Paylaş
Uğur Mumcu suikastının üstünden 4 yıl 7 ay geçti. Hâlâ çözüm yok.
Cinayeti araştıran Meclis Komisyonu'nun DSP'li üyesi Ahmet Piriştina, ‘‘Tanıdığım Uğur Mumcu'nun tanımadığım ne kadar da büyük yanları varmış'' diyor. Ve ekliyor:
‘‘Meclis'te de söyledim; bu kalpaksız Kuvva-yı Milliyeci'nin anısı önünde saygıyla eğiliyor, ülkede artık uğursuzların etkin olmamasını diliyorum.''
Komisyonun RP'li Başkanı Ersönmez Yarbay, gerçekten çok iyi çalıştı. Bu tutumu, herkesin takdirini topladı. Halk, RP'yi işte böyle görmek istiyor. RP'li eski Maliye Bakanı Abdüllatif Şener ise bunun tam tersini yaptı.
Anayol Hükümeti döneminde, Uğur Mumcu Vakfı'na kamu yararına statü verilmesi için hazırlanan kararnamede üç imza eksikti. Anayol düşünce, bu işlem Refahyol'a, yani Şener'e düşmüştü. Şener, eksik imzaları tamamlatmak bir yana, dosyayı imzaya açacak yazıyı bile yazdırmadı.
Uğur'un eski yakın arkadaşları CHP'li Altan Öymen ve Eşref Erdem, TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan, gazeteci dostları olan bizler araya girdik. RP'li bakan Nuh deyip Peygamber demedi. Dosya raflarda tozlandı.
* * *
Bir zamanlar, Şener'in şimdi her dediğini yapmaya hazır olduğu Erbakan, en güvendiği namuslu gazetecilerin başında Uğur'u sayardı. Hoca'nın özel görüşmelere çağırdığı dürüst kalemler listesinde Altan Öymen, Uğur Mumcu, Örsan Öymen, Teoman Erel, İsmet Solak geliyordu. Daha sonra bunlara Derya Sazak ve Süleyman Coşkun gibi isimler eklendi. Bu sözlerimizin tanıkları da Şevket Kazan, Oğuzhan Asıltürk, Hasan Aksay ve Şener Battal gibi eski MSP yöneticileri idi. Nereden nereye geldik!
DSP'li Zekeriya Temizel, Maliye Bakanı olur olmaz bu kararnameyi işleme koydu. Son iki imza da hafta başında tamamlandı. Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar Dairesi'nden 28 Temmuz akşamı yazıyla Çankaya Köşkü'ne gönderildi. Adım gibi biliyorum ki, Baba hemen onay verecek ve Uğur'un adını taşıyan vakıf, hayırlı işlerini daha büyük bir hızla, şevkle yapacak. Uğur'un ruhu huzura kavuşacak. Piriştina, suikastı araştırırken noksan kalan noktaları öyle çarpıcı sıralıyor ki şaşırdım:
‘‘Komisyon Başkanımız, olayın ortaya çıkarılmasında becerili olamayan, hatta ihmali bulunun kim varsa sonradan terfi ettiklerini saptadı.''
* * *
Hayretimi gören Piriştina, ‘‘Türkiye bu, ama böyle olmamalı'' diyor. Ve devam ediyor:
‘‘Uğur Mumcu sağ olsaydı, Susurluk'ta bugün durduğumuz yerden daha ileri bir noktada olurduk. Suikastı gördüğünü ileri süren Ayhan Aydın, iki örgüt mensubunu tanıdığını komisyonda tekrarladı. Aylarca arayan polis bulamadı, ben komisyon uzmanı Orel Yılmaz ile aradım hemen bulduk. DGM savcılığına gidince ise yine ifadesini değiştirdi? Neden değiştirdi?''
Suikastta kullanılan patlayıcıların imhası, uyuşturucu kaçakçısı Behçet Cantürk ile görüşmesinden sonra batıda mahkum olan Türk kaçakçılar varken kendisinin burada ceza almaması, Çatlı'nın Mehmet Özbay olduğunu önceden Mumcu tarafından bilinmiş olması, delil toplamadaki ihmaller.. O kadar çok açık kapı var ki, Piriştina bu dosyanın örtülmemesini ısrarlı söylüyor:
‘‘Mumcu çok şey biliyordu. Karanlık güçler de onun çok şey bildiğini biliyordu. Mumcu korunmadı, korunamadı.''
İşte cinayet ve sonrasındaki siyaset ile geciken adalet.. Bu dosya kapanmamalı.
Bu hükümete çok iş düşüyor.
Paylaş