Paylaş
TÜRKİYE ile Amerika Birleşik Devletleri arasında görüşmeler son dönemlerde hayli yoğun. Bu görüşmelerin temelinde tabii ki Suriye konusunda yaşanan siyasi pazarlıklar ön planda. Ancak iki ülke arasında buna paralel ilerleyen önemli bir konu da ekonomik. Türkiye ile ABD arasında uzun stratejik ortaklık yıllarına rağmen ticaret hacmi 2018 rakamlarına göre sadece 20 milyar dolar. Bunun 12.4 milyar doları ABD tarafına ait. Bu rakamın arttırılması son günlerin en önemli konusu. ABD Başkanı Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçen yıl dillendirilen 100 milyar dolar hedefiyle iş dünyası için büyük bir fırsat gündemde.
Bu hedefe ulaşmak için iki ülke iş dünyası raporlar, yol haritaları hazırlıyor. Türk tarafında geçen aralık ayında Türkiye Amerikan İş Konseyi (TAİK) yol haritasını belirlemek üzere çalışma başlatmış ve daha sonra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türk İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Türkiye İhracatçılar Meclisi, Uluslararası Yatırımcılar Derneği, ABFT gibi iş dünyasının temsilcileri bir araya gelerek herkesin yaptığı çalışmaları tek bir çatıda birleştirmiş ve nihayetinde Boston Consulting Group’tan bu süreci yönetmesini istemişti.
Bu arada yoğun görüşmeler başladı. Geçen yıl Washington’da TAİK Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ ve ATC başkanı General James Jones’un katıldığı toplantılar yapıldı. Geçen ayki G20 zirvesinden sonra Yalçındağ, Trump’a mektup göndererek, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkartılması için Trump’ın desteğinden iki ülke iş dünyasının memnuniyetini dile getirdi. Bu mektupta hedefe nasıl ulaşılacağına ilişkin rapor hazırlandığını da söyledi.
Mektuptan sonra 5 Ağustos’ta ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, Yalçındağ’ı arayarak rapor hakkında bilgi istedi ve ABD tarafının hazırladığı raporla karşılaştırmak üzere Yalçındağ’ı 29 Ağustos’ta Washington’a davet etti.
İşte bu yoğun temasların ardından ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross önceki gün Türkiye’ye geldi. Elinde dosyalarla gelen Ross’un hem iş dünyası hem de Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmeleri var.Ross, Türkiye’de ilk 3 gününü İstanbul’da başta TAİK olmak üzere TÜSİAD, TOBB, TİM, YASED ve ABFT gibi iş dünyasının temsilcileri ile geçirecek. Pazar günü de tarihi yerleri ziyaret edecek. Haftasonu Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile görüşen Ross, 9 Eylül’de ise Ankara temaslarına başlayacak.
NEW YORK’TA LANSMAN
İki tarafın hazırladığı raporlarda yatırım ortamının iyileştirilmesi, iki ülke arasındaki algının güçlendirilmesi gibi ana konular var. ABD tarafının dikkat çektiği konular arasında devlet görevlilerinin hızla aksiyon alması, lojistik maliyetlerinin düşürülmesi, gümrük prosedürlerinin kolaylaştırılması isteniyor. ABD Türkiye’ye sıvılaştırılmış petrol gazı (LNG) ihracatını arttırmak istiyor. Öne çıkan sektörler havacılık, enerji, sağlık ve tıbbi cihazlar, kimya ve finans. ABD tarafının diğer beklentileri arasında tarımsal ürünlerin ithalatı, farmakoloji alanındaki uygulamalar, veri korumaya ilişkin düzenlemeler ve 5G için atılması gereken adımlar nedeniyle Amerikan şirketlerinin yaşadıkları zorlukların aşılması da yer alıyor.
Türkiye’nin hazırladığı yol haritasında ise Çin’e gelecek muhtemel vergilerden sonra tekstil, otomotiv ve beyaz eşya gibi sektörler öne çıkıyor. Raporda Türkiye’nin hem nitelikli üretimiyle hem de düşük maliyet yapısıyla Amerika’ya ihracatını arttırabileceği vurgulanıyor.
Ross’un yaptığı görüşmelerde bu iki raporun tek bir proje haline getirilmesi bekleniyor. Bu projenin lansmanının ise TAİK ev sahipliğinde 25 Eylül’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu haftasında New York’da 10. Türkiye Yatırım Konferansı sırasında yapılacağını öğrendim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılması beklenen bu konferansta lansmanın da iki ülkenin başkanları tarafından yapılması bekleniyor.
TAİK Başkanı Yalçındağ’a sıklaşan bu ziyaret ve görüşmeleri anlamını sordum. Yalçındağ ekonomik işbirliğinin arttırılması için iş dünyası olarak yoğun çaba harcadıklarını söylüyor. Bu ziyaretlerin Türk iş dünyasının beklenti ve kararlılığının aktarılmasında etkili olduğunu anlatan Yalçındağ, 25 Eylül’de New York’ta gerçekleştirilecek Yatırımcı Konferansı’nda da bu kararlılığın gündeme geleceğini Amerikalı iş adamları ve yatırımcılara Türkiye’deki potansiyeli anlatacaklarını vurguluyor.
YOL HARİTASI NETLEŞİYOR
TİCARET Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye’yi ziyaret eden ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross ile dün sabah bir araya geldi. Ziyaretin ardından Twitter hesabından açıklama yapan Pekcan, şunları söyledi: “Oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Görüşmede Türkiye ile ABD arasında ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması için atılabilecek adımları ele aldık. Görüşmemizde, sivil havacılık, otomotiv, otomotiv yan sanayii, mücevher, mobilya, tekstil gibi sektörel bazda ABD’ye ihracat kapasitemiz ve bu kapasitenin harekete geçirilmesi için yapabileceklerimizi görüştük. Bu çerçevede, özellikle ABD’deki dağıtım kanallarına erişim konusunu ele aldık ve sektörler bazında firmalara yönelik programlar hazırlamak konusunda mutabık kaldık. Bu süreci en kısa sürede başlatacağız. Ayrıca, ikili ticaretimiz önündeki bazı engel ve uygulamaların kaldırılması ile ilgili somut beklentilerimizi kendilerine ilettik. Ross, 10 Eylül’e kadar ülkemizde bulunarak özel sektörle temaslar gerçekleştirecek. Ziyaretin sonuçlarını salı günü Ankara’da yapacağımız görüşmede ele alacak ve yol haritasını netleştireceğiz.”
LÜKS PERAKENDENİN 2020 GÜNDEMİNDE TÜRKİYE YER ALMIYOR
LÜKS perakende dünyada 300 milyar doların üzerinde bir ekonomi yaratan önemli bir sektör. Louis Vuitton’dan Michael Kors’a, Fendi’den Burberry’e 100’den fazla marka lüks pazarını oluşturuyor.
Dünyadaki ekonomik zorluklara rağmen bu sektör her yıl büyümeye devam ediyor. Ancak her alanda olduğu gibi yönü artık ekonomileri krizlerden kurtulamayan batı değil büyüyen doğu... Çin, Körfez ülkeleri, Hindistan bu markaların yeni gözdeleri.
Mimar Holding şirketi Acroglobal, Türkiye’de bu markaların mağazalarının mobilyalarını üreten bir Türk şirketi. Bu lüks markaların mücevher titizliğinde hazırlanan mağaza mobilyalarını İkitelli’de üretiyor. Geçen günlerde şirketin yöneticileri Orçun Özkan, Genel Müdür Tolga Ermanla sohbet etme fırsatı buldum.
Yaptıkları iş gerçekten önemli. Çünkü şirket 70 lüks markanın 23 ülkedeki 181 mağazasına mobilya ihraç etmiş. İkitelli’de yapılan üretim gerçekten bir mobilya üretimi gibi değil. 1370 tedarikçiye yaptırılan her parça ayrı ayrı dizayn ediliyor. Gitmeden kuruluyor. Tolga Erman, “Bizim işimiz aslında mobilya üretmek değil, terzi atölyesi felsefesiyle çalışıyoruz” diyor.
Şirket ortaklarından Alpaslan Özarpat, Türkiye’nin malzemeden üretime bu niş alanlarda önemli bir potansiyele sahip olduğunu ekliyor ve “Milano’da üretilen mobilyayı daha üst kalitede bizim İkitelli’deki ustalarımız üretebiliyor. Tek eksiğimiz özgüven” diyor.
Lüks perakende sektörünü çok yakından izleyen yöneticilere Türkiye ve dünyada sektör nereye gidiyor diye soruyorum, yanıtları şöyle: “Lüks perakendede taşlar yerinden oynuyor. Artık çok büyük mağazalar değil, daha yaygın ve küçük mağazalar ortaya çıkıyor. Michael Kors’un erkek konseptine girmesi gibi arayışlar var. Tabii talep dünyanın doğusu ve Körfez ülkelerinde. Yani para neredeyse orada. ABD lüks marka outlet’iyle ayakta duruyor. Türkiye ise hiçbir markanın 2020 planlarında yok. Bir tek Galataport’ta birkaç mağaza olabilir.”
Paylaş