Paylaş
DÖRT günden beri Almanya'da panellere katılıyorum. Avrupa'daki Türkiye sorunlar ve kaygılar ile aynen bize benziyor.
İlk panel Köln'de idi. Almanya Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi'nin ‘‘Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Uğur Mumcu'yu Anma Haftası’’ nedeniyle düzenlediği panelde konuştuk.
Salon, aydın insanlarla doluydu. Ülkesini seven cumhuriyet kadınları ve gençler daha ağırlıklıydı.
* * *
AADD Genel Başkanı Dursun Atılgan, Atatürkçü düşünce sisteminin bilime dayalı, akılcı ve yol gösterici niteliklerini kararlılıkla ve yiğitçe savunan Almanya'daki Atatürkçülerin öncüsü olarak açış konuşması yaptı:
- Laik ve demokratik cumhuriyetin insan onuruna değer veren bir rejim olduğunu kuşaktan kuşağa yılmadan anlatan ve aktaran, bu bayrağı taşırken canlarını veren aydınlarımızı sevgi ve saygıyla anıyoruz.
Türkiye ADD Genel Başkanı Halil İbrahim Şahin, ‘‘Atatürkçü Düşünce Sisteminde Türkiye'nin Dünü, Bugünü ve Yarını’’ konusunu anlattı:
- Bugün ulusumuzun içinde bulunduğu sıkıntılara ve karamsar ekonomik tabloya bakarak yılgınlığa düşmeyin. Atatürk'ün aydınlık yolu yine tam bağımsız ve ulusal bütünlüğünü koruyan Türkiye'nin kurtarıcısı olacaktır.
İşte bu Türk halkının beklediği mesaj. Ne yazık ki siyaset arenasında bu sesi duyamıyoruz. Oysa aranan kan işte bu ses, yani Atatürkçü düşünce.
Gazeteci arkadaşım Ümit Zileli, yeni Sevr ve işbirlikçileri anlattıkça içimizde ne kadar çok hain barındırdığımızı fark ediyoruz. Ümit, bu işbirlikçileri kitap haline getiriyor.
Ben, medyadaki yozlaşmanın 12 Eylül ve Özal döneminden başlayarak hangi noktalara geldiğini anlattım:
- Numaracı cumhuriyetçiler, dışa bağımlı hainler, din bezirgánları, liboşlar, satılmışlar sizi üzmesin. Namus erbabı gazeteciler Türkiye'de dimdik ayaktadır.
Atatürk'ün aydınlanma izinde yürüyüşümüz sürüyor.
* * *
Köln'de Deutsche Welle radyosu şef editörü Baha Güngör ile son Ermeni kararını ve Türkiye'deki AB ile ilgili gelişmeler konusunda bir söyleşi yaptık.
Baha, Almanya'da el üstünde tutulan ve Türklük bilincini doruğa çıkartan bir gazeteci arkadaşımız.
Oradan Münih'e geçtim. Türk-Alman Dernekleri Federasyonu Başkanı Ali Kılıç ve Münih Halk Derneği Başkanı Orhan Gül'ün ortak davetlisiydim. Çok sıcak bir söyleşiye katıldım. Dört saat sürdü. Almanya'daki yurttaşlarımızın yürekleri sürekli Türkiye için atıyor. Ve çok üzülüyorlar:
- Neden bizim ülkemiz hep böyle sorunlu ve hep kendi içinde kavga veriyor? Neden dışarıya karşı mücadele etmiyor?
İzlenimlerimi döndükten sonra da yazmaya devam edeceğim.
Paylaş