Paylaş
HİÇ sürpriz olmadı. Fransa Cumhurbaşkanı Jacgues Chirac'ın sözde Ermeni soykırımı yasasını onaylayacağı belliydi.
Bu ayıp, tüm Fransa'ya yeter.
Ama yetmiyor.
Paris Belediyesi bir de ‘‘Ermeni Soykırımı Anıtı’’ dikmeye hazırlanıyor.
Yüzsüzlüğün, utanmazlığın bu kadarı hiç görülmedi. Ar damarları çatladı.
Ben şimdi, 80 yıl önce dedelerimize, ninelerimize karşı yapılan Fransız zulmü ve Ermeni katliamları için bir başka şey öneriyorum.
* * *
Eski İçel milletvekili İbrahim Göktepe, dün sabah bir belge getirdi:
- Tarihe ve hadiselere bu kadar ters düşen bir düşmanlık görülmemiştir.
Bu sesi tanıyorum. Bu seste, yedi düvele karşı ‘‘tam bağımsızlık’’ diye haykıran Kuvayı Milliye ruhunun başkaldırısı vardı.
İkinci Büyük Meclis'ten 1950 yılına kadar Adana mebusu olan, merhum Zamir Damar Arıkoğlu'nun anı kitabından bölümleri önüme serdi:
- Burada kimlerin kimlere kıydığı gün ve yerleri ile yazılıdır. Başta Adana olmak üzere, Antep, İçel, Maraş ve Hatay illerinin tüm mebuslarını ve belediye başkanlarını göreve davet et. Gerçek anıtları onlar diksin!
Merhum Damar Arıkoğlu'nun babası, Ermeniler tarafından gözünün önünde, hem de işkence yapılarak şehit ediliyor:
‘‘...Ermeni çeteleri ansızın çiftliğe baskın yaptılar. Hazırladığımız bütün malları, ne var ne yoksa, yataklarımıza kadar gasp edip arabalara yüklediler. Hayvanatımızı da önlerine katıp, bizim ellerimizi sıkı sıkıya bağlayıp, Şahinağa Köyü'ne götürdüler. Burası mahşerden bir numune idi.’’
Bu Ermeniler, soykırıma uğradığı öne sürülen ve tehcirle Suriye'ye veya Lübnan'a göç edenler. Fransızlar yöreyi işgal edince geri getiriyorlar. Peki, Fransızların bizim yurdumuzda ne işi vardı? Şunu da okuyun:
‘‘...Gayet terbiyesiz tavırla para istediler. Yok, der demez öldüresiye dayak atıp beni merdivenlerden yuvarladılar. Babacığımın sakalını, benim de bıyığımı kibritle yaktılar. Kahkahalarla halimizi seyredenler arasında Adana'nın zengin Ermeni tacirleri Kalusyan, Bısdıkyan, Kasparyan vardı.’’
Şu zulme bakın! Damar Bey, babasının başına gelenleri anlatıyor:
‘‘Babamı çırılçıplak bir çukura götürdüler. Aşıkyan fabrikasında çalışan İstepen adlı Ermeni, belinden çıkardığı altmış santim uzunluğunda kamayı babamın sağ böğrünün karaciğer nahiyesine sapladı. Kelime-i şahadet getiren babama kızan katil, peygamberimize küfrederek rahmetli babamın boynunun sağ cihetine indirdi. Babamın başı göğsüne sarktı.’’
Kim kimin soyunu kırmış, kim kimi öldürmüş?
* * *
Bu katliamın benzerleri Adana'dan Mersin'e, Osmaniye'den Hatay'a, Antep ve Maraş'tan Kars ve Erzurum'a kadar her yurt köşesinde yaşanmıştı. Fransız işgal güçlerinin Ermenilerle yaptıkları soykırımı tarih kanıtlamıştır.
Şimdi, bu yörelerin milletvekilleri ve belediye başkanlarına öneriyorum:
- Her ilin en merkezi yerine, tarihi gerçekleri yansıtan anıtları sizler dikin. Hemen harekete geçin ki, şehitlerimiz daha fazla üzülmesin!
Dünya, asıl gerçeği ve arsızlığı bu sayede görecektir.
Paylaş