Paylaş
BUGÜN, Almanya Atatürkçü Düşünce Derneği'nin, ‘‘Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Uğur Mumcu ve Bahriye Üçok'u anma haftası’’ çerçevesinde Köln'de düzenlediği panele katılacağım.
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Av. Halil İbrahim Şahin, ben ve Cumhuriyet yazarı Ümit Zileli; ödünsüz Atatürkçü, AADD Genel Başkanı Dursun Atılgan'ın bu yılki konuklarıyız. İleride izlenimlerimi de aktaracağım.
Uçakta, Ali Nejat Ölçen'in ‘‘Türkiye Sorunları’’ dizisinin 37. kitabını okudum. Doğrusu çarpıldım.
* * *
Ölçen, kitabın ‘‘Sömürgeleşen Ekonomi’’ bölümünde, Atatürk ve İnönü'nün, denk bütçe için nasıl çaba gösterdiklerini anlatıyor. Bugünün tam tersi.
İsmet Paşa'nın 12 Aralık 1922'de, adeta bugünü suçlayan konuşmasından pasajlar aktarıyor. Konuşmanın son bölümü şöyle:
‘‘Her şeyden evvel, fertçe ve devletçe birbirimize güvenerek ve yardım ederek ve dayanarak bu yeni mücadeleyi; milli parayı, milli iktisadı, milli tasarruf mücadelesini behemahal başaracağımıza itimat etmeliyiz (alkışlar). Kati sonuca varana kadar milli paranın ileri, geri göstereceği dalgalardan asla ürkmemeliyiz, yılmamalıyız. Asla ürkmeyeceğiz ve yılmayacağız.’’
Ölçen yazısını, ‘‘Bugün Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'lere her zamankinden daha çok gereksinim var’’ diye bağlıyor. Aynen katılıyorum.
* * *
Ölçen, 41. sayfada, tarihsel söylevin bugüne çevirisini yapıyor:
‘‘Ey yurt soyguncusu,
Birinci vazifen, Türk Cumhuriyeti'ni ilelebet yıkmak ve tahrip etmektir. Varoluşunun ve geleceğinin yegáne temeli budur. Bu temel senin en geçerli hazinendir. Gelecekte dahi, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek yurtseverler olacaktır. Bir gün, cumhuriyeti savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmamak için içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullarını kullanmaktan vazgeçmeyeceksin. Bu olanak ve koşullar vatanı soyman için namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. Cumhuriyeti kurtarmak isteyen yurtseverler, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir başarının ve dürüstlüğün mümessili olabilirler. Beceriyle, bilimle ve akılla aziz vatanın bütün kaleleri, bütün orduları bu dürüst ve namuslu yurtseverler tarafından çevrilmiş olabilir. Bütün bu koşullardan daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin içinde, iktidara sahip olanlar daha az soygun yapmak gafletine düşmüş olabilirler. Hatta bu iktidar sahiplerinden kimileri, kişisel çıkarlarını korumaksızın, haksız kazanç yollarını kapamaya girişebilirler ve bu amaçlarını aydın, ilerici ve yurtseverlerin çabalarıyla tevhid edebilirler. Millet yoksulluk içinde harap ve güçsüz düşmüş olabilir.
Ey yurt soyguncusu, işte bu ahval şerait içinde dahi görevin, ülkeyi ve cumhuriyeti batırmak, soyguna devam etmektir. Muhtaç olduğun kudret, yurtiçi ve yurtdışındaki banka hesaplarında mevcuttur.’’
Nereden nereye geldik!
Paylaş