İyi ki öldün Özal!

Güncelleme Tarihi:

İyi ki öldün Özal
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 1998 00:00

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Yukarıdaki başlığı ikinci kez atıyorum. Bu başlık, benim Hürriyet'te çıkan ilk köşe yazımın da başlığıdır ve bu yüzden asla unutamam.

O yazıyı da hiç unutmuyorum. Özal'ın ölümünden hemen sonra ANAP'ta onun resimleri bile kaldırılıp bir yerlere tıkılmıştı. Resimlerle başlayan harekât, Mesut Yılmaz'ın muhteşem filozofik çabalarıyla fikriyat aşamasına gelmiş ve ANAP Özal'ı bir kez daha öldürmüştü.

Ben de ‘‘İyi ki öldün Özal’’ yazısını yazmıştım. Yıllar sonra aynı başlıkla bir başka yazı yazıyorum.

Yazıyorum, çünkü hükümet emeklilik yaşını yükseltmeye çalışıyor. Bu arada ANAP Özal'ın düşüncelerini canlandırmak için çırpınıp duruyor. Bir yerde yeniden Özal'a sarılıyor.

Doksan bir seçimlerinden sonra SHP ile koaliyon kurarak iktidar olur olmaz emeklilik yaşını indiren Demirel bu konuda susuyor. Ama o da Özal'ın temel düşüncelerinden birine sımsıkı sarılıyor.

‘‘Başkanlık sistemi’’ diye tutturuyor.

İnsanın, ‘‘Ya Rabbim sen bana sabır ver’’ diyesi geliyor.

* * *

Demek ki Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, aradan yıllar geçtikten sonra Özal'a dönüyorlar. Özal'dan medet umuyorlar.

Biliyorum ki, Türkiye'de pek çok aklı başında adam da aynı düşüncelere sahipler. Özal'a denizin üstünde yürüse, ‘‘yüzme bilmiyor'' diyecek kadar kendinden geçmiş bir takım dışında herkes, Türkiye'nin geleceğinin ‘‘ikinci değişim programı’’ çizgisini aşmak olduğunu artık kavrıyor.

Herkes ‘‘değişim’’den, ‘‘yeniden yapılanma’’dan bahsediyor. Herkes bir değişim ve yeniden yapılanma arayışına giriyor.

Türkiye'yi bin dokuz otuzlu yıllara döndürmek isteyenler bile, çağdaş uygarlığın Özal'ın tohumlarını attığı çizgide olduğunu biliyorlar.

Ne var ki bunu, saçlarının tellerine bile itiraf edemiyorlar.

* * *

Ben Özal'ı cumhurbaşkanlığı zamanında ‘‘İkinci değişim programı’’nı ortaya attığı zaman destekledim. Bu programı hâlâ da desteklerim.

Bu programın içinde, ABD tipi kuvvetler ayrılığına dayanan başkanlık sistemi başta geliyordu. Demokrasi ve insan haklarıyla, ekonomide özgürlükler ve yapısal reformlar başta geliyordu.

Tabuların yıkılması başta geliyordu. Güneydoğu'da barışın sağlanması, devletin diniyle barışması başta geliyordu.

Kurduğu Doğu-Batı sentezi ile Türkiye'yi gerçek yerine oturtmayı amaçlıyor, diniyle barışmış devletin küçülerek, insanların bu boşluğu doldurmalarını hedefliyordu.

Ne var ki, ‘‘laiklik’’ adı altında devlete din benzeri bir resmi ideoloji izafe edenler, ona elbette karşı çıkacaklardı. Çıktılar da..

Ama şimdi onu mumla arıyorlar ve çaktırmadan ona dönmeye çalışıyorlar.

Ama işte böyle burunlarından yakalanıyorlar.

* * *

Emeklilik yaşının yükseltilmesi ilk adımlardan biridir. Bunu Özal'ın yapmak istediği, ancak engellenen diğerleri de izleyecektir.

Ama Türkiye belirli bir yola en az on sene geç girmiş olacak, boşuna zaman kaybedecektir.

Hiç olmazsa, Sezar'ın hakkını Sezar'a verselerdi.













Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!