İsmet Solak: Mebusu imza tutar!

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

ANAYASA oylamasına bir gün kala, sürekli siyasi parti gruplarını izleyen parlamento muhabiri arkadaşlarımızın bana verdiği tahmin doğru çıktı:

- Kabul oyları 300, en çok 320 olur İsmet Abi!

Bunu defterime not ettim. Kuliste tur atarken en kalabalık bir masadan davet aldım. DSP İzmir milletvekilleri koyu bir sohbete dalmışlardı; Hasan Metin, Atilla Mutman, Salih Dayıoğlu, Güler Aslan, Saffet Başaran ve Rahmi Sezgin de ilk oylamayı merak ediyorlardı:

- Deneyimli gazeteci olarak yarınki sonucu nasıl görüyorsunuz?

Parlamento muhabirlerinin 300 civarında oy tahmin ettiklerini söyledim, çok şaşırdılar. Çarşamba günü ilk oylama 303 çıktı, kuliste Hasan Metin'le karşılaştık. İki elini havaya kaldırarak seslendi:

- Tamam dostum, aynen çıktı! Arkadaşlara dünkü sözlerinizi hatırlattım!

Tüm partiler fire verdi. DSP, MHP, DYP dahil, ANAP başta. Kimse kimseye kir atamaz. Tüm tencerelerin dibi karaydı! Dün, eski Beden Terbiyesi Genel Müdürü Ergun Aymergen aradı. Tepkisi, halkın hissiyatını özetliyordu:

- Üç liderin kararı doğru veya yanlış olabilir. Ama 400 milletvekilinin imza atıp 100 küsurunun imzadan dönmesi beni çok rahatsız etti. Dahası bu dönenlerin, lider sultasına karşı çıkmışlar gibi gösterilmesi beni üzdü.

İmzasının arkasında durmayanları 'korkaklar' diye niteledi. Onları lider sultasına kafa tutan, Meclis'in onurunu kurtaran kahramanlar sayan bir başka ülke var mı? ANAP'lı İbrahim Gürdal'la karşılaştık. Sordum söyledi:

- Mücadele bitti denildiği yerde başlar. Mücadele makam için değil, mekán içindir. O da misak-ı milli sınırlarıdır, Türkiye Cumhuriyeti'dir.

- Mücadele akil insanlarla yapılır. Demirel, Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirdiği akil bir devlet adamıdır. Türkiye Cumhuriyeti üniter yapısını sağlam tutmuştur, bozdurtmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti laik, sosyal hukuk devleti yapısına sahip çıkmıştır. Demokrasiden ödün vermemiştir.

- Yani, Türk halkı Demirel'e sahip çıkacaktır, onu kucaklayacaktır. Dört gün hava bulutlu olabilir, ama güneş muhakkak doğacaktır. Dün Demirel'in yanındaydım, bugün de yanındayım, yarın da yanında olacağım.

Tam bahçeye çıkarken ANAP'lı Rıfat Serdaroğlu yanımıza geldi:

- Meclis bu olayda çok yara aldı. Milletvekilleri de aldı. Ama öncelikle liderler yara aldı. Başbakan'ı dinledim. Fevkalade üzgündü. Kafasından bir karar vermiş, ama herhalde ne yapacağını bekletiyor.

- ANAP'ta çok fire var mı?

- Ben, ANAP'tan oy veren 22 kişiyi tespit ettim. Başka kimse oy vermedi. Maalesef hálá konuşuyorlar. Bunu anlamak mümkün değil. ANAP'ta Mesut Bey'i sevenler de, nefret edenler de değişikti. Mesut Bey, açık oy kullandı. En yakını ters vermedi. Sıkıntılı bir durum çıktı. FP'nin tuzağına düştüler.

Bu mesleğe adımı atalı 37 yıl oldu. 26 yılı ise Meclis koridorlarında ve siyaset kulislerinde geçti. Daha önceki dönemlerde de imza atıp, arkasında durmayanları gördüm. Hiçbiri siyasette barınamadı. Bunları da izleyeceğiz.

Ecevit'e, Arnavutluk gezisinde Demokrat Partili bir babanın bakanlık yapan oğlu, ‘‘Efendim, bu yaşa kadar mücadelenizde başarılı olmanızın bir sırrı var mı? Varsa nedir?’’ diye sormuştu. Ecevit, şu yanıtı vermişti:

- Ben de, Sayın Demirel de her koşulda söylediğimizin ardında durduk ve asla dönmedik. Bizi bugünlere taşıyan başarının sırrı da sanırım budur.

FP'nin kazdığı kuyuya düşenler, bu sırrı, bir kez daha değerlendirsin. Siyasetin okulu yoktur. Bu tür derslerde öğrenilir. Ve siyasette doğrultu tutarlılığı çok önemlidir. DTP'li Yılmaz Hastürk, harika bir benzetme yaptı:

- Kan dökeni kan tutar, derler. Mebusu da imza tutar!

İki adım sonrasına bakın, göreceksiniz; ikinci bir Demirel yok!

Yazarın Tüm Yazıları