Çekirdek avcılarını tanıyalım

Çekirdek, Baro Başkanı Tahir Elçi’yi Diyarbakır’ın orta yerinde, güpegündüz öldüren merminin çekirdeği...

Kaçanın mı, kovalayanın mı, fırsat gözleyenin mi silahından çıktığı belli olmayan ama Elçi’nin canına kıyan merminin çekirdeği...

Hendeğe saklı terör örgütü silahından mı çıkmıştır, güvenlik güçlerine ait silahtan mı bilemediğimiz merminin çekirdeği...

İşte o çekirdek bulunursa aydınlanırmış ancak cinayet.

O çekirdek Tahir Elçi’nin canına kıyalı iki günü geçmişti bu yazıya oturduğumda.

Çekirdek henüz bulunamamıştı.

Onu geçtim, çekirdeğin bulunmasını sağlayacak inceleme doğru dürüst yapılamıyordu.

Aralarında bakanlığın görevlendirdiği müfettişlerin de bulunduğu yetkililer, cinayetin işlendiği yere yaklaşınca silahlar patlamaya başlıyordu.

Cinayetin ardından da benzer bir olay yaşanmıştı, hatırlayalım...

Silahlar izin verdiğince ve artık olay yerinden geriye ne kaldıysa incelenecek, araştırılacak, mucize kabilinden bir delil bulunursa şükredilecek.

Şu kadarını söyleyeyim, olay yerindeki kan izleri vesairenin üstüne yağmur bile yağdı bu arada.

Çekirdek bulunur mu peki bu kadar zamandan sonra?

Bugüne kadarki tecrübelerimiz biraz zor bulunacağını, velev ki bulundu diyelim, senaryosunun zaten yazılmış olabileceğini söylüyor.

Hem Tahir Elçi’yi öldüren “meçhul çekirdek”in bulunmasını ister mi ki o silahı ateşlemiş olan “olağan şüpheliler”?

İki taraf da çekirdek bulunmadığı sürece, sonsuza kadar suçu karşı tarafın üstüne atabilecek argümana sahip nasıl olsa?

Bir taraf diyecek ki, devlet öldürdü, çekirdeği sakladı, cinayeti kararttı.

Diğeri diyecek ki, teröristler öldürdü, olay mahalline yaklaştırmadı, çekirdeği sakladı, cinayeti kararttı.

Her ikisi de derdini anlatacak, günahını/suçunu örtecek ve karşı tarafı suçlayacak bahaneyi bulmuş, çekirdek peşinde ne kadar hızlı koşar acaba?

Bir de biliyorlar tabii, çekirdek bulunursa silah bulunabilir.

Silah bulunursa tetiği çeken bulunabilir.

Tetiği çeken bulunursa onun “sahibi” bulunabilir.

Esas sahipler bulunursa gerçek bulunabilir, adalet bulunabilir, barış bulunabilir.

Belki o zaman barışı oy manevralarına, barışı terör eylemlerine kalkan olarak kullananların maskesi düşer.

O zaman belki Tahir Elçi’nin ruhu huzura erer...