Paylaş
İlköğretim okullarımız, üç kategoride öğrenci almaya başladı.
Birincisi, çevresinde başka bir okul yoksa, hem ilkokul, hem de ortaokul birinci sınıfa öğrenci alan ilkokul+ortaokullar, tek müdürlük altında eğitimine devam etti.
Ankara’da 221 okulumuz bu şekildedir.
İkincisi, aynı bahçede iki binası bulunan ilköğretim okullarımızın binalarından biri ilkokul, diğeri de ortaokul olarak belirlendi ve ayrı müdürlükler altında, iki ayrı okul oluştu.
Üçüncüsü, birbirine yakın ancak, aynı bahçede olmayan iki okuldan biri ilkokul, diğeri de ortaokul olarak belirlendi.
Bu şekilde oluşan 494 ilkokulumuz, 224 adet de ortaokulumuz var.
Dönüşen okullarımızın tamamında, kademeli geçiş yöntemi belirlenerek, okulların mevcut öğrencilerinin bulundukları okullarında eğitimlerini tamamlamaları amaçlandı.
Başka bir deyişle, okul dönüşümleri sadece ilkokul ve ortaokul birinci sınıflara uygulandı.
Şimdilerde sıkça sorulan şu: “Bizim okulumuz hem ilkokul, hem ortaokul öğrencisi alıyordu, önümüzdeki yıl sadece ilkokul veya sadece ortaokul olacağı söyleniyor, doğru mu?”
Bu doğru değil.
Geçen yıl planlandığı gibi devam edecek okullarımız.
Yeni yılda, yeni bir planlama ile karşılaşmayacak velilerimiz.
Zaten bu planlamalar, içinde okul müdürlerimizin, muhtar ve velilerimizin de bulunduğu, ilçe millî eğitim müdürlüklerimizce oluşturulan komisyonlarca belirlendi çoğu ilçemizde.
Belki, spesifik olarak, birkaç yerde yeniden değerlendirmeye ihtiyaç duyulabilir ama bu da makul, mantıklı bir gerekçeye dayanacaktır.
KADRO FAZLASI ÖĞRETMENLERİN DURUMU NE OLACAK?
Ankara’da hem kadro fazlası öğretmen olduğu, hem de bazı bölgelerde bu öğretmenlere ihtiyaç bulunduğu yönünde haberler çıktı medyada.
Bu da doğru değil.
Geçtiğimiz ay içinde, ilimizdeki kadro fazlası öğretmenlerin atamaları yapıldı.
Bu da üç aşamalı olarak gerçekleştirildi.
Birinci aşamada, kadro fazlası öğretmenlerimiz, bulundukları ilçede ihtiyaç bulunan okullara kendi istekleri ve puan üstünlüğüne göre atandılar.
İkinci aşamadaysa, dokuz metropol ilçede, yine isteklerine ve puan üstünlüğüne göre yapıldı atamaları.
Üçüncü aşamada, ihtiyaç olan okullara, puan durumuna göre re’sen atamaları planlanırken, Bakanlığımızca il dışından ve il içinden mazerete dayalı atamalar devreye girdi ve okullarda ihtiyaç bulunan kadrolar önemli oranda dolduruldu.
Böylece, re’sen atamaya ihtiyaç duyulacak bir durum neredeyse kalmadı.
Kaldı ki, zaten re’sen atama gerçekleşse bile, öğretmenlerimizin mazeretleri mutlaka dikkate alınacaktı.
Ankara’da sınıf öğretmenliği branşında öğretim yılı başında 1220 öğretmen fazlası varken; bugün itibariyle bu sayı 832 ye düştü ve ihtiyaç fazlası gibi görünüyor.
Ancak bilinmesi gereken en önemli konu şudur:
Kadro fazlası öğretmenlerimiz ‘bankamatik’ memuru olarak, çalışmadan maaş alıyorlar gibi bir yanlış algı var.
Bu da doğru değil.
Elli iki bin civarında öğretmen ve idarecisi olan bir ilde, maaşsız izne ayrılan, eşinin görevi nedeniyle uzun süreli yurt dışına giden, askere giden, doğum izni kullanan, hastalığı nedeniyle uzun süreli rapor alan öğretmenlerimizin yerleri, bu ihtiyaç fazlası gibi görünen öğretmenlerimiz tarafından doldurulmaktadır.
Aslında bu öğretmenlerimiz bile, çoğu kez yeterli olamamakta, ücretli öğretmene ihtiyaç duyulduğu zamanlar da olmaktadır.
Branş öğretmenlerinin sayısal durumuna gelince:
Ankara’da farklı branşlarda 2864 öğretmenimiz kadro fazlasıyken, istek ve puan üstünlüğüne göre yaptığımız son atamalarla bu sayı 1813’e düşmüştür.
Branş öğretmenliği, sınıf öğretmenliği gibi değildir.
Okuldaki toplam ders sayısı, yine okuldaki branş öğretmenlerine eşit bir şekilde dağıtılmaktadır.
Kaldı ki, yukarıda sayılan nedenlerle, bir miktar kadro fazlası öğretmene her zaman ihtiyaç duyulmaktadır.
Özetle: Gerek okulların dönüşüm, gerekse öğretmenlerimizin yerleştirilmesi yönündeki planlamalar il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerimizce titizlikle yapılmaktadır.
Bu yapılırken de insan odaklılığa özen gösterilmektedir.
Bir taraftan öğrencinizi öğretmenine kavuşturacaksınız; diğer taraftan da öğretmeninizin mağduriyetine yol açmamaya çalışacaksınız.
Elbette bazen bu iki unsuru bir araya getirmek mümkün olmayabiliyor.
Öğrencinin ihtiyacıyla, öğretmenimizin talebi örtüşmeyebiliyor.
Nadiren oluyor bu.
CNBC-e Kuruluşunun yaptığı değerlendirmeye göre Ankara, eğitimde Türkiye’nin en yaşanılır kenti seçiliyor birkaç yıldır.
Üniversite sınavlarında da en başarılı birkaç kentin içinde yer alıyor Ankara.
En çok eğitim projesi üreten, AB ülkelerine en çok hareketlilik uygulanan eğitim kenti Ankara.
Bunlar, rastlantısal değildir elbette.
Öğretmenlerimizin, idarecilerimizin özverili çabaları, titiz planlama çalışmaları, Ankara basınının motive edici ve başarıyı teşvik edici duruşu, bu başarıların en önemli unsurlarındandır.
Paylaş