Paylaş
Durmadı, devam etti, memleketin bütün birikmiş sorunlarını, bir klasik olarak “tüyü bitmemiş yetimin vebali”ni de ekleyerek paket yapıp direnişteki işçilerin üstüne attı.
“4C’lenmezsen 4C’lerler gülüm” şarkısını da, Şubat ayının son günlerinde çalınması için Ankara Polis Radyosu’na istek parçası olarak yazdırdın mı, sen sağ gerisi selamet.
Başbakan’ın “simit ajitasyonu” motifi belli ki direnişteki işçilere karşı kullanılacak bir argümana dönüşecek.
Bazı konuşmalarında “kızıl komünistler” noktasına savrulduğunda “Siyasi kodlama, default ediyor bazen kendini” deyip geçiyordum.
Ancak belli ki “anti-komünist” damarı Erdoğan’ın çabuk kabaran damarlarından.
Öfkesini kontrol etmekte yaşadığı zorlukları da göz önüne alınca, bana düşen işçi kardeşlerimi uyarmaktır.
Direnişteki işçi kardeşlerim;
Simit ajitasyonuna, üzümlü kek eylem planına, dış mihrak etkisindeki açmalara, belli bir yöntemle ısırılınca orak/çekiç elde edilebilen çatallara dikkat!
Ama en çok kaşara, eski kaşara dikkat!
O namussuz kaşar simitle yan yana gelirse, alimallah insan provoke olur, ajitatif davranışlar sergiler, devrime filan kalkışır.
Dikkat et, polis kovalarsa kaç, üşüme.
Kaynağım sağlam Bob Dylan geliyor
KAYNAĞIM sağlam, Bob Dylan’ın bu yıl İstanbul’da konser vereceği haberi doğru.
Ancak, ortalıkta dolaşan haber “24 Haziran’da, 1989 konserinin sene-i devriyesinde gelecek” şeklinde ve düzeltmeye ihtiyacı var.
Bob Dylan elime ulaşan habere göre “yüzde 95” konseri onayladı ve Mayıs ayının son günlerinde İstanbul’da olacak.
Konser Pozitif marka olacak, yer ve gün bilgisi netleşmiş değil.
Daha fazla detaya sahip değilim ama bu kadarı da yeter.
1989’da Bob Dylan hayranı bir genç olarak Açıkhava Tiyatrosu’ndaydım.
2010’da daha büyük bir hayranı olarak her neredeyse gideceğim peşinden.
Zaten geçen sene ucu ucuna kaçırmışım Londra’da...
Bekliyoruz.
Detayları belli olsun, garanti belgesini alalım, daha kapsamlı bir Dylan muhabbeti yaparız.
Of be! Oh be!
NOT: Kaynağım “21 sene önce ölüm korkusu tavan yapmıştı, dört Amerikan deniz piyadesi koruyordu; bakalım şimdi ne vaziyette” dedi telefonu kapatırken “Ben yakın takibi hiç bırakmadım, iyi, çok iyi, hatta harikulade...” cevabını verdim.
Bırak, koruma beni Youtube’dan
DURUMDA zerre değişiklik yok.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları “koruma tedbiri” kapsamında Youtube’a “eriştirilmiyor”.
Oysa Başbakan seçim gezisinde gazetecilere “Siz giremiyor musunuz yahu; ben göstereyim size” diyor.
Ama yine de milim ilerleme yaşanmıyor, youtube.com adresine gitmeye çalıştığınızda “05.05.2008 tarihli ve 2008/402 nolu” karara ulaşıyorsunuz.
Başta Başbakan olmak üzere yetkililer acaba sevgili kardeşim Tolga Tanış’ın Washington’dan geçtiği haberi görmüş müdür?
ABD Başkanı Barack Obama, 700 bin kişinin oylarıyla 11 bin soru içinden seçilen 12 soruya “Youtube”da cevap verdi.
Gazeteciler yerine halkın sorularını cevapladı ve bunu sosyal paylaşım ağı Youtube aracılığıyla, bütün dünyanın istediği zaman seyredebileceği şekilde yaptı.
Obama diyorum, Youtube’da diyorum, halkın sorularını cevaplamış diyorum, bizde niye hâlâ yasak diyorum, çok mu zor bir anlatsanıza diyorum...
Kime diyorum?
Yakışıyor mu Türkiye’ye, yakıştırıyor musunuz hakikaten?
Çok ayıp.
NOT: Youtube yerine erişilen yasaklama sayfasında muhbirler için www.ihbarweb.org.tr adresi bulunuyor. Bir ihbarda bulunmak istiyorum. Yasağın uygulayıcısı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın web sayfası aşırı kötü, o da kapatılsın! Fiber kablodan ufuk çizgisine bakan Atatürk selamlaması filan... Kurumun isminin güzelliği ayrı bir olay zaten. Hem Telekomünikasyon hem İletişim, maşallah, maşallah... İlk fırsatta İrtibatlandırma’yı da eklersiniz, maşallah, maşallah.
Paylaş