Paylaş
İngiltere Başbakanı Tony Blair'in eşi Cherie Türkiye'den giyiniyor. İngiliz sosyetesi de Türkiye'den giyiniyor, Isparta'daki Kimoteks'ten...
Bunu yeni öğrendim. KİMO fabrikasını geçen yıl Cumhurbaşkanı Demirel ile Başbakan Yılmaz açmışlardı. Fabrikanın sahipleri Sait ve Zahid Dilek kardeşlerdi. Sait meslektaşımız. Eski gazeteci. Demirel'le Isparta'ya son gidişimizde, fabrikayı gezmek için söz vermiştim. 19 Mayıs günü gittim. İyi ki gitmişim. Göğsüm kabardı, gurur duydum. Bir yılda 5 milyon dolarlık ihracat yapmışlar. İki hafta önce de çarpıcı bir olay yaşamışlar.
İngiltere'nin en büyük hazır giyim toptancıları Türkiye'ye geliyor. Sait Dilek'e İstanbul'da üç saatlik zaman ayırıyorlar. Sait, bir öneri yapıyor:
‘‘Bize ayırdığınız üç saati, 17.00-20.00 arasına kaydırabilir misiniz? Bu üç saat içinde sizi Isparta'ya götürüp getirebilirim. Uçakta görüşmelerimizi yaparız. Fabrikayı gezerken üretimi yerinde görme imkânını da bulursunuz.’’
İngilizler'in gözleri faltaşı gibi açılıyor. ‘Okey’ diyorlar, ama kuşku da duyuyorlar. Saat 17.00'de Yeşilköy'den havalanıyorlar. 40 dakika sonra Isparta Havaalanı'na iniyorlar. Fabrikaya yedi dakikada ulaşıyorlar. Yarım saatte kesimden biçime, dikişten ütüye kadar 960 işçi çalışan fabrikayı dolaşıyorlar: ‘‘Wonderful, Wonderful...’’ Sonucu Sait anlatıyor:
‘‘İlk üç ayın üretimini almak istediler. Temmuz ayına kadar olan üretimin satıldığını söyledim. Ağustos ve eylül üretimini kapattılar. Takım elbise, ceket, bluz, etek ve pardösü siparişi verdiler.’’
* * *
Üç saatte bir milyon poundluk bağlantı. İngilizler 20.05'te Yeşilköy'e geri dönüyorlar. İşte Türkiye. İşte Isparta Havaalanı'nın yararı! Baba, bu olayı duymadı. Bu sabah okuyunca, sanırım müthiş keyiflenecek. Bir milyon pound 2 milyon dolar eder. 3 milyon mark. Bilmem anlatabiliyor muyum? Ünlü Next, Richard, Very House ve Princepel gibi markaları Sait üretiyor. DYP Isparta milletvekili Aykon Doğan'a izlenimlerimi aktardım. Çok sevindi:
‘‘Haberim olsaydı seninle gelirdim. Cumhurbaşkanı'nın bu çocuğun bazı sıkıntılarını çözmesi lazım. Gümrük çok zorluyor. Ben bir ara çözdüm. Ama yine sıkıntıları var, biliyorum. Oraya ayakkabı fabrikası da kuracaklardı. Gönen Belediyesi sorun çıkarıyor. Destek yerine kösteklemeyi anlamıyorum.’’
Cherie Blair'ın üstündeki çizgili siyah takımı bir dergide görmüştüm. O takımdan bir TIR dolusunu benim yanımdan Londra'ya gönderdiler. Müthiş şey. Ama Aykon Doğan'ın söyledikleri de kulaklarımda çınlıyor. Hazin ve ayıp!
* * *
Ankara'da Ulusal Diyabet Kongresi yapıldı. Üç gün sürdü. Medya, insan sağlığı ile nedense hiç ilgilenmiyor. Politikacılar hiç umursamıyor. Oysa, yarın-öbürgün belki onlar da şeker hastası olarak hekimlere koşacaklar. Biz böyleyiz, yumurta kapıya dayanmadan kılımız kıpırdamaz! Gelecek yıl Dünya Diyabet Kongresi Kapadokya'da yapılacak. Orgnazisyonu, kurucuları arasında olduğum Türkiye Diyabet ve Eğitim Vakfı üslendi. Dünya çapında bir olay!
Önceki gece de, 20/21 Mayıs olaylarından sonra okuldan ayrılan eski Harbiyelilerin yemeğine gittim. 35 yıl önce bıyıklarımız yeni terliyordu. Şimdi ak saçlı, olgun adamlardık. 1459 Harbiyeli, yüreklerinde vatan sevgisi ve ulus tutkusuyla didinip durdular. Siyasi yelpazenin her kanadında bizden birileri vardı. Ama laik Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlılıkta, Atatürk ilke ve inkılaplarında, doğruluk ve dürüslükte hepimiz birdik ve beraberdik.
Gece yarısı dağılmadan önce, 35 yıl önceki gibiydik. Ayakta ve dimdik. Gururla ve övünerek, Harbiye Marşı'nı söyledik. Yürekten ve gözyaşı dökerek.
Paylaş