Paylaş
IMF, sonunda Türk çiftçisinin çanına da ot tıkadı... CHP Genel Başkanı Altan Öymen'in harika bir değerlendirmesi vardı:
- IMF şefi Cottarelli, çantasını kolunun altına kıstırıp istediği an çat kapı geliyor. Düyunu umumiye müfettişi gibi dolaşıyor, her işe karışıyor.
Aynen öyle! Hububat fiyatlarının altında da Cottarelli mührü var.
IMF şefi, Türk köylüsünün halinden ne anlar?
Laf ebeliği yapmayanlar, 102 bin liralık fiyatın çiftçiyi bitereceğini söylüyor. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gürol Ergin'i dinleyin:
- Bu taban fiyatlarla üretici desteklenmiyor, vergilendiriyor. Hesap ortada; hububat alım döneminden bu yana, 12 aylık enflasyon oranı yüzde 68, buğday alım fiyatı yüzde 27.5 artırıldı. 102 bin liralık taban fiyat, bazı bölgelerde üretim maliyetlerinin altında. Yani, hükümetin kendi ülkesinde açıkladığı hububat fiyatlarına kendisi değil IMF karar vermiştir.
Ömrünü Türk ziraatine adamış olan, Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin de uyarıyor:
- Hükümet bu hareketiyle onarılmayacak bir hata yapmıştır. Bu taban fiyatla çiftçi, gelecek seneye tarlasına ekecek tohum parası bulamaz, bu yılın masrafını çıkaramaz. Taban fiyat en az 120 bin lira olmalıydı.
Köylü üreticinin her geçen gün kötüye gittiğini sık sık yazıyordum. Bu kez tam göçecek! Her yerden aynı feryat yükseliyor. Hükümet ne yapıyor?
Hükümet, birilerini kurtarırken, işçi ve memurdan sonra çiftçiyi de silindir gibi ezip geçiyor!
Birkaç gün önce, Mahmut Yılbaş ve arkadaşları, Güniz Sokak'ta, Baba'yı ziyarete gitmişlerdi. Söz dönüp dolaştı, köylünün haline geldi.
Baba'nın teşhisi müthişti:
- Biri cebine banknotları koysa, Söke Ovası'na gidip bir ağacın altına otursa, sabahtan akşama kadar beş bin traktör, beş bin dönüm tarla alabilir!
Köylünün halini bundan iyi anlatacak söz olur mu?
* * *
FP Genel Başkanı Recai Kutan, Milliyet'in gecesinde Candan Erçetin'i dinlemişti. Ertesi gün, engin(!) musiki kültürü ile değerlendirme yaptı:
- Musikide tam bir bozulma var. Çok satan bir gazetenin kuruluş yıldönümüne gittik. Ordaki müzikler bozulmayı gösterdi. Bir hanım şarkıcı Fransızca, İtalyanca, İngilizce, Türkçe şarkılar söyledi. Adeta bozulmuş, bizimle ilgisi olmayan melodilerle halk şarkılarını yozlaştırarak söyledi.
Bu kadar 'yoz' bir yaklaşım, bir parti genel başkanına yakışır mı?
Yıllarca, Kırklareli Çocuk Kütüphanesi müdürlüğü yapan Aptullah Erçetin, gözümün önüne geldi. Toplumda bir beyefendi ve örnek bir aile reisi olarak tanınır. Yürürken karıncayı ezmemek, konuşurken insanı üzmemek için özen gösteren bir cumhuriyet öğretmeni! Candan, böyle bir babanın kızı!
Öğretmen baba, acaba, Recai Kutan'ın bu yoz yaklaşımına ne derdi?
Sanırım, kızı Candan'ın başını şefkatle okşayıp, ‘‘Aman kızım, cahille uğraşma, cehalete bulaşma’’ derdi.
Bu ülkenin en sevilen sanatçılarından biri olan, her davete de gitmeyen Candan Erçetin için, bir parti lideri nasıl böyle yoz konuşabiliyor?
Fesupanallah!
Paylaş