Paylaş
Başakşehir karşısında Rodriguez’in yerine cezasını tamamlayan Selçuk’u, Umut’un yerine Sinan’ı henüz form tutamayan Semih’in yerine de sakatlıktan dönen Chedjou’yu yerleştirerek bir heyecan dalgası yaratmayı ummuştu herhalde Hamza Hoca.
Moralsiz Galatasaray’ın bu değişikliklerle de ivme kazanmadığı net bir şekilde ortadaydı.
20’nci dakikadan sonra ufak da olsa hayat belirtisi göstermeye başladı sarı-kırmızı ekip.
Bir “butik atak”, birkaç pozisyonumsu, biraz yanlış vuruş seçimiyle de olsa varlığını hissettirdi en azından.
Bu sırada büyük takım görmüş geçirmiş Bekir, Emre, Ferhat gibi deneyimli futbolcularıyla Başakşehir de etkili akınlar geliştirdi elbette.
Ancak maç boyu kusursuz bir performans sergileyen Muslera, “Tokum abi yemeyeceğim bugün” günündeydi.
Özellikle ilk yarıda perde kapanırken yaptığı kurtarış muh-te-şem-di!
Galatasaray’ı maçta tuttu, galibiyetin bence mimarı oldu.
İki yana da devrilebilecek şekilde seyreden maçta topa ve burun farkıyla oyuna sahip olan Galatasaray uzun bir süre Başakşehir surlarına çarpıp geri döndü.
Aynı şekilde Başakşehir de fırsatlar buldu fakat dedik ya, Muslera “gol yememe yemini” etmişti.
TİTREK DURUM
Nihayetinde Podolski insanın içini “El? Kol?” şeklinde gıcıklayan ve tekrar izlendiğinde topun koluna çarptığı görülen pozisyonda golü buldu.
Başakşehir gibi sürekli oyunun içinde kalmayı önemseyen bir takıma karşı tek gollü galibiyet, herhalde herkes kabul eder ki; biraz “titrek” bir durum.
Fakat Astana maçında düşen yüzleri azıcık da olsa güldürecek ikinci gol de geldi 84’üncü dakikada..
Verilen şansı pek iyi değerlendiremeyen Sinan’ın yerine oyuna giren Umut Bulut, Sneijder’in kaleyi pas geçen şutunu tamamladı ve Galatasaray çok önemli bir 3 puanı daha cebine koydu.
Ekim ayında Galatasaray hiç İstanbul dışına çıkmıyor.
Milli maç arası da elde kalanlarla biraz toparlanmak, odaklanmak, tamirat ve tadilat yapmak için iyi fırsattır.
Umarım bu fırsatı iyi değerlendirirler...
Paylaş