Paylaş
Erdoğan’ın konuşmasını tamamlamasının ardından sahneye çıkan AKP Van İl Başkanı Abdullah Aras, Başbakan’a yaldızlı çerçeve içinde büyütülmüş bir fotoğraf hediye etmişti.
Fotoğraf, 23 Ekim 2011’de gerçekleşen 7.2 büyüklüğündeki Van depreminde hayatını kaybeden Yunus Geray’a aitti.
*
13 yaşındaki Yunus depreme bir internet kafesinde yakalanmıştı.
Üstüne kapaklanan cansız bir beden sayesinde hayata tutunabilmişti tutunabildiği kadar.
Kurtarıldığı anda yüzünde şaşkın, korkmuş bir ifade, omzunda ömrünü “kurtarılmayı bekleyebileceği” kadar uzatabilen o cansız bedene ait bir el vardı.
*
Yunus kurtarılamadı ne yazık ki; iç kanamadan öldü.
Van depreminin simgelerinden biri olarak hafızalarda kaldı o acı fotoğraf karesi.
Ölü bir çocuğun fotoğrafını yaldızlı çerçeve içinde gülümseyerek hediye etmek ve gülümseyerek kabul etmek ise hiçbir zaman anlaşılamadı...
En azından bazılarımız tarafından!
*
Salı günü ikinci şok geldi...
Başbakan Erdoğan’ın mutat salı fırçalamasının ardından kürsüye bir grup partili çıktı.
Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinden gelen AKP İl Teşkilatı Gençlik ve Kadın Kolları temsilcileri, Tunçbilek Belde Başkanı Ayhan Aşkın ve Kütahya milletvekili Vural Kavuncu’nun bir hediyeleri vardı.
*
Yine bir yaldızlı çerçeve gelmişti.
Bu kez bir fotoğraf değildi gelen, yani fotoğraf da diyebiliriz ama “fotogerçekçilik” esaslarına göre yapılmış bir resimdi demek daha uygun olur teknik açıdan.
Tablo, Başbakan Erdoğan’ın 2008’de Zonguldak Kozlu’da gerçekleştirdiği bir maden ziyaretinde çekilen fotoğraftan yola çıkılarak yapılmıştı.
*
Sanat eleştirmeni değilim fakat 1960’larda ortaya çıkan ve sanat camiasında “Bu ne be!” şeklinde tepkiyle karşılanan fotorealizm/fotogerçekçilik akımına uygun bir çalışmaydı.
Hoş, fotogerçekçilikte esas olan görüntüyü inanılmaz derecede net ortaya koymaktır ve bu tablo teknik açıdan epeyce zayıftı ama olsun.
Israr eden olursa “sosyal gerçekçilik” veya fotogerçekçiliğin yakın akrabası olan “hipergerçekçilik” kategorisine de yerleştirebilir.
Erdoğan iki hafta önce 301 maden işçisini kaybettiğimiz bir ortamda...
Kendisini bemmmmbeyaz madenci tulumu ve “Maden var dediler indik” şeklinde özetlenebilecek kararlı ifadesiyle resmeden bu kıymetli eseri de gülümseyerek kabul etti.
*
AKP’nin sanatla ilişkileri iktidarı sırasında epeyce tartışıldı...
Heykel, tiyatro, popüler televizyon dizileri, makbul olan/olmayan edebiyat vb gibi başlıklar altında tartışmaktan bitap düştüğü oldu toplumun.
Nihayet anladım...
Bu devrin makbul sanat anlayışı fotogerçekçiliktir.
İleride AKP temalı bir bienal düzenlenecek olursa “Yunus Geray’ın Ölümü” ve “Başbakan Kozlu Madeni’nde” başlıklı bu iki çalışma başyapıt muamelesi görecektir.
Ama iki eserle bu iş olmaz.
“Van minut!.. Van minut!..” temalı bir video-yerleştirme (Kutluğ Ataman şahını yapar!) pekâlâ ilgi görür.
Eğer arzu edilirse Gezi tayfası ölen gençlerimizle ilgili bir “stencil duvarı”nı da eminim o bienale ekleyecektir!
‘Motto’muzu da “Sanat İktidar İçin” olarak belirledik mi, ooooh bizden iyisi yok valla...
Paylaş