Beni Meryem Uzerli oynasın Yılmaz’ı Kenan İmirzalıoğlu

İstanbul’un en kalburüstü ailelerinden birinden gelen, hayatı Bebek-Moda ekseninde geçen, pembe gözlüklü, sapsarı saçlı yalı kızı Fatoş’la, Çukurova’dan çıkıp ülkenin siyasetine de, sanatına da damga vuran Anadolu delikanlısı Yılmaz’ın hikayesi sizce de müthiş bir senaryo değil mi?
Üstelik bu hikayedeki her şey gerçek.
Birbirinden bayat bin yıllık aşk hikayelerine, artık gençlere bile bıkkınlık veren, ne güldüren ne düşündüren gençlik dizilerine sıkışıp kalmış televizyon sektörü, neden gözünün önünde duran bu aksiyon ve mücadele dolu, bir yanıyla da ülkenin en çalkantılı yıllarının belgeseli olacak öyküye el atmaz?
Fatoş Güney’in söyleşimiz sırasındaki tavrından da artık yaşadıklarını anlatacak bir diziye eskisi kadar soğuk bakmadığını hissettim.
Röportajın bir yerinde sarf ettiği “Yaşadıklarımız aynı zamanda milyonların da kaderiydi. İnsanlar o dönemi daha yakından tanımalı artık” cümlesi, önüne gelecek bir dizi projesine izin verebileceğinin işareti gibiydi.
Peki kimlerin canlandırmasını isterdi kendilerini Fatoş Güney?
Yılmaz’ı kim oynamalıydı? “Kenan İmirzalıoğlu” dedi hiç düşünmeden.
Ve hemen ekledi peşinden: “Karşısında da Fatoş rolünde Meryem Uzerli’yi oynatırlarsa, reyting rekorları kırarlar...”
Aynen katılıyorum Fatoş’un sözlerine.
Oyuncu seçiminde de hemfikirim kendisiyle.
Bakalım milyonları ekran karşısına kilitleyecek bu gerçek hikayeyi dizi yapmak, hangi akıllı yapımcıya nasip olacak?
Bu yazı da, benim bu çorbadaki tuzum olsun...

Osmanlı mutfağının en iyi 10’u

Asitane Restoran: Kavunun da dolması mı olur demeyin, yolunuz Kariye Müzesi’nin yanındaki bu mekana düşerse siparişinize mutlaka kavun dolmasını ekleyin. Bana teşekkür edeceksiniz...
Hacı Abdullah: Tam 99 yıldır Beyoğlu’ndaki yerinde hizmet veren bir İstanbul klasiği. Buranın kompostosunu içen müptelası olur, baştan uyarayım...
Konyalı: Osmanlı mutfağının en kıdemlilerinden. Benim favorim ise talaş böreği. Yanında buz gibi bir de limonata olursa...
Matbah Restoran: Osmanlı mutfağını adabıyla yapan sayılı mekanlardan. Hele bir güveçte kuzu etinden yapılan Muntencene’si var ki, gerçekten başyapıt...
Borsa Lokantası: Eğer hakkıyla döner yemek istiyorum diyorsanız işte en doğru adres...
Çırağan Tuğra: Mantıya benzeyen erikli domatesli reyhan kompostosu ile tatlandırılmış ve üzerinde tereyağı gezdirilmiş bir peynirli Piruhi’si var ki, gerçekten damaklara şenlik...
Kanaat Lokantası: Üsküdar’daki bu tarihi lokantaya yolunuz düşerse Özbek pilavı sipariş edin ve etle pirincin muhteşem raksıyla keyfedin...
Havuzlu Lokanta: Kapalıçarşı’nın içindeki bu lezzet durağının hünkar beğendisi, bana sorarsanız İstanbul’un en iyisi...
Yanyalı Fehmi: Kadıköy Çarşısı’nın içindeki küçük bahçeli bu şirin tarihi lokanta benim için özellikle de çorbalarıyla vazgeçilmez. Terbiyeli işkembe favorim...
Hünkar: Sıfırcı hoca Vedat Milor’dan bile tam puan almayı başarmış Hünkar. Hele de zeytinyağlıları gerçekten muhteşem...

Nazlı Ilıcak ile Nagehan Alçı arasındaki 10 fark

- Nazlı Nagehan’ın yaşlılığı, Nagehan’ın Nazlı’nın gençliği...
- Nazlı başöğretmen, Nagehan Çalıkuşu...
- Nazlı Valide Sultan, Nagehan Mihrimah Sultan...
- Nazlı gazetelerin, Nagehan televizyonlardaki gündüz kuşağının ‘persona non grata’sı...
- Nazlı nükleer bomba, Nagehan saatli bomba...
- Nazlı ‘demir lady’, Nagehan demir leblebi...
- Nazlı’nın şarkısı ‘Bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm’, Nagehan’ın ‘Küçüğüm daha çok küçüğüm’...
- Nazlı’nın rahatlığı yalısının taksidi olmamasından, Nagehan’ın rahatsızlığı taksidinin çok olmasından...
- Nazlı Dan Brown’ın kendisi, Nagehan Da Vinci’nin şifresi...
- Nazlı “Oğlum bak git” der, Nagehan “Erkeksen vursana”...

Paralel evrenden son havadisler

1-Hoparlör ve kulaklıktan tutun da çantaya kadar aklına ne gelirse ‘tasarlayan’ modacı Alexander Wang, tüm defilelerin Manhattan’da düzenlenmesine karşı isyan bayrağı açmış; bundan sonraki koleksiyonunu inadına Brooklyn’de sergileyecekmiş. “Tak çantanı koluna, herkes kendi yoluna” diyor anlaşılan Wang...
2- Karl Lagerfeld, İstanbul’da ilk defa kendi adını taşıyan markasıyla bir kadın giyim ve aksesuvar mağazası açıyor.
Nişantaşı’nda hizmete girmesi planlanan butiğin soyunma kabinlerinde kendi fotoğrafınızı rahat çekebilmeniz için bir sistem olacakmış. ‘Sistem’ kem gözlerden uzak olur inşallah... Ne de olsa burası Türkiye...
3- Seyahat ‘gurusu’ Robin Gauldie, CNN için kaleme aldığı bir yazıda, Türkiye’nin plajlar ve ‘çarşılardan’ ibaret olmadığını belirterek, okuyucularına Ankara’dan Kars’a trenle gitmeyi, Van Gölü’nde bot turu yapmayı, Kaçkar Dağları’nda bisiklete binmeyi ve Ağrı Dağı’na tırmanmayı önermiş.
Maalesef bize uymaz bu öneriler. Türkbükü’nde ikoncan seyretmeye alışkın ‘milletim ahalisine’ Ağrı’ya tırmanmak zahmetli gelir...
4- Amerikan Esquire dergisi, blogunda Gezi Olayları’nın ‘Duran Adam’ı Erdem Gündüz’den; ‘protesto etmeden protesto etmeyi’ dünyaya gösteren adam’ diye söz etmiş. ‘Yapmadan yapmayı’ başaranlar ülkesinde buna o kadar şaşırmamak lazım aslında.
5- Cambridge Düşesi Kate Middleton köpeği Lupo’nun, Sandringham’da yapılacak bir etkinlik için verilen davetiyesi Kraliçe’nin köpeklerini rahatsız edeceği gerekçesiyle son anda iptal edilince son anda Lupo karalar bağlamış. Bundan sonrası beni aşar, Ömür Gedik’e havale ediyorum meseleyi...
6- Yeni açılan bu siteye dikkat! Psikopat kurbanı bir kadın tarafından kurulan gizlipsikopat.com, psikopatları nasıl tanıyacağınıza, onlardan kendinizi nasıl koruyacağınıza dair ipuçları veriyor. Ziyaret edin derim, bir bakmışsınız kendinizi kendinizden koruyorsunuz...
7- Girls dizisinin başrol oyuncusu Lena Dunham’ın Vogue’un şubat sayısı için çektirdiği fotoğraflardaki ‘photoshop muamması’ Amerikan magazin basınınında günün konusu oldu. Lena’nın koluna ne olduğu konusunda hiç kimse hemfikir olamıyor.
8- Meryl Streep ‘August: Osage County’ filmiyle en iyi kadın oyuncu dalında 18. kez Oscar’a aday olarak ‘pes artık’ dedirtti.
9- Altın Küre’deki ‘Woody Allen tribute’ü sırasında oğlu Ronan, “Babam ile ilgili tribute bölümünü kaçırdım. Taciz ettiği 7 yaşındaki kızdan, Annie Hall filminden önce mi yoksa sonra mı bahsettiler?” diye iğneleyeci bir tweet atmış. Annesi Mia Farrow da bunu retweetlemiş... Anlaşılan ana-oğul Farrowlar, Woody’nin kendinden 35 yaş küçük evlatlığıyla evlenmesinin intikamını almaktan vazgeçmeyecek.
10- ABD’nin First Lady’si Michelle Obama geçtiğimiz hafta People dergisine verdiği röportajda estetik ameliyatlar ve botoksa yeşil ışık yakmış. “Şu an için kendime öyle bir rota çizmeyi düşünmüyorum ama...” dedikten sonra baklayı ağzından çıkarmış Michelle: “Kadınlar kendilerini iyi hissetmek için istedikleri her şeyi yapma özgürlüğüne sahip olmalılar.”
Obama ile boşanma dedikodularının çıktığı bu günlerde First Lady kendini yeni baştan yaratmaya mı hazırlanıyor acaba?