"Ben TÜSİAD başkanı olsun istiyorum, onun gönlü Fenerbahçe’de.”
Koç Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Rahmi Koç’la bu yılın başında yaptığımız bir sohbette, Ali Koç’un Fenerbahçe başkanlığı yine gündemdeydi. Nasıl karşıladığını sorduğumda, Rahmi Bey yukarıdaki yorumu yapmıştı.
Ali Koç’un Fenerbahçe’ye başkan adaylığı son günlerin en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Bu kez Koç kendi ağzından 2018’de aday olabileceğini açıkladı. Ali Koç, Ankara’dan sinyal alıp mı aday oldu, yoksa nabız mı yokluyor? Aziz Yıldırım’ın desteği var mı, yoksa erken mi davrandı? Fenerbahçe ve futbol camiası şimdi bu soruların yanıtlarını arıyor. Türkiye’nin en büyük şirketinin başındaki bir işadamının bunları düşünmeden konuşacağını düşünmek zor tabii.
TÜSİAD’DA NELER OLACAK?
TÜRK Telekom, telekom sektörünün oyun kurucularından önemli bir şirket. Bir süredir kamuoyu gündemine üst düzey yönetim değişikliği ile geliyor. İlk değişim FETÖ soruşturması ile yaşandı. CEO Erkan Akdemir ve bazı üst düzey bürokratlar gözaltına alınıp bırakıldıktan, sonra istifa ettiler.Kısa bir süre önce ise CEO ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinde 1000 gün kalan Rami Aslan gitti, yerine Türk Telekom’un özelleştirilmesinin ardından CEO olan Paul Doany yeniden geldi.Aslında Türk Telekom’da yönetim değişikliği beklentileri FETÖ soruşturmasından önce de vardı. Çünkü Türk Telekom’un yüzde 55 hissesini özelleştirmeden alan Hariri ailesi sıkıntılı bir süreçten geçiyordu. Ve bu gelişmeler sınırların dışında yaşanıyordu.Saudi Oger LTD’in Suudi Arabistan’daki inşaat şirketi ciddi bir krize girmişti. Oger Construction, petrol fiyatlarındaki gerileme sonrası Suudi Arabistan’da durgunluğa giren inşaat sektörü nedeniyle zora girmişti. Şirkette ağustos ayında yaşananlar, dünya basınında “Hintli işçiler aç susuz kaldı” bilgisiyle yer almıştı.Saudi Oger LTD iflasa doğru sürüklenirken bu krizi aşmak için de çareler arıyordu. Bu adımlardan biri elindeki varlıkları satmaktı.
SUUDİ HÜKÜMETİ VE TAV’LA MASADA
Son günlerde çeşitli kaynaklardan gelen iddialara göre Hariri ailesi Saudi Oger LTD’yi satmak için Suudi hükümeti ile masaya oturdu. Bir başka satış görüşmesinin ise işletmesini üç ortakla gerçekleştirdiği Medine’deki havalimanı için yapıldığı söyleniyor.Bu iddialara göre Haririler havalimanında bulunan yüzde 33.3 oranındaki hisselerin yarısını satacaklar. Bu şirketin ortaklarından biri de Türkiye’den TAV. Yine iddialara göre TAV’ın da ilgili olduğu bu satış için görüşmeler sürüyor.Türk Telekom’da özelleştirmeden sonra oluşan ortaklık yapısı ise şöyle:“Saudi Oger’in yüzde 50 ortağı olduğu Oger Telekom’un hisse oranı yüzde 55. Hazine’nin yüzde 30. Yüzde 15 ise halka açık.”Analistlere göre Oger Telekom’un elindeki en önemli varlıklardan biri Türk Telekom. Ancak üç gün önce Bloomberg’in verdiği bir habere göre Oger, Türk Telekom’un 4.5 milyar TL’sini Türkiye devletine peşin ödemek için bankalardan aldığı kredinin taksitini ödeyemedi.Şimdi merak edilen konu Saudi Oger’in yaşadığı bu kriz Türkiye’nin en önemli şirketlerinden biri olan Türk Telekom’u nasıl etkileyecek?Saudi Oger satış konusunda Suudi hükümetiyle anlaşırsa Oger Telekom’u da satmış olacak. Böylece Türk hükümetinin yeni ortağı Suudi Telecom yani Suudi Arabistan olacak!Kulislerde bu sorunun yanıtı merakla bekleniyor.
Yabancı yatırımda sıkıntılı yıl
TÜRKİYE’nin hedefi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek. Bunun için milli gelirinin 1 trilyon dolara ulaşması gerekiyor.
MÜJDELER olsun! Türkiye’de çok yakında dünyanın en büyük grupları arasına üst sıralardan girecek bir holding doğdu. Bu holdingin adı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF). Kesin rakam bilinmiyor ama ilk belirlemelere göre TMSF’nin şimdiden irili ufaklı 200 şirketi oldu.
Müjde dedim ama durumun pek müjdelik yanı yok tabii ki. Bir zamanlar batık bankalar ve bağlı şirketleriyle uğraşan TMSF, tam ‘işleri bitirdim’ derken, yeni bir tasfiye sürecinin ortasına düştü. Üstelik karmaşık ve akla karanın hiç belli olmadığı bir süreç bu. Önceki dönemde hesabı kitabı belli, genel anlamda hesapları düzgün yani kurum olmuş şirketlerle uğraşan TMSF, bu kez Bayburt’taki contacıdan, Gaziantep’teki halıcıya kadar geniş bir yelpazede çalışacak...
SAHADA 50 UZMAN
Aldığım bilgilere göre TMSF yaklaşık 50 uzmanı ile Türkiye’nin her köşesinde saha çalışmaları yapmaya başlamış. Bu çalışmaların sonunda el konulan şirketlerin durumu tespit edilecek. Satılacak olan satılacak, birleşecek olan birleşecek, kimileri de kapatılacak.Sahadan gelen ilk izlenimler, sürecin uzun ve zorlu olacağını gösteriyor. Çünkü iddiaya göre şirketlerin bazıları malları kaçırmış, bir masa bir kasa kalmış, kimi de mağdur. Bazı ispiyonların doğruluğu tartışmalı el koyulan şirketlerin geleceği belirsiz...
REFİK Baydur...
1930’lardan sonra sıfırdan doğan Türk sanayiinin var olma sürecine damgasını vuran isimlerden biri...
87 yıllık yaşamı önceki sona erdi ve bugün Teşvikiye Camii’nde kılınacak ikindiden sonra kılınacak cenaze namazını müteakip Zincirlikuyu mezarlığına defnedilecektir.
Son yıllarda hastalığı nedeniyle toplantılarda göremediğimiz Baydur’u bizim kuşağın ekonomi muhabirleri yakından tanır. Baydur, iş dünyasının sessiz ama etkin isimlerinden biri olmuştur hep...
HAFTA SONU Boyner Grubu’nun Tekirdağ Çerkezköy’deki Altınyıldız fabrikası satış mağazasına yolum düştü. Mağaza, içinde lojmanlar, kafeler, çocuk oyun alanları, kreş olan yemyeşil büyük bir kampusun içinde yer alıyor.
Mağazada sadece fabrikanın numune ürünleri değil, lüks markaların koleksiyonları da 30-40 TL gibi çok uygun fiyatlarla satılıyor. Merak ettim sordum. Biraz sohbet edince, Boyner Grubu’nun ağrısız sancısız yürüttüğü bir tasfiye öyküsü çıktı ortaya.
2011’DE TAŞINMIŞTI
Altınyıldız 1952’de Osman Boyner tarafından kurulan bir kumaş üreticisi. 1977’de İstanbul Yenibosna’da büyük bir fabrika açmış, 2011’de ise Çerkezköy’e taşınma kararı almıştı. Avrupa’nın en büyük tekstil ve konfeksiyon kompleksi olarak açılan Çerkezköy’deki fabrikada ilk yıl 1500 kişi çalışıyordu. Son yıllarda çalışan sayısı 900 civarındaydı.
Kapasitesinin yüzde 25’ini kendi markasıyla dünya pazarlarına satma hedefi ile açılan fabrikada Altınyıldız, Tommy Hilfiger, Massimo Dutti, Armani, Valentino, Cinque, Marks&Spencer, Zara, Ann Taylor ve S. Oliver gibi pek çok dünya devine de üretim yapılıyordu.
TÜRKİYE’nin İngiltere Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç’in konutundayız. Aralarında Ergun Özen’in de bulunduğu iş insanı ve sanatçı Türklerin sayısı bir hayli fazla.
Londra’ya yerleşen Türkler arasında finansçılar, sanatçılar, kendi işini kurmuş iş insanları var. Garanti Bankası’nın eski Genel Müdürü Özen de Londra’da finans konusunda danışmanlık yapacak bir şirket kurma hazırlığında. Yılın altı ayını Londra’da geçiriyor artık.
Kimisi yıllardır orada ama yeni yerleşenlerin sayısı da az değil. Çoğunun geliş amacı çocuklarının eğitimi. Gecedeki sohbette, bu nedenle gelen Türklerin sayısında artış olduğu anlatılıyor. Magazin sayfalarında okumuştuk; Hülya Avşar’ın kızı Zehra Çilingiroğlu, Westminister’da iş yönetimi ve pazarlama okuyacak ve Hülya Avşar da bu nedenle adeta Londra’ya yerleşecekmiş. Ancak, İngiltere yolunu tutan Hülya Avşar yalnız değil, onun gibi birçok ünlü de Londra’da yaşıyor.
SERMAYE KOŞULU YOK
Sohbet ettiğim Türkler, Londra’ya ilginin artmasındaki temel nedeni, İngiltere ile Türkiye arasındaki Ankara Anlaşması’na bağlıyor. Bu anlaşmaya göre Türkler, İngiltere’de iş kurmayı ve en az 6 ay yaşamayı taahhüt ettiklerinde oturma izni alabiliyor. Üstelik bir sermaye koşulu da yok. Eşiniz ve 18 yaşın altında çocuklarınızı da götürebiliyorsunuz. İngiltere’de geçen hafta bir anket yayınlandı. 1688 kişi ile yapılan ankete göre İngilizlerin istediği göçmenler listesinin en altında biz Türkler varız. “En alttakiler” sıralamasında Mısır, Pakistan ve Nijerya gibi ülkelerin bile altındayız.
GEÇİCİ BİR KORKU
Türklere yönelik korkunun kaynağı ise İngiltere’nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda yaptığı referandumda aşırı sağcı partinin yaptığı kampanya. Ancak gerçek göründüğü gibi değil. İngilizler Türk göçmenden korkarken, pek çok eğitimli ve paralı Türk Londra’nın lüks semtlerinde ikâmet ediyor. İngiltere Türk Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç, “Aşırı sağcılar sanki bütün Türkiye, Birleşik Krallığa gelecekmiş gibi kampanya yaptı. Korku bundan. Bunun geçici olacağını düşünüyoruz. Ankara Anlaşması ise bizim için önemli değer taşıyor” diyor. İngilizlerin korkusu yersiz ama asıl Türkiye bu gelişmeden korkmalı. Son dönemde yaşananların yarattığı umutsuzluk ülkeye güveni azaltıyor. Bir zamanlar tersine dönme eğilimi gösteren beyin göçü, hızlanıyor!
AMCA FOTOĞRAFA KIZMIŞ!
TÜRKİYE’nin önde gelen deri firması Deriden akraba evliliği yaptı. Türkiye’nin birçok noktasında mağazaları bulunan Deriden, artık dünyaca ünlü ayakkabı markalarının satışını yapan Marka Park’ın...
İbrahim Şenkal Özer sahibi olduğu Deriden’i kardeşi Gürkal Celal Özer’e devretti. Nisan 2016’da yapılan operasyonla Deriden’in yönetim kurulu başkanlığına Gürkal Celal Özer otururken, şirketin merkezinin de Marka Park merkezine taşınmasına karar verildi. Kulislerde artık Deriden’de tek pay sahibinin Marka Park’ın sahibi Gürkal Celal Özer olduğu söyleniyor.
RESMİ DİSTRİBÜTÖRÜ
Deriden, Türkiye’ye dünyaca tanınmış prestijli marka ve tasarımları getiriyor. Timberland’in resmi distribütörü olan Deriden, Timberland tarafından 2012 yılında “Yılın Distribütörü” seçilmişti.
Türkiye, 15 Temmuz’da karşı karşıya kaldığı acımasız darbe girişimini dünyaya anlatmak için çaba harcıyor. Çeşitli özel ve kamu kurumları Batı gazetelerine reklamlar veriyor, lobi firmaları ile anlaşmalar yapılıyor. Ancak karşısında öyle ciddi bir karşı lobi var ki, yaşananları ne Batı’ya ne de ABD’ye doğru biçimde anlatabilmek kolay. FTI Consulting, dünyanın büyük stratejik danışmanlık şirketlerinden biri. Merkezi Londra’da. Fortune 500’de yer alan dünyanın en büyük 100 şirketinden 48’i, HSBC gibi büyük bankalar ve dünyanın ilk 100 hukuk firmasından 92’si FTI ile çalışıyor.
Türkiye’den de TÜSİAD, Akbank, Denizbank, Eczacıbaşı gibi kurum ve şirketler de FTI’ın danışanları arasında. Geçen aylarda Image Grubu ile stratejik işbirliği yaparak Türkiye’ye gelen FTI, 15 Temmuz başarısız darbe girişiminden sonra da Uluslararası Yatırım Ajansı ile çalışmaya başladı.
İSTANBUL’A GELDİ
FTI’ın üst yönetiminden Jon Aarons, yabancı müşterilerinin isteği üzerine İstanbul’a geldi. Türkiye’de neler yaşanıyor, onlar adına görmek istedi. Bir araya geldik, izlenimlerini ve kendisini dünyaya doğru anlatmak isteyen Türkiye’nin neler yapması gerektiğini konuştuk.