Paylaş
Lefkoşa sıcağı yakıp kavuruyor. Cumhurbaşkanlığı'na gittiğimizde, Ecevit heyetteki bakanları Denktaş'a tanıtıyordu. Maliye Bakanı Zekeriya Temizel arkadaydı. Ecevit, ‘‘Maliye Bakanımız nerede?'' diye sorunca ileri çıkıyor.
‘‘Maliye Bakanımız da geldiler efendim.''
Denktaş, gülerek ellerini iki yana açıyor:
‘‘Oooo... Hoşgeldin Sayın Bakan. Seni iki defa öpmek lazım.''
Refahyol hükümeti döneminde Başbakan ve Yardımcısı'ndan randevu alamayan Kıbrıs Türkleri'nin bu mücahit önderi, yeni hükümetten tam destek almanın keyfini çıkarıyor. Ecevit ve bakanlar Ada'ya gelmeden, söz verilip defalarca ödenmeyen bir buçuk trilyon lira KKTC'ye yollandı. Güneş Taner ve Zekeriya Temizel kafa kafaya verip kaynak bulmuşlar, parayı çıkarmışlardı.
Dış Basın Birliği'ne gidiyoruz. İzzet Sedes ağabeyimiz, ‘‘Denktaş kalbinden rahatsız, sıcak dokunmaz mı?'' diye endişe edince şoförümüz itiraz ediyor:
‘‘Korkma, olmaz Denktaş'a bir şey. Ne vartalar atlatmıştır o! Kalp, şeker yapamaz bir kötülük, dayanır.''
Lefkoşa'daki yeşil hattın Rum yakasında, Ecevit'in Ada'ya gelmesine tepki gösteren bazı Rumların açlık grevi yaptıklarını söylerken gülüyor:
‘‘Açlıktan ölseler nafile, verilmez taviz. Ecevit'le Denktaş kafa kafaya verdiler mi, karada ölüm yoktur Kıprıs Türkü'ne.''
Saray Oteli terasından Rum bölgesini seyrediyoruz. Türklere ambargo, Rumlara çuval çuval destek... Tabii Rumlar kalkınmış; orada beyaz ve bakımlı gökdelenler Akdeniz mavisi ile bütünleşiyor.
Türk bölgesi kirli-sarı. Sanki terk edilmiş. Yoksulluğa itilmiş gibi çaresiz. Boynu bükük destek bekliyor. Akşam saatlerindeki ikili deklarasyon Anavatan'ın yavrusuna kucak açtığını cümle aleme ilan ediyor. İlhak etmeden bütünleşmenin yolu yordamı da açıklanıyor.
PARSADAN NEDEN İÇERDE?
Gece Ankara'ya dönüyoruz. Siyaset tüm hızıyla sürüyor. Arayanlar listesi çok uzun. Köy-Koop Kırklareli Birliği Başkanı Erdoğan Kantürer, yanındaki köy muhtarına telefonu uzatıyor:
‘‘Biz köylüyüz İsmet Bey, anlayıp bilmeyiz. Ama Parsadan rüşvet almış, içeri tıktılar. Alan içerde, veren neden dışarda?''
İyi ki anlayıp bilemiyor! Tabii, soru cevapsız kalıyor. Çünkü, cevabı başka makamların vermesi gerekiyor.
TBMM Genel Kurulu'nda bugün Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu raporu görüşülecek. Bu konunun burada kapanmaması isteniyor.
RP'li Maliye Bakanı Abdüllatif Şener, Mumcu Vakfı'nın kamu yararına çalışan dernek kapsamına alınmasını önlemişti. Bakanlar Kurulu'na havale etmesi gerekirken, dosyayı dolaba kilitlemişti. Yeni Bakan Temizel, göreve başladığı gün işlemi başlatıp dosyayı Başbakanlığa yolladı.
Sıra Flash TV'ye saldırıların araştırılmasında. DTP'li Yılmaz Hastürk, bu işin iyi araştırılması gerektiğini söylüyor:
‘‘Artık çete ve vurgun olaylarında sayım suyum yok. Asıl saldırganlar yakalansa, DYP'nin bir yerlerle bağlantıları da ortaya çıkacaktır.''
Paylaş