Paylaş
Günlerdir “sıkça dinlediğim şarkılar” arasında yer alan “Düğüm”ü ve genel tarzını böyle hınzır bir tanımlamayla sunuyor Kana Kana...
“Kana Kana”, müzik macerasını yıllardır takip ettiğim, Kaçak’tan, Gaddar’dan ve daha pek çok başka yerden tanıdığım Övünç Dan’ın “çekmecede uyurken” uyandırılmış bir projesi.
Yeni çıktı, geçen hafta; müzisyenlerin ayakta kalmaya çalışırken üretmeye de devam ettiklerini işaret eden örneklerden biri...
Yaklaşık dört yıl önce, Şubat 2017’de “Müzikte yeni dalga yükselirken” başlıklı bir yazı yazmıştım.
“Malumu ilan” sayılabilecek, aslında gümbür gümbür gelen/gelmiş olan bir kuşağı gazete sütunu kadar dar bir alanda çerçeveye yerleştirme çabasından ibaret o yazı, başka araştırma dosyalarını, platformların yeni dalga listelerini peşine takarak umduğumdan fazla ses getirmişti.
Bugün niyetim aradan geçen dört yıl içinde o yazının kahramanı kuşağın vardığı noktanın küçük bir fotoğrafını daha çekmekti aslında...
Kimileri etki alanını genişletti, kimileri özünü korumayı gözeterek ana dalgaya karıştı, kimi parçalanarak çoğaldı, kimi dağıldı tahmin edilebileceği üzere.
Çoğunun ayakta olduğunu, üretime devam ettiğini, memleket sınırları dışında prestijli festivallerde boy gösterdiğini, müzikal manada müthiş gelişme gösterdiğini görmek sevindirici.
Gaye Su Akyol’dan Jakuzi’ye, Palmiyeler’den Ağaçkakan’a o yazıda bahsi geçenler bu yıl da yeni şarkılar, albümler sundu bize; çok şükür demek gerekir tam bu noktada!
Bu süreçte kervana yeni katılanlar da çok oldu. Geçen dört yıl içinde modern seslere yaslanarak, coğrafyanın ruhunu harmanlayarak farklı tarzlardan pek çok isim belirdi yıldız haritasında.
“DIY/Kendin Yap” felsefesine, gelişen türlü teknolojik imkâna ve söyleyecek sözlerine dayanarak ortaya çıkanların kimi hip hop, kimi hisli müzikal günlük, kimi cayır cayır rock and roll, kimi elektronik taban/şiirsel tavan formülünü uyguladı.
Kiminin bir şarkılık ömrü oldu, kimi dinleyici kitlesini kemikleştirdi, genişletti.
Dediğim gibi niyetim bu müzisyenlere ve yayınlamayı sürdürdükleri yeni parçalara, albümlere odaklanmaktı ancak “yaşadıklarını” hatırlatmak dürtüsü ağır basıyor.
Müzik zaten bir mucize ama başta bu genç kuşak temsilcileri olmak üzere tüm müzisyenlerin bir mucize gerçekleştirdiklerinden emin olabilirsiniz.
“Şartları” ve “miktarı” tartışmalı desteğin gerçeklerle örtüşmediği apaçık.
Neredeyse bütün gelirlerini canlı performanslardan elde eden, zaten kazandıklarını da çoğunlukla müzik yapmak için harcayan sanatçıların bu şartlarda daha ne kadar devam edebileceklerini sanıyoruz?
Müzisyenler hakikaten yüce gönüllü insanlardır; yakından tanıdığım için ben biliyorum, siz de bilin isterim.
Pandemi sürecinde gelirleri neredeyse tamamen kesildi; çoğu günlük, haftalık, konserlik, turnelik süreçlerde kazanılan parayı bölüşen dev bir sektör ortada kalıverdi.
Sadece bize özgü değil bu durum elbette ancak destek konusunda en şanslı sanatçıların bizde yaşadığını da kimse söyleyemez.
“Streaming” üzerinden gelen paranın azlığı ortada; eskiden plak şirketlerinin, radyo kartellerinin, dev organizasyon firmalarının yediği pastaya yeni ortaklar çıkıyor, dilim büyüklükleri ayarlanıyor sadece...
Bir yandan da yeni şarkılar geliyor...
Spotify’ın sürekli tazelenen “Üçüncü Yeniler” listesinde kimi tanıdık, kimi ilk görüş heyecanıyla karşılanan isimlerin bin bir zahmetle, başka işlere koşturup ayakta kalmaya çalışırken yaptıkları şarkılar bunlar...
Hepsini şahane bulduğumu söyleyemem ama hepsinin ruhunu şahane buluyorum, nasıl güçlüklerle hazırlandıklarını bilerek saygıyla ve sevgiyle kucaklıyorum, biraz da duygusallaşıyorum...
DİNLEYİCİ OL, SEYİRCİ KALMA
MÜZİSYENLERE veya daha geniş perspektiften bakınca sanatçılara destek olmanın yolu var mı peki?
Yeni yollar deniyorlar size ulaşmak için. Online konserler, etkinlikler, gösteriler vesaire...
Sponsor desteğiyle düzenlenen bu tarz etkinliklerle ayakta kalmaya çalışan sektöre destek olmak için sponsor olmanıza gerek yok; karınca kararınca biletli olanlara katılabilirsiniz.
Pandemi sürecinde katıldığım online konser deneyimlerinden şartlar düşünülünce gayet memnun ayrıldım.
Şarkıları, albümleri, “biletleri” satın alma imkânınız varsa, gücünüz yettiği ölçüde para ödeyerek edinmeye çalışın.
“Kelin merhemi olsa” diyecek olanımız çok, biliyorum ama, gücünüz ölçüsünde diyorum ben de...
Dayanışmanın tek yolu maddi değer aktarımından geçmiyor. Canları yandığında, seslerini çıkarttıklarında yanlarında olun, seslerini yükseltmeleri için destek verin, dinleyici olun ama seyirci kalmayın özetle...
Paylaş