Emre-Nobre meselesi

BEŞİKTAŞ-F.Bahçe maçı Maraton’da masaya yatırılmış, Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu, görüntüleri inceliyor...

Maçın en ilginç mücadelelerinden (!) biri Beşiktaşlı Emre Aşık ve F.Bahçeli Marcio Nobre arasında yaşanıyor.

Şimdi o hareketi anlatmak için hangi laf uygun olur gerçekten kestiremiyorum. Deneyelim bakalım: Emre, rakibinin poposunu sıkıştırıyor...

Olmadı ama o hareketi de başka türlü anlatmak çok güç. Erman Hoca, pozisyonu yorumlamaya başlarken Şansal Büyüka epeyce geriliyor ve ‘Hocam n’olur dikkatli ol...’ şeklinde ilk uyarıyı yapıyor.

Erman Hoca, örnek vermeyi sever, biliyorsunuz zaten. Nefesimizi tutmuş vaziyette, olayı nasıl bir örnekle açacak diye beklerken hoca, ‘Basur ameliyatına girişmiş Emre, tıp tahsili yapmış tabii çocuk...’ diye söze giriyor.

Şansal Büyüka, ‘RTÜK korkusuyla’ hocayı daha sakin sulara çekmeye çalışıyor fakat Erman Hoca da kurt tabii. Olayı bir tıp vakası gibi anlatıp duruyor.

Erman Hoca, profesyonelce, ceza almayacak şekilde serisini tamamlamak üzereyken dayanma gücü kalmayan ve heyecanla elindeki kahveyi (Kahve olması lazım ama tam bilemiyorum, çay da olabilir) üzerine döken Büyüka ‘Hocam keselim lütfen... Pantolonu leke yaptım senin yüzünden’ diyor ve olay kapanıyor.

Büyüka, ikinci krizi Erman Toroğlu’nun hormonlu gıdalar üzerine yürüttüğü kavgayı konuşurlarken yaşadı.

Toroğlu, taze yumurta hadisesini anlatırken ‘Tavuğun k..ından’ deyince Büyüka ‘Aman hocam!’ dedi.

Toroğlu, bu kez ‘Ha k..ı, ha poposu... Tavuğun poposundan diyelim o zaman’ diyerek devam etti konuşmasına.

Büyüka’nın Erman Hoca’yı kontrol edebilmek için sarf ettiği çabayı izlemek bile kendi içinde bir zevk, bunu da söylemeden geçemeyeceğim.

Sesi yüksek perdeden çıkmayan programlar

PAZAR gecesi kanallar arasında turlarken ‘Kimin sesi yüksekten çıkarsa o haklıdır’ mantığıyla hazırlanmayan, gayet makul programlara da rastlanıyor.

Gündemi genellikle bağıranlar oluşturduğu için, sessiz, sakin konuşulan bu programlar nispeten gölgede kalıyor.

Bu tür programlar arasında, gecenin hır gürü arasında kaçıp sığınma ihtiyacı duyduğumda demir attığım ‘Sportmen’ ve ‘Futbol Aktif’i ayrı bir yere koyuyorum.

Sky Türk’teki Futbol Aktif’de Ferdi Leflef’in tahlillerini (Tabii Deniz Gökçe’yi de unutmamak lazım) ve TV8’in Sportmen’indeki Şükrü Birand, Sanlı Sarıalioğlu, Cüneyt Tanman ve Selim Soydan’lı muhabbetleri sizlere de tavsiye ederim.

‘Fatih Terim Fenerliydi’ iddiası

BİRKAÇ
hafta önce, Engin Verel’in Kanal D’de ‘Fatih Terim Beşiktaşlıydı’ şeklindeki iddiasını burada konu etmiş ve ‘Bir gün Ali Şen de hasta Galatasaraylıdır diyecekler diye endişeleniyorum...’ demiştim.

İddiayı bu sütunlara taşıdıktan sonra önce Kazım Kanat aradı ve ‘Ben yıllar önce böyle bir dizi yapmıştım. Fatih Terim aslında Fenerbahçeliymiş çocukluğunda’ dedi.

Daha sonra, Fatih Terim’le Adana’dan çocukluk arkadaşı olduğunu söyleyen ve şu anda yurt dışında yaşayan bir okur ‘Ne Beşiktaş’ı, Terim’le beraber büyüdük. Fenerbahçe’yi tutardı...’ şeklinde uzun bir mail attı.

Birileri de eski gazetelerden kesilmiş bir kupür yolladı. Terim’in futbolcu olarak G.Saray’a gelmediği dönemden gelen kupürde de ünlü futbol adamının Fenerli olduğu yazıyordu.

Fatih Terim’in nasıl iyi bir G.Saraylı olduğunu gayet iyi bildiğimden bunlar benim için bir önem taşımıyor. Ama ilgilenenler var diye tekrar konuya dönmek zorunda kaldım.

Bir gün Terim’den hikayenin aslını öğrenir, onu da yazarım nasıl olsa...

Çifte standart ihbarı

KANAL
D’de Beşiktaş’ın eski futbolcusu Pascal Nouma, üzerinde durulması gereken küçük bir açıklama yaptı. Beşiktaş’tan, hırçın hareketleri ve ‘malum şort krizi’ nedeniyle yollanan Nouma, ‘Carew’in Van Hooijdonk’a yaptığı hareketi ben yapmış olsaydım, 7 maç ceza alırdım’ dedi. Nouma’nın bu lafına ekleyecek başka bir şey yok... İsteyen, ‘Doğru söze ne denir’ desin, isteyen de ‘Çifte standart ihbarıdır’ desin..
Yazarın Tüm Yazıları