Paylaş
“Futbol asla yalnızca futbol değildir...” 1994 yılında İngiltere’de yayınladığı bu kitapta Simon Kuper, neredeyse bir dünya turu yaparak futbolun politika ve kültürlerle ilişkisini araştırıyordu. Kuper’in 22 ülkede yaptığı yüzlerce röportaj da gösteriyordu ki; ülkeleri kasıp kavuran futbol sadece bir top oyunu değil, siyasi olduğu kadar ekonomik bir güçtü...
Dünyada dijital dönüşüm dönemine girildi. En popüler spor dalı olan futbol ve diğer spor dalları gücünü koruyor görünse de, hayatın yeni gerçekleri var artık. Milenyum sonrasında adeta teknolojinin içine doğan ve ‘Z Kuşağı’ olarak tanımlanan yeni kuşakla birlikte, dünyada yeni bir fenomen de yayılmış durumda. Bu fenomenin adı ‘elektronik spor’ ya da daha bilinen tanımıyla ‘espor.’ Dünyanın dört bir yanından gençleri internet aracılığıyla buluşturan ve oyun oynamasını sağlayan espor öyle bir noktaya geldi ki, federasyonu olan, oyuncu lisansı verilen, büyük organizasyonlarıyla müsabakaların yapıldığı bir büyük güç artık. Dünyada 16-20 yaş arasında 100 milyon kişi, espor tutkunu ve 45 ülkede federasyon kurulmuş.
Schalke 04, Manchester City, Sporting Lisbon, Paris Saint Germen gibi önemli kulüplerin takım kurduğu bu spor alanında Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş da ilgisiz kalamadı ve kendi takımlarını kurdu. Şimdi oluşturulan ligde yarışıyorlar. Bu takımların da Messi’si, Ronaldinho gibi starları, yıldızları var.
ESPOR ARENALARI
Tabii bu akımla birlikte doğan bir büyük ekonomi de var. Türkiye bu ekonomide, ABD, Çin ve Kore gibi ülkelerin ardından geliyor büyümede. espor’un dünyadaki ekonomik büyüklüğü yıllık 906 milyon dolar. Türkiye’de 3.5 milyon kişinin izlediği spor müsabakalarının da katkısıyla 774 milyon TL’lik bir pazar yaratılmış durumda.
Anne babaların biraz kaygı duyarak izlediği bu spor dalının daha da gelişeceği ise şirketlerin, alışveriş merkezlerinin ilgisiyle ortada. Ana takımların sponsor bulamadığı günümüzde, bu takımlara sponsor ilgisi artıyor...
Son aylarda alışveriş merkezlerinde ise “espor arenaları” ortaya çıkmaya başladı. İstanbul’da Star City, Emaar, Watergarden, Maslak 42, Demirören gibi AVM’lerde açılan arenaları görünce, bu merkezlerden bazılarını yöneten Jones Lang LaSalle’nin (JLL) Bölge Direktörü Dora Şahintürk’le konuştum.
İki yıldır espor’u izlediklerini söylüyor Şahintürk. Dünyada Z kuşağı ile birlikte AVM’lerin de geleceğinin yeniden gözden geçirilmeye başlandığını anlatan Şahintürk, “Dünya Z ve ondan sonra gelecek Alfa kuşağının peşinde. Artık düzenlemeler onların ilgi alanlarına göre oluşturulmak zorunda” diyor.
UYGUN ALANLAR VAR
Espor’un AVM’ler için can suyu olacağını söyleyen Şahintürk, şöyle konuşuyor: “Bu dalda spor müsabakaları için arena gerekiyor. Bunu yaratmak kolay değil. Biz de kendi işlettiğimiz AVM’lerde uzmanlarla bu alana uygun alanlar oluşturmaya karar verdik. AVM’lerin ömrü 40-50 yıl, genç kalmak zorundayız.”
Espor’un bugün 3.5 milyon olan genç izleyici sayısının hızla artacağını anlatan Şahintürk, “Bilgisayar başında oyun oynayan gençlerin AVM’lere gelmesini sağlamak istiyoruz. Böylece fiziksel olarak da hareket edecekler” diyor.
Yani yeni kuşakların tutkusu “Espor da asla sadece bir bilgisayar oyunu” değil.
CİROLAR YÜZDE 15 ARTTI AMA...
AVM’lerdeki son durum hakkında da bilgi veren Dora Şahintürk, “Sorun yokmuş gibi davranıyoruz ama önemli bir gri dönemden geçiyoruz. Üstelik bunun ne kadar derinleşeceğini de bilmiyoruz” diyor. AVM cirolarının yüzde 15 arttığını ama bu oranın enflasyonun gerisinde kaldığını ekleyen Şahintürk, “Perakendeci yeniden enflasyonist ortama alışmaya çalışıyor. Karsızlık ortamı var. İlk kez yatırımcı ile perakendeci aynı yere bakmak zorunda” diyor.
AVM’LER FORM DEĞİŞTİRİYOR
Dora Şahintürk yeni dönemde alışveriş merkezi kavramının da değişmeye başladığını söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Artık yaşam merkezi diyoruz. Bu nedenle sinema, tiyatro gibi sanat mekanları, yeme içme alanlarındaki artışla çalışan insanlara hayatı kolaylaştırmak peşindeyiz. Bir AVM’de ilk kez Çizgi Roman Müzesi açıyoruz. Hep güncel kalmak zorundayız.”
Z BÜYÜYOR SIRADA ALFA KUŞAĞI VAR
2000’li yıllarda doğan Z kuşağı “internet ve mobil teknolojileri kullanmayı seven, internet aracığıyla sosyalleşmeyi tercih eden” bir kuşak. Yeni gelecek kuşağa ise Alfa kuşağı adı veriliyor. Onların özellikleri ise şöyle sıralanıyor:
Teknolojinin içine doğan bu kuşak, dünyayı fiziksel sınırları olmayan bir yer olarak görecek.
Telefon ve sanal gerçeklik hayatlarının parçası olacak.
Çevrimiçi alışveriş yapacaklar ve önceki nesillere göre daha az insanla temas etmek öncelikleri olacak.
Robot arkadaşlarla ya da yardımcılarla oynamak hayatlarının bir parçası olacak.
Daha az konuşacaklar ve gerekmedikçe fiziksel buluşmalardan kaçınacaklar.
Paylaş