12 Yıllık Esaret

YILIN filmi seçildi: 12 Yıllık Esaret...

Haberin Devamı

Seyrettim.
Zulüm, hak yemek, hayat hırsızlığı üzerine bir film...
Vicdansızlık karşısında ne yapacağını bilememek üzerine bir film...
Bir adamın çaresizlik girdabına kapılması, zalimin elinde oyuncak olması üzerine bir film...
Parlak vaatlere kanıp elinde avucunda olanı da kaybetmek üzerine bir film...
Emeğini, ömrünü, umutlarını sömürerek zenginleşenlere kul köle olmak üzerine bir film...
Hak aramayı unutmak, insanca ve özgür yaşama talebini dile getiremeyecek kadar sinmek üzerine bir film...
En temel hakları için sesini duyurmayı düşündüğünde bile kaba dayaktan işkenceye, hücre cezasından ölüme kadar cezalarla ezim ezim ezilmek üzerine bir film...
Canına okuna okuna kanıyla, emeğiyle beslenen zalim sisteme meftun olacak hale gelmek üzerine (de) bir film...
Cesaretin cezalandırıldığı, biat etmenin ödüllendirildiği “hayın dünya” üzerine bir film...
Yalancının, hayat hırsızının, alçakların kazandığı bir sistemde hapsolmak ve çıkış yolu yokmuş sanmak üzerine bir film...
Kendisini dinin tüm gereklerini yerine getiren bir adam olarak gösterenlerin ne kadar gaddar, ne kadar günahkâr olabileceğini gösteren bir film...
Hani bazı filmlere “Gerçek hayattaki karakterlerle ilgisi yoktur; varsa da yokmuş gibi yapalım arkadaşlar” ibaresi görürüz ya...
Bu öyle değil.
Hayır canım, atlamayın hemen; bizim ülkemizle hiiiç ama hiç alakası yok bu filmin!
19’uncu yüzyılın ilk yarısında ABD’de iş, aş vaadiyle kandırılıp köle tacirlerinin eline düşen özgür bir siyah adamın dramatik ve gerçek hikâyesi üzerine bir film...
“Yürek rendesi” bu 12 yıllık esaret sırasında kötü insanların, hırsızların, arsızların, yüzsüzlerin, zalimlerin ciğer röntgenini inceliyoruz.
Allah’ı dilinden düşürmeyenlerin günahlarına kılıf uydurmalarını izliyoruz.
Neyse sonunu söylemeyeyim, tadınız kaçmasın.
Bedelini ödeyip istersek hep beraber izliyoruz işte.
Oynatalım mı filmi babacım?
Oynatalım babacım...

Yazarın Tüm Yazıları