Paylaş
Orhan Kaynar'ın neden, ‘‘Trabzon dışında her yer ikinci gün beni sıkar’’ dediğini anladım. Trabzon, kent içinde kalan çimento fabrikasına ve çirkin yeni beton binalara rağmen çok güzel.
Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nün Trabzon Valiliği ile ortak düzenlediği II. Yerel Medya Eğitim Semineri'ne ittim. İki günüm Trabzon'da geçti. İnsan potansiyeli müthiş. Seminerin yapıldığı KTÜ Kampusu'na girerken, gazeteci Hikmet Aksoy'un fıkrasıyla bu potansiyeli kucakladım:
- Temel, fena hastalandı... Büyük doktorlar ameliyat edecek. Hoca neşteri vuruyor, iç organları temizliyor. Bakıyor öte taraf çürük, hemen o bölüme geçiyor. Ekip harıl parıl çalışıyor. Bir ara Temel'in gözleri aralanıyor:
‘‘Elinizi çabuk tutun uşaklar, ölürsem paranızı alamazsınız da!’’
Semineri, Basın Yayın Genel Müdürü Aydın Sezgin açtı. Sezgin, başarılı bir diplomat. Ardından Trabzon Valisi İsmet Gürbüz Civelek kürsüye geldi. Civelek'i kaymakamlık dönemlerinden tanıyorum. Bazı iller çok şanslı! Genç ve yetenekli valilerin dinamik çabalarıyla günden güne gelişip büyüyorlar. Trabzon bunlardan biri. Başka illerin valilerini küçümsemek istemiyorum. Gözlerimle görüp hayranlık duyduğum iller var. Örneğin Eskişehir, Isparta. Ya da Bayburt ve Gaziantep. Trabzon, Muğla ve Bilecik. Dahası da vardır. Bunlar ilk akla gelenler. Her gittikleri yere damga vuran bu valiler, bana rahmetli Haşim İşcan'ı hatırlatıyor. Vali Civelek'i dinlerken, hem devleti adam gibi temsil eden, hem üreten bu insanları film şeridi gibi anımsadım.
Seminerde, Türkiye Gazeteciler Cemiyet Başkanı Nail Güreli, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Orhan Erinç ile Sorumlu Müdür Fikret İlkiz, TRT Yayın Denetleme Kurulu üyesi Mustafa Gerçeker, NTV Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Ertan, İHA Genel Müdürü Fevzi Kahraman, Türkiye Gazetesi'nden Behçet Fakihoğlu, Trabzon Cemiyet Başkanı Murat Taşkan, Radikal Ankara Temsilcisi İsmet Berkan, A.Ü. İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Mutlu ve ben konuşmacı idik. Konuşmalar daha çok, meslek etiği üzerineydi.
Cumhurbaşkanı Demirel, İsmet (Sezgin) abiyle beni yan yana görünce, ‘‘Bir üçüncü İsmet'i daha bulursanız, yer yerinden oynar’’ derdi. Trabzon'da üç İsmet bir araya geldik; Vali Civelek, ben ve İsmet Berkan. Kıyamet kopmadı. Ama, sıcak dostluk ve sohbet olanağı doğdu. Civelek, yerinde duramayan bir yönetici. Bilgisi belgesi neyse kitaplara aktarıyor. Terörizm ve Kuzey İrlanda Örneği ve Çevre Mevzuatı kitapçıkları bunun örnekleri. Yaptığı her belgesel dünyada ses getiren Coşkun Aral, yeni projesine Civelek'le adım atmak istiyor. ‘Bilgi Takası’ adlı projede, hem taka var, hem takas. Taka Trabzon'da yapılacak, çocuklar tahtaları boyayacak, tüm limanlar tek tek gezilecek; yerel kültür ve değerler ortaya çıkarılacak.
Civelek, Keşan Poştineli üretimini canlandırıyor. Genç kızlar üretip para kazanıyorlar. Çarşıbaşı'nda devlet ve özel sektör işbirliği ile peşkir üretimi yapılıyor. Küçük havlu olan peşkirlerin üstüne Trabzon manzaraları ve tarihi eserler işleniyor. Trabzon'a gidince, Uzungöl akla geliyor. Uzungöl'de ahşap Yaylakent için paçaları sıvayan Vali Civelek, ilginç bir olay anlattı:
‘‘Her şey ahşap olacak, dedim. Ahşap yaptılar ama yangın merdivenleri de ahşaptı!’’
İki büklüm olup gülmekten yere çöktük. Sırada Akçaabat Hıdırnebi'de birkaç ay içinde yapılacak Ahşap-kent var. Açılışa şimdiden çağrı yapan Civelek'e söz verdim, gideceğim.
Trabzon'a gidince, Orhan Kaynar'a uğramadan olur mu? Orhan olmadan, o doyumsuz güzelliğin tadına varılır mı?
Paylaş