve inanın bu övgü faslını uzatabilirim!
* * *
“Beerbike” yani “bira bisikleti” (veya ‘biralanmalı götürgeç’) adını taşıyan araçta sistem şöyle yürüyor:
16 kafadar buluşuyor, tur şirketine başvuruyor.
Şirket bar etrafında oturan kafadarların hem biralanacağı, hem de pedala kuvvet ilerleyerek Berlin’i gezebilecekleri bu muhteşem aracı, şoförüyle birlikte hizmete sunuyor.
Şoför aynı zamanda tur rehberiniz oluyor ve görev başında olduğu için tabii ki içmiyor.
Yürüyen barda bir fıçı bira dışında gezerken dinleyeceğiniz müziği seçme şansınız da bulunuyor.
* * *
Acil durumlar dışında kullanmadığım fotoğraf makineme davranıp biralanmalı götürgeci kaydederken “İnsanlık için küçük, erkek milleti için büyük bir adım” dedim.
Eğer erkek milleti kendisini kadınlara beğendirmek zorunda hissetmeseydi sanırım evrimleşme sürecinin sona erdiği nokta bu araç olurdu.
Bu aracı bulduktan sonra füzeydi, fezaya seyahatti, mikroçipti, makroekonomiydi kim uğraşır allasen?
Daha ne kadar ilerleyeceksin, niye ilerleyeceksin?
Daha mükemmel bir icat daha düşünemiyorum.
* * *
Düşünsenize...
Arkadaşlarınızla bir araca biniyorsunuz.
O araçla hem ilerlemek, hem geyiği boynuzlarından yakalayıp sohbete oturtmak, hem şehri gezmek, hem sevdiğin şarkıları dinlemek, hem biralanmak mümkün.
Bira kısmına fazla takılmayın.
İsteyen fıçı yerine semaver oturtur, çaylangaçlı götürgece çevirir bu güzide aracı...
Gönül ne bira ister ne bisiklethane, gönül muhabbet ister pedallı bar bahane.
* * *
İçimden “Bir tur versenize abiler” demek geçti tabii ama muhabbet dahil olamayacağım seviyede Almanca idi ve sistem “ördekleme” tarzı çalışmıyordu.
Işık araçlar için yeşile dönünce, 16 yetişkin erkek ve tur rehberi “Haydi pedala kuvvet” diyerek, benim gibi şaşkın ve hayran yayaları kadeh kaldırmak suretiyle selamlayarak Berlin sokaklarında ilerlemeye başladı.
Aheste aheste...
Havada geçici bir neşe bulutu bırakarak...
Ne demiş İngiliz edebiyatının anıt şahsiyetlerinden Samuel Johnson?
“Hor görme birahanedeki tabureyi, mutluluk arayan insanın tahtıdır o.”
Neşeli pazarlar dilerim.
Küçük bir mola
SANIRIM küçük bir mola zamanı geldi.
Yıllık iznimin bir bölümünü kullanmak, yıllık iznimin bir bölümünün de beni kullanmasını sağlamak istiyorum.
Fazla uzağa gitmeden, mesela 28’inde burada olacak şekilde bünyeyi bakıma almak isterim sizin için de uygunsa. Sevgiler, saygılar mütemadiyen.
Paylaş