Paylaş
FP milletvekili Nazlı Ilıcak, Meclis kürsüsünden sesleniyor:
‘‘Sayın hükümet, siz devleti işgal mi ettiniz ki, Sayın Fethullah Gülen devleti ele geçirmek istesin?’’
Devlet Bakanı Fikret Ünlü söz alıyor:
‘‘Sayın Başkan, biz devletin birliği için çalışırız. Bu hükümet devleti ele geçirmek değil, devleti el üstünde tutmak için çaba göstermektedir.’’
Ünlü, iki cümlede yakışıksız bir istismarı tutanaklara gömüyor. Ancak, inanılmaz şeyler oluyor. Peygamber Ocağı olarak bilinen Türk ordusuna bile leke atılıyor. Tahrik var. Birileri ‘Askerler dinsiz’ damgası vurmak istiyor.
Ayıp, ayıp; hem ayıp, hem günah!
Ünlü'nün konuşması bu yüzden önemli. Sonra Genelkurmay açıklama yaptı. Ardından Başbakan Ecevit açıkladı: ‘‘Böyle bir rapor yok!’’ Cumhurbaşkanı Demirel, utanmazlığa son verdi. Bütün bunlar tavır meselesidir.
Devlet Bakanı Ünlü, aylardır Spor Şûrası'na hazırlanıyor. İddialı; 2000 yılına girerken yeni bir teşkilat modeli, sponsorluk avantajlarına kavuşmuş özerk federasyonlar ve kulüpler yasasını çıkarmak istiyor.
Spora getirmek istediği yeni anlayışını küçük kitapçıklarda anlatıyor:
‘‘İnsanlarımızın kafa ve ruh eğitimi ile bedensel eğitimini birlikte gerçekleştirseydik; ilim ve çağdaşlıktan, hoşgörüden, milli birlik, barış ve kardeşlik düşüncesinden yoksun kitleler böyle büyümeyecek, devletimiz ve milletimiz, terör ve bölücülük belalarıyla bu kadar uğraşmayacaktı.’’
Ünlü, en büyük sorunu, boş zaman eğitimi ve yetişmesi gereken insan gücü potansiyelinde görüyor. Şûraya 900 bilim ve siyaset adamı katılacak.
Ünlü, işini çok önemsiyor. Bu da bir tavır meselesidir.
* * *
CHP Kurultayı'nı izledim. Hizipçilik hastalığından hálá kurtulamadılar. Dışa dönük mücadele yerine içe dönük kavgaya alışanlar, yine ayrı listeler çıkardılar. Peki, ne oldu ve kim kazandı?
Çok liste çıkmasına rağmen yeni CHP yönetimine, Baykal hizbi tarafından tasfiye edilen SHP'liler hákim oldu. Delegeler, asıl gücü devreye soktular.
Delegenin mesajı açıktı:
‘‘Bırakın iç kavagayı. Kendi kendinizi akrep gibi sokmayın. Dışa karşı mücadele verin ve çözüm üretin.’’
CHP yeniden yapılanacak. Tüzük değişecek. Program yenilenecek. Parti okulu açılacak. Partililer eğitimden geçirilecek. Her kafadan ayrı sesler çıkmayacak. Söylem birliği sağlanacak. Bu, Veysel'in uzun ince yoludur!
Altan Öymen, üst taraftaki tepişmeyi önlerse ulu çınar yeniden yeşerir. Ve bunu yapacak deneyimi de vardır. Bu da tavır meselesidir.
* * *
Devlet Bakanı Yüksel Yalova ile dün NTV'de beraberdik:
‘‘Özelleştirmeye elbette evet. Ancak, devletin malı deniz değildir.’’
Özlenen başlangıç. DSP'li Rıdvan Budak, bu yaklaşımı çok tuttu:
‘‘Bu söylemde, ‘sosyal devlet' ortaya çıkar! Özelleştirmede devletin vergisini, işçinin SSK primini, ailelerin geçimini mutlaka düşünmeliyiz.’’
Genç bakanın Vakıflara bakışı ise şöyle:
‘‘Vakıflar beddua değil, dua müessesesidir. Ondan yararlananlar, ‘Allah devlete zeval vermesin' der ve demelidir.’’
Yalova'nın ‘olmazsa olmaz' ilkesi de şu:
‘‘Vakıf binaları ile yurtlar irtica yuvası yapılamaz. Laik cumhuriyeti ve devleti kuran Atatürk'e karşı kimse çalışamaz. Demokrasi sonra başlar.’’
Bu da bir tavırdır.
Paylaş