Beatles’tan bir devrim daha

PERŞEMBE cumaya evrilirken, saat tam gece yarısını işaret ederken evde şöyle bir durum vardı...

Haberin Devamı

Bir yandan pikapta “With The Beatles” albümünün mono versiyonu (orijinal mono kaydı daha iyidir) dönerken, bir yandan da dijital müzik dinleme platformu Spotify’da dinlediğim albümün belirmesini bekliyordum.

Bu “tuhaf” durumun dünyanın dört bir yanında küçük farklarla da olsa (başka bir albüm, başka bir format vb) yaşandığına emin olduğum için, içimdeki “insanlıkla ortak hareket etme coşkusu” da tavan yapmıştı.
Nihayet saat 00.01’i gösterdiğinde bilgisayarımın ekranında açık vaziyette bekleyen Spotify’da (ve diğer 8 benzer platformda) The Beatles külliyatı beliriverdi.
Günün en popüler sloganını, “Let It Be”den esinlenerek ortaya atılan ve çok tutan “Let It Stream/ Bırak Aksın”ı tekrarlayarak ömrüm boyunca bana eşlik etmiş The Beatles klasiklerini listelerime dağıtmaya başladım.


*

Haberin Devamı


The Beatles’ın uzmanlara göre “müzik coşkusunun insanları en çok sarıp sarmaladığı” Noel’de mükemmel bir zamanlamayla dijital müzik dinleme platformlarına açılması artık yaprakların çok nadiren kıpırdadığı müzik âleminde bir heyecan tsunamisi yarattı.
Dünyanın önemli bir bölümünün tatilde olduğu, dolayısıyla medyanın da büyük ölçüde ense yaptığı bir dönemde olduğumuzdan Türk basınının olayı daha iyi yansıttığını söyleyebilirim.
Böylesi “tembel teneke” günlerde olmamıza rağmen dün bu yazıya başlamadan web üzerinde birkaç iyi analiz okudum.
Billboard’un hazırladığı “Yeni başlayanlar için The Beatles Rehberi” veya Rolling Stones’un “The Beatles’ın bu kararı müzik endüstrisi için ne mana ifade ediyor?” başlıklı derlemesini tavsiye ederim.
Tatil sonrası sadece müzik dergilerinde değil, ekonomi sayfalarında da bu konunun derinlemesine ele alınacağına eminim.


*


Peki sadece 7 yıla 12 stüdyo albümü sığdırmış, neredeyse yarım asır önce (45 yıl) dağılmış, iki üyesi hayata veda etmiş, üstüne sayısız “yeni müzik türü” gelmiş bir grubun bu kadar heyecan yaratmasının sırrı nedir?
The Beatles, 600 milyonluk satış rakamıyla (yasal rakam bu sadece) halen dünyanın en çok albüm satan grubu.
“Bütün zamanların...” diye başlayan listelerde en iyi, en etkili grubu seçilmeye devam ediyor, müzik dışında da dünyanın çehresini değiştiren bir kültür ikonu olarak listelerin üst sıralarında yerini koruyor.
The Beatles CD formatına da epeyce geç girmiş ama satış listelerini altüst etmişti, i-tunes’a da epeyce geç katılmasına rağmen dengeleri değiştirmişti.
Aynı etkiyi bugün de yaratacağını, hatta yarattığını görmek mümkün.
Dün baktığımda Spotify’daki takipçi listesi milyonlarla ifade ediliyordu (2 günde 4 milyonu buldular) ve her saniye geometrik olarak artıyordu.
Spotify ve YouTube gibi ortamların müzik sektörünün yeni güç merkezleri olduğu malum.
2012’de bu mecrada 600 milyon dolarlık bir pazar vardı, 2014’te bu rakam 1.1 milyar dolara ulaşmıştı, varın siz hesaplayın...
Müzik piyasasını yakından takip eden uzmanlar The Beatles’ın görkemli girişinin pazarı daha da yükseğe sıçratacağından emin.
Hatta bu mecradan elde edilen telif gelirlerinin düşüklüğünden şikâyet eden veya bu sistemlerin müziği değersizleştirdiğini düşündüklerinden uzak duran Adele veya Taylor Swift gibi isimlerin de vaziyeti bir daha gözden geçirmek zorunda kalacakları söyleniyor.


*

Haberin Devamı


The Beatles’ın gücünü, kuşaklar boyu farklı kültürlerden dinleyicileri ve sanatçıları kesintisiz etkilemesini, hem müzikal hem de kayıt teknikleri açısından imza attığı devrimleri anlatmaya, tekrarlamaya bu sütunun yetmeyeceği malum.
Bir The Beatles albümü çalmaya başladığında henüz konuşmayı bilmeyen bebelerden, 70’lik delikanlılara ve genç kızlara kadar yarattığı muhteşem ortak etkiyi zaten kolayca gözlemleyebilirsiniz.
Zamanı aşmış, ortak hafızaya hiç kimsenin erişemeyeceği bir güçle yerleşmiş şarkılarını sevmemek neredeyse mümkün değildir.
Dünkü köşesinde –yine- bu gelişmeye değinen Ertuğrul Özkök “Bir şey daha anladım ki Beatles tam zamanında ayrılmış. Rolling Stones gibi değillermiş, gidecek fazla yolları yokmuş” şeklinde çok talihsiz bir tespitte bulunuyordu.
İki sevdiğim grubu karşılaştırmak hatasına düşmeyeceğim. İtirazlarımı Özkök’e yüz yüzeyken “tane tane” de anlatırım zaten.
Ama şu notu paylaşayım...
Paul McCartney, Temmuz 2006’da Mojo’da yayınlanan mülakatında The Rolling Stones’dan Keith Richards’la geyik muhabbetine gömüldükleri bir sırada Richards’ın şu sözlerini aktarır:
“Sizin grupla bizim grup arasındaki fark... Bizde bir lider vardı sizde dört...”

Haberin Devamı

(Not: Spotify’da bu yazıya da eşlik edebilecek bir The Beatles listesi hazırladım. Spotify’da ‘Kanat Atkaya’ olarak ararsanız ve çalma listelerime girerseniz dinleyebilirsiniz. Ama herkesin The Beatles listesi farklı olacaktır, benimki de zamanla değişir, bunu da hatırlatayım. İyi pazarlar dilerim...)

Yazarın Tüm Yazıları