LEMAN Dergisi’nde sevdiğim pek çok karakter var. Fakat Kaan Ertem’in Erkut Abi’sinin yeri ayrıdır. Erkut Abi, pelerin takan, saçları dökülmüş, asık suratlı bir tiptir.
En mühim özelliği pişmiş kelle gibi sırıtarak karşısına dikilip, yaptıkları kabahati marifetmiş gibi anlatanlara, yanındaki ‘görevliler’ aracılığıyla şahane cezalar kesmesidir. Bir de ceza uygulamaya geçmeden mutlaka ayran, gazoz bir şey ısmarlar.
Kaan Ertem’in yine benzer özellikler taşıyan diğer kahramanı Erdener Abi’nin aynı zamanda okul sıralarından arkadaşı olduğu bilinir.
Erkut Abi’nin karşılaştığı enayiliklere ince ayar yapmasına bayılırım.
Malatya’ydı, Dubai İkiz Kuleleri’ydi, Gökhan Demikol’un (Gamze Özçelik hadisesini hatırlayınız) emniyette fotoğraflarının çekilmesine karşı çıkması (hakkı olabilir o ayrı) filan derken sinirler yıpranınca çareyi Erkut Abi’ye başvurmakta buldum.
Kaan Ertem, kahramanını kullandığım için umarım bozulmaz. Ama bir yerde Erkut Abi hepimizin abisi ve benim gözümde bu memlekette adaleti layığıyla yerine getiren bir numaralı tiptir.
Şimdi Erkut Abi bu yazıyı okusa beni çağırtıp ‘Alın bunu, önce bir ayran ısmarlayın. Sonra da dudaklarını bir daha Erkut Abi diyemeyecek şekilde düğümleyip, 50 milyon kere ‘Ben eşeğim Erkut Abi’ yazdırın’ diyebilir.
Desin, Erkut Abi ne derse doğru der.
Adaleti Erkut Abi’ye teslim etmeyi öneriyorum ve Kaan Ertem’in affına sığınarak Erkut Abi’yle gündemdeki meseleler üzerine laflamaya gidiyorum...
* * *
Erkut Abi, bu elemanlar devlete emanet edilmiş hap kadar çocuklara fena muamelede bulunmuş. Dövmüş, hakaret etmiş, kaynar sularla yakmışlar yavruları...
- Şimdi siz bunlara su bile vermeyin derim öncelikle. Sonra bir eşek bulup Mozambik’e suya yollayın; kendi imkanlarıyla bulsun suyu ama eşek. Sonra ‘O eşek sudan gelene kadar sizi meşe ağacından hazırladığımız bu sopalarla tanışmaya davet ediyoruz’ diyerek eşeğin ardından Mozambik’e kadar sopalayın bunları.
- Bu işe olur diyenleri toparlayıp otomobile bindirin ve mesela iftar saati civarlarında Pangaltı-Mecidiyeköy arasındaki trafikte 20 tur attırın. Belediye Reisi’ni ayrı otomobile bindirin, o 40 tur atacak. Cevahir’in yarattığı trafiği çözemeyenler, zaten arapsaçı olan Maslak trafiğini nasıl çözecekler, bir de onu anlatsınlar toplam üç milyar kelime kullanarak. Ama dikkat edin, üç milyar kelime içinde bir kez bile İstanbul’un ‘İ’si geçmesin. Her ‘İ’ harfi için kafalarına bir kule dikin bunların. Kuleler 500 metre olsun...
Erkut Abi, Şişli’de yine boru patlamış, iki gün sular kesikmiş...
- Hah bunu söylediğiniz iyi oldu. Bu İSKİ sorumlularına da içecek bir şey yok. Kafalarına künk yerleştirip baraja yollayın bunları. Künkleri suyla doldurup doldurup susuz semtlere taşısınlar. Yolda dökülen su miktarını hesaplayın, zamlı tarifeden ne kadara denk geldiğini bulup maaşlarından kesin.
Erkut Abi şu manken kızın müstehcen filmini çektiği iddia edilen arkadaş, emniyette ayak, bacak, el, göbek ve göbek altının fotoğraflanmasına izin vermemiş... Ama varmış böyle bir hakkı...
- O hakkı verenlerle ayrıca görüşelim.. Bu arkadaşı da fotoğraf makinesi haline getirin, ömrünün kalan kısmında duvar fotoğrafı çekecek şekilde Çin Seddi’nin önüne bırakıp gelin. Bir de ilaçlı gazoz alın buna yolda, şuuru açılana kadar içsin çocuk... Haydi bakalım.