Paylaş
Yıllar önce, yeni Sovyetler Birliği Başkanı Gorbaçov, henüz glasnost ve perestroika adımlarını atıyordu. Baskının yerine açıklık ve yenileşmeyi getirmek istiyordu. Demir Perde çatırdıyordu ama henüz yıkılmamıştı..
Bülent Ecevit'in, Milliyet'te bir yazısı çıkmıştı. DSP lideri, ‘‘Kuzey komşumuzda değişim rüzgârları esiyor. Ama, biz Yugoslavya'ya bakmalıyız. Balkanlar'ın bu yöresi her an patlayabilir ve bundan en çok biz etkileniriz. Çünkü, Saraybosna oradadır ama, Yenibosna İstanbul'dadır’’ diye uyarıyordu.
Belli odaklarda, ‘‘Şair yine hayal dünyasında’’ diyenler vardı. Ama bir yıl geçmemiş, Ecevit yine haklı çıkmıştı. Etnik ayrımcılık Avrupa'nın tam da orta yerinde uygarlık(!) cakası satanların gözleri önünde kıyıma, hatta kıyama dönmüştü. O gaddarlık yüzyıllarca unutulamaz. Acı da hâlâ dinmedi!
Şimdi, Kosova kaynıyor. O yöreleri Tito döneminde gezmiştim... Yakından biliyorum. Bir kıvılcım ne sap bırakır ne samanlık. İşkodra'dan Manastır'a, Ohri'den o güzelim Üsküp'e; yörük Türkmeni demez, Arnavut ve Boşnak demez her bacayı bir anda ateş sarabilir. Aman dikkat!
* * *
Gün bugündür... TBMM'de bu sorun için hemen genel görüşme yapılmalıdır. Bunun büyük yararı olur. Çünkü Kosova oradadır, ama en az oradaki nüfus kadar Kosovalı Türkiye'de; İstanbul, Trakya ve Bursa'da yaşamaktadır.
Arnavut karakterini de yakından tanırım. Çocukluk arkadaşlarım arasında çok sayıda Arnavut asıllı Türk vardır. Fakat, hafta sonu aziz dostum Sedat Örsel'in fıkraları kadar işin özüne inen çok az şey duydum. Metin Akpınar bile, Sedat'ın fıkralarında kasıklarını tutarak güldü, iki büklüm oldu...
Olay, ikinci büyük savaş sırasında, bir sohbet sırasında geçer. Tam 92 yaşındaki Abdürrahim, ‘‘Vardir sizlara bir acı habarım’’ der. Herkes susar, ‘‘Hitler gelir Arnavutligi alır’’ diye devam eder.
93'lük Abdürrezzak, ‘‘Almaz be’’ der. Abdürrahim, ‘‘Niye almaz be, almiştır dunyayı’’ der. Abdürrezzak, ‘‘Almaz dedım almaz. O gizli bir Müslümandır’’ diye diretir. Rahim geri çekilmez: ‘‘Müslüman deildır be, atar senı Yahudiler gibi firına da yapar sappun.’’ Abdürrezzak şaşkındır, ‘‘Nasıl sappun?’’ diye sorar. Abdürrahim, ‘‘Yapar kalıp kalıp sappun, nasilı masilı yoktur’’ der. Abdürrezak'ın yanıtı tam Arnavut direnişidir:
‘‘Köpürenin anasinı avradinı .....’’
* * *
Sedat Örsel'in diğer fıkrası da çok güzeldi... O yöreden göçmen gelen bir ailenin çocuğu olan DSP İzmir Milletvekili Ahmet Piriştina bile yerlere yattı... Katıldık gülmekten...
İşkodra çok dağlıktır. Bağcılık yaygındır. Ancak, yamaçlarda beline ip bağlayan erkekler çapa yapar. Kadınlar üstte iplerin uçlarını tutar. Rafet, ‘‘Kalk gidelım Almanya'ya Nayım, çalışıp para kazanalim’’ der arkadaşına. Naim, ‘‘Gidemam ben’’ karşılığını verir. ‘‘Gitmam dersın niye?' diye sorar. Naim, ‘‘Vatandır Urfat, gidemam’’ der. Rafet, ‘‘Para kazanir ev park alirız kendımiza Nayım, gel etmayasın inad’’ diye ısrar eder. Bakar olmaz, Rafet kendi gider Almanya'ya. Bir yıl sonra Volswagen'le gelir. Naim çapa yapmaktadır, ‘‘Gelasın artık, bak aldim bir tomofil’’ diye önerir Rafet. Naim taviz vermez, ‘‘Gidemam, vetandir bura, terkedamam’’ der. İkinci yıl Mercedes'le gelir, ‘‘Gelasin be Nayım, bak almışım Mercedes'ı, bir da ev’’ der. Naim, ‘‘Gidamam, bırakamam vatani’’ der. Ve cevabını da alır:
‘‘Ulan senın vataninı da, ipinı tutaninı da...’’
Bunlar işin şakası: Ama, Kosova sorunu gerçek. Aman dikkat!
Paylaş