Paylaş
Hesap kitap işlerinde çok fenayımdır. Yeni bir hesap işine girişip elime yüzüme bulaştırmak istemem; herhalde üç aşağı beş yukarı bugün için de geçerlidir...
Biletimi erken alıp hayal kurma süremi uzatmayı seviyorum. Aynı profesör (doğal olarak) çeyrek bilete büyük ikramiye isabet etme şansını yüzde 85 olarak açıklamıştı.
Cüzdanımdaki çeyrek biletteki numaralara bakıp kişisel hayallerime dalıp gittiğimde en yakın dostumla yıllardır en ince detaylarına kadar planladığımız tekneyle dünya turunu öne (ve daha konforlu bir pozisyona) çekmeyi düşünüyorum.
Sevdiklerimin geleceğine katkıda bulunmak, çalışmalarını önemsediğim ve desteklediğim bazı kuruluşlara ara sıra sağladığım mütevazı yardımı arttırmak, hobilerimi (plak, kitap işte ne olacak) daha rahat bir bütçeyle sürdürebilmek, daha fazla ve daha konforlu seyahat edebilmek vesaire...
*
Cebimdeki bilete büyük ikramiye isabet etmesi ihtimaliyle ilgili okuduğum gerçek ve bu yüzden de matrak(!) bir yazıyı hatırlıyorum gülerek “dünyaya dönmek” için.
O makaleye göre ölümüme bir eşek veya atın sebep olması ihtimali büyük ikramiyenin bendeki bilete çıkmasından daha fazlaydı.
Kafama bir hindistancevizi düşmesi neticesinde “terk-i hayat eylemek” ihtimalim dört kat daha fazlaydı.
Böyle uzayıp giden bir listeydi işte, anlaşıldı herhalde nereye varmak istediğim...
*
Sayıp döktüğüm kişisel hayallerime ulaşmak için tek yol büyük ikramiyeyi beklemek değil elbette.
İnsanlığın kaderini değiştirecek bir keşif, çok para kazandıracak bir yatırım, kimseciklerin göremediği bir fırsatı fark etmem de mümkün tabii ama bir at veya eşek tarafından tepilerek ölmem “yine” çok daha olasıdır herhalde!..
*
Bir yıl daha devrilirken Türkiye’nin cebinde de bir bilet olduğunu düşünsek...
Büyük ikramiye herhalde barış ve huzurun gelmesi, daha özgür daha demokratik daha müreffeh bir ülkeye dönüşmemiz olacaktır.
Bu ikramiye için bir çekilecek piyango yok işte...
Ancak isteyerek, çaba göstererek, samimiyetle çalışarak, diyalog kurarak, bağnaz taraflarımızı törpüleyerek ulaşabiliriz büyük ikramiyeye.
Dediğim gibi hesap kitap işlerinde kötüyüm.
Ama yeni yılın bu saydıklarımı Türkiye’ye getirecek bir büyük ikramiyeye dönüşme ihtimali ne yazık ki bugünden bakınca pek yüksekmiş gibi gelmiyor.
2015 çok ağır geçti, çok üzüldük, çok yıprandık, çok öldük...
Yine de umudu kaybetmeden, sevgiyi ve barışı yücelterek uğraşmaktan, düştüğümüz yerden kalkıp yeniden çalışmaktan başka yol yok...
*
Asıl büyük ikramiyenin yanı başınızda durduğunu müjdeleyerek noktalayalım yazıyı yeni yıl coşkusuna uygun olarak...
Sevdiklerinizle, kıymet verdiklerinizle, ailenizle, dostlarınızla mutlu anlar yaratıp paylaşmaktan, aşktan, sağlıktan ve huzurdan daha büyük bir ikramiye yok.
O da yakınlarınızda bir yerde, fazla uzağa gitmeden sarılın ve tadını çıkarın.
Herkese mutlu, umutlu bir yıl dilerim.
Sevgiyle, saygıyla...
Paylaş