Paylaş
REHA Muhtar yanlış yaptı... Aynı frekansta olduklarını gururla söyleyip 'Abi' dediği Emin Çölaşan'ı, reyting uğruna harcamak istedi. Emin, programdan ayrılmakla iyi etti.
Ekran cazibesine kapılsaydı, meçhule sürüklenecekti.
Reha'nın, ‘‘horoz dövüşü’’ anlamına gelecek programında puan kazansaydı bile, etik açıdan çok şeyleri yitirecekti. İhanet cephesi pusuya yatmıştı.
En azından bu tuzağa düşmedi... Dinci gazeteler bu yüzden hüsrana uğradı.
Her şeyden önce, kantarın topuzu bozuktu.
* * *
Çarşamba akşamı Show'daki tanıtımlar, olacakların habercisi idi:
‘‘Yedi yıl önce TRT'de yapılan kavganın rövanşı yine Reha Muhtar'da...’’
Hoppalaa... Bayram değil, seyran değil.
7 yıl sonra aynı kavgayı sürdürmenin anlamı var mı? Kan davası mı bu?
Perşembe günü gazetelere bakınca durum aydınlandı:
‘‘Liboş, Minik Kuş'a karşı.’’
‘‘Çölaşan ve Barlas yedi yıl sonra kozlarını yeniden paylaşacak...’’
Dahili telefondan Emin'i aradım:
- Arkadaş, durduk yerde kavga etmeni okuyucularına nasıl izah edeceksin?
Emin biraz durdu:
- Bana, ‘Türkiye’de demokrasi ve hukuk' konusunda bir program demişti!
Demişti ama, iş Çölaşan-Barlas kördövüşüne dönüştü:
- 700 bin satan gazetenin bir yazarı ile 20 bin satan gazetede yazan ve omuriliğini yitirmiş birinin kavgası kime ne yarar sağlar Emin?
Israrla, ‘‘Reha yanlış yapıyor’’ diye üsteledim:
- Reha'yı ben de severim, bilirsin. Ona dostça hatırlatmak isterim ki, bugün cazip gibi görünen bu yöntem, yarın izleyici kitlesini de bezdirir!
Emin, akşam saatlerinde beni aradı:
- Çok düşündüm. Başka arkadaşlara da danıştım. Bu programa çıkmayacağım.
Tam isabet, insan sevdiği birini bu kadar kolay harcar mı?
- Bu ülkede ekran maymunu olmayacak insanların bulunduğu da görülsün!
Kantarın topuzu sürekli bozuk ise yanlış tartılar olağan hale gelir.
* * *
İşin bir başka yönü daha vardı... Emin'den sonra ‘‘kral çıplak kaldı’’.
Zafer Mutlu'nun önünde iki büklüm olduğunu unuttu! Tarihe saldırıyor:
- Türk Kurtuluş Savaşı, anti-emperyalist bir savaş değildir.
Mazlum milletlerin emperyalizme başkaldırmalarına esin kaynağı olmuş bir kutsal savaş için sarf ettiği şu bayağı sözlere bakın... Yuh olsun!
Yedi yıl önce tam tersini söylüyordu. Omuriliği de yok, onuru da. Şimdi, Sevr'i öven koroda başsolist! Emin, bu Mehmet'le neyi, niçin tartışsın?
Ben, Cemil Sait Barlas'ı da tanımış biriyim. Evimizde misafir kalmıştı.
Benim tanıdığım, saygıdeğer CHP'li eski bakan Cemil Sait Barlas, eğer şu an yaşasaydı, bu Mehmet Barlas'ı evlatlıktan reddederdi.
Büyük yurtsever Cemil Sait'in şu an eğer mezarda kemikleri sızlamıyorsa, üniversiteli gençler sayesinde... Mehmet'i yerin dibine sokup çıkardılar...
Oradaki gençlerimizin her biri, Antepli birer Şahin'di... O ise ha...!
Paylaş