Ve karşınızda yazar Gülben Ergen Çelik!

Yakından tanıyanlar bilir, spotların altındaki neşeli görüntüsünün ötesinde, gerçek bir kötü gün dostudur. Gönül hanesine dahil ettikleri, en sıkıntılı anlarında Gülben’i her zaman yanlarında bulur.Kendi hayatı da çalkantılar içinde geçmiş bir isimdir. Kolay mı bunca sene kulvarında hep en tepede kalabilmek? Kim bilir bilinen, bilinmeyen kaç fırtınaya göğüs germiştir.
Biz onun hep gülen yüzünü gördük ekran önünde ama perde arkasında elbette nice acılar gizlidir...



Velhasıl güçlü kadındır. Şimdi durup dururken bunca Gülben methiyesi de nereden çıktı İzzet diye sorduğunuzu duyar gibiyim. O yüzden lafı dolandırmadan anlatıyorum...
Geçen hafta Bebek’teki kuaför çıkışında muhabirlerin sorularını yanıtlarken, gazetecilerin dikkatini Gülben’in elindeki bir dosya çekti; sordular ama ser verdi, sır vermedi. O ‘top secret’ dosyanın içeriğiyle ilgili bütün ısrarlara rağmen tek kelime etmedi.
Gelelim sadede... Geçtiğimiz günlerde kısa bir Almanya seyahati yaptım. Şans bu ya, uçakta Gülben’in -adı bende saklı- çok yakın dostlarından biriyle karşılaştım. Laf lafı açtı, mesele Gülben’in elindeki ‘esrarengiz dosyaya’ geldi, dayandı. İşte size herkesin dizi ya da film senaryosu zannettiği dosyanın sırrı: O klasörün içinde, Gülben’in ilk kitabının prova baskısı varmış!



Gülben, hayatın insanın karşısına çıkardığı zorluklara, engellere, dertlere, çilelere karşı nasıl mücadele ettiğinin hikayesini yazmış. Kendi gözlemleri ve bakış açısıyla, adeta çağımızın hastalığı ‘tükenmişlik sendromuna’ karşı bir reçete çıkarmış. Nasıl daha mutlu, daha umutlu ve coşku dolu olunabileceğini hayatından kesitlerle anlatmış.
Elbette fikir aldığı isimler de olmuş kitabın yazım sürecinde. Bunların arasında, eserleri her zaman çok satanlar listesinin zirvesinde yer alan Elif Şafak da varmış. Hatta geçtiğimiz günlerde Instagram’ında “Ustam ve Ben” notuyla birlikte fotoğrafını paylaştığı Şafak, kitabın ön sözünü de yazacakmış.



Henüz adı konulmamış, mürekkebi yeni kuruyan kitap, önümüzdeki ay raflardaki yerini alacakmış. Hani tebdil-i mekanda ferahlık vardır derler ya; ben de tebdil-i mekanda sağlam bir magazin haberi yakaladım. Kitabın adı bugün yarın belli olur, onu da ilk fırsatta yazarım.
Bakarsınız önümüzdeki günlerde Gülben’le yazarlık macerasıyla ilgili bir röportaj bile yaparım. E gıyabında bunca bilgi topladıktan sonra, kimse kusura bakmasın ama ilk röportaj da doğal olarak benim hakkım...