İsmet Solak: Kamuoyu kıpır kıpır...

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Türk halkı hızla değişiyor. Ve müthiş gelişiyor. Haksızlıklara karşı anında tepki koyuyor. Duyarlı ve kıpır kıpır...

Haftanın ilk günü bunu sıcağı sıcağına yaşadım. Kahvemi yudumlamadan telefonlar peş peşe çalmaya başladı.

Milli Saraylar Daire Başkanı İsmail Hakkı Celayir'in görevden alınmasına tepki büyüktü. İnsanlarımız, başarılı yöneticilerin siyasi mülahazalarla yerinden edilmesine kafa tutuyor, hesap soruyordu. Celayir, bir simgeydi.

Sonra olayın boyutları değişti. Gazeteci arkadaşım Emel Aktuğ uyardı:

‘‘Bu atama, bildiğin gibi değil. Sanırım sana doyurucu bilgi gelecek.’’

Yarım saat geçmeden, TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut aradı:

‘‘Ankara Kulisi'ni okuduk... Biraz bilgi verelim mi?’’

Ne güzel... İşin doğrusu eğrisi neyse öğrenmek, bizlere mutluluk verir.

Başkan, kırgın veya kızgın değildi. Ses tonu sıcaktı, sevecendi.

Nazik bir üslupla bilgi verdi:

‘‘Şimdi, Çevik Bir Paşa'yı da arıyorum. Kendisine de anlatacağım. Bakın, biz Saraylar Daire Başkanı'nı görevden almadık. Daire Başkanı bir depresyon geçiriyor, raporları var. Ve kendisi, 'Ben artık bu halimle bu sarayı idare edemem' diyerek emekliliğini istiyor. Gelişme budur.’’

Olayın kamuoyuna değişik yansımasına üzülmüştü:

‘‘Biz de, 'İdare edemem, hastayım' diyen başkanın yerine, yardımcısını atadık. Yazılanlar doğrudur. Yeni daire başkanı amcamızın oğludur.’’

Bu alıntıyı, deneyimli gazeteci Leyla Umar'dan yapmıştım:

‘‘Gizli saklı değil, amcamızın oğlu atanmıştır. Leyla Umar Hanımefendi de yazmış. Ancak, amcamızın oğlu, boş başkan yardımcılığına önceden atanmış, tecrübeli bir mühendis-mimardır. Mesleki bilgisine güvenimiz tamdır.’’

Celayir'in, üç aydır raporlu olduğunu tekrar vurguladı:

‘‘Buna rağmen kendisine, 'Arkadaş, kendine güvenin varsa devam et. Biz çalışmandan memnunuz' dedik. Üç aylık raporunu, izinli kabul ettik. Ama emeklilik dilekçesi verdi ve gitti.’’

Bu konuşmadan habersiz, TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu aradı:

‘‘Bir dost olarak işin doğrusunu bilmeni isterim. Ben, Celayir'le yemek yedim. Rahatsız olduğunu ve görevi sürdüremeyeceğini bana da ifade etti.’’

Biraz sonra cep telefonum çaldı:

‘‘Ben Çevik Bir... Sayın Solak, biraz önce Meclis Başkanımız aradılar. O konuyla ilgili size de bilgi verdiklerini söylediler. Kamuoyu açısından çok güzel bir gelişme oldu. Çok hassas davranarak beni aydınlatma nezaketini de gösterdiler. Memnun oldum, teşekkür ettim. Ve bunu bilmenizi istedim.’’

Çevik Bir, içi dışı bir asker:

‘‘Çok iyi oldu İsmet Bey. Gazetecilik açısından kamuoyunu bilgi sahibi kıldınız. Çok önemli bir görev bu, size de teşekkür ediyorum.’’

Akbulut'un nezaketi ve hassasiyeti gerçekten hoştu.

Biraz sonra, TBMM Milli Saraylar Basın Müşaviri Oğuz Soydan aradı:

‘‘Görevden alma yok... Eski daire başkanımız emekliliğini kendi istedi.’’

Bu telefon trafiği mesleki açıdan da çok keyif vericiydi. Ve öğleden sonra fakstan, TBMM Genel Sekreteri Vahit Erdem'in açıklaması geldi:

‘‘İsmail Hakkı Celayir, 02.09.1999 tarihinde bir dilekçe ile başvurarak, sağlık durumu nedeniyle emekliliğini istemiştir. Dilekçesinde de, 'kanunun öngördüğü yaş sınırını doldurduğunu, bu nedenle de 16 Eylül'den itibaren emekliliğini istediğini' özellikle belirtmiştir.’’

Celayir'in, Siirt Kurtalan'a yerleşip köşesine çekildiğini öğrendim.

Bıraktığı adresten anlaşılıyor.



Yazarın Tüm Yazıları