Paylaş
Bunu bizzat ben düşünüyorum; işte böyle güzel ve isabetli düşünüyorum...
Alkışlarınıza biraz ara verirseniz, şahsen konuşmama ve başka bir yerde eşine benzerine rastlayamayacağınız isabetli analizime devam edeceğim canlarım.
Ne demiş Recep Altepe? Ne yapmış?..
Kendi Twitter hesabından kendisini öven bir tweet paylaşmış.
Şöyle demiş o “tüvit”te:
“Başkanım @recep_altepe. Bu şehre kimin ne kadar hizmet ettiğini biz çok iyi biliyoruz. Gayretinizi de hizmetlerinizi de görüyoruz. Sağ olun.”
ANLAMADILAR BAŞKANI
Vay efendim sen kendini nasıl översin diye gelsin dalga, gitsin mavra...
Dünyanın en kıymetli gazetecisi ve köşe yazarı olarak ben, yani “Yüce Kanat Atkaya”, Recep Altepe’nin vizyonunun anlaşılamadığını düşünmekteyim; çok da sağlıklı düşünmekteyim (hafiften deliriyordu)...
Herkes memleket geneline yayılmış moralsizlikten, umutsuzluktan, sevgisizlikten bahsederken Recep Altepe çıkmış ve kendisini sevmiş, takdir etmiş işte.
Recep Altepe “Dünyayı güzellik kurtaracak; bir insanı sevmekle başlayacak her şey” diyerek içlenmiş her büyük devlet adamı gibi belli ki...
Ve “Kimi sevsem de dünyayı kurtarsam” diye düşünürken aklına kendisi gelmiş ve kendini öven bir “tüvit” salmış sosyal deryaya...
Millet dalga geçmeye başlayınca “Sosyal Medya yönetiminde danışmanlık aldığımız kuruluştan bir kişinin resmi hesabımdan yayınlamış olduğu mesaj bilgim dışında yapılmıştır” şeklinde savunma yapmasına ise ne yalan söyleyeyim üzüldüm.
Ortadoğu ve Balkanlar, palamut ve kalkanların bir numaralı kanaat önderi olan bana sorsaydı “Öv kendini be Başkan, kimse övmüyorsa sen öv...” diye konuşurdum.
HERKES KENDİSİNİ SEVSE
“Herkes kendi evinin önünü süpürse, memlekete bal döküp yalardık be biriciğim” mantığından hareketle “Herkes kendisini sevseydi, barış depar atarak gelirdi” demek istemiş belediye başkanı işte, niye anlamıyorsunuz?!
Hürriyet’ten kalabalık bir ekiple geldiğim Gaziantep’te, otel odasından yazıyorum bu yazıyı.
Maiyetimdekilere “Bütün dünyanın sabırsızlıkla beklediği makalemi yazmak için kral daireme çekiliyorum... Ben olmasaydım ne yapardık!” diye seslendim Kebapçı Halil Usta’dan çıkışta...
Yayın Direktörü Fikret Ercan yanıma gelip elini alnıma koydu ve “Ateşin mi yükseldi senin” diye sordu.
AMBULANS ÇAĞIRIN, KAFA GİTTİ
“Fikret Abi, ben olmasaydım n’apardı Hürriyet? İyi ki varım be!” dedim ve devam ettim:
“Bu gazeteye, kimin ne kadar hizmet ettiğini biz çok iyi biliyoruz. Gayretimi de hizmetlerimi de görüyoruz. Sağ olun...”
Fikret Abi “Ambulans çağırın, Kanat galiba kafayı yedi!” demekle yetindi.
Arkadaşlar boynuma ve bileklerime kolonya sürerek sakinleştirmeye çalışırken bağırmayı sürdürüyordum:
“İnsanlık ne yapardı ben olmasam? Hayvanlar âlemini kim böyle sevgiyle kucaklardı? Bitkiler, börtü böcekler; okyanuslar ve iç denizler sahipsiz kalırdı taam mı? Türkiye’de medya filan kalmazdı ben olmasam, anlaşıldı mı? Zeugma Müzesi’ne götürün beni, mozaiğimi yaptırıp girişe asacağım. Böyle yakışıklı gördü mü bu dünya? Böyle akıllı geldi mi, ha?..”
Anlamadılar bizi Recep Başkan...
Ben olmasaydım ne yapardık?
Hey Allah’ım!..
Paylaş