İsmet Solak: AGSK, AB, NATO ve biz (2)







İsmet SOLAK
Haberin Devamı

DÜN liderler zirvesi vardı. Konu, AB ile ilgili Ulusal Program idi. Harp Akademileri Komutanlığı'nın Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği ile AB ve NATO ilişkilerinin geleceği konusunda düzenlediği sempozyumda ortaya çıkan ortak görüş, işte bu yüzden büyük önem taşıyor:

- Türkiye'de sivil-asker herkes, AB'ye tam üye olunmasını istiyor ve destekliyor. Ancak, üniter devlet yapımız ve ulus bütünlüğümuz korunarak.

Yani, ‘‘Kürtçe televizyon kur, Kürtçe eğitim yap’’ ya da ‘‘Kıbrıs'ı ver, Ege sorununu Yunanistan lehine çöz’’ gibi dayatmalara hayır!

Eşit koşullarda tam üyelik ve ortak dayanışma için evet.

* * *

Konuşan ve izleyenlerin büyük çoğunluğu bunu söylüyordu. İlter Türkmen ve Mensur Akgün gibi, ‘‘Önce AB'nin şartlarıyla kapıdan girelim, sorunları içeride nasıl olsa çözeriz’’ diyenler de oldu.

İlter Türkmen, KKTC'yi kuran hükümetin Dışişleri Bakanı'ydı. Son dönemde, ‘‘Ver kurtul’’ kampanyasının bayraktarlığını yapıyor. Üzücü, ama gerçek!

İlk oturumu yöneten Prof. Erol Manisalı'nın son özeti, dersti. Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. İlter Turan ile Tuğg. Halil Şimşek'in sunuşları da harikaydı.

Halil Paşa, soğuk savaş sonrasındaki güvenlik anlayışını irdeledi:

- Günümüzde dünyayı ne tehdit ediyor? Rusya mı? Çin mi? ABD'nin ekonomik ve askeri üstünlüğü mü? Avrupa'nın tarihi kökenli iç huzursuzlukları mı?

Bu sorulara, Kardinal Newman'ın 1854'teki konuşmasını ekledi:

‘‘Türkler, 1048'den beri, Hıristiyan düşmanlığının öncüsü, sözcüsü ve simgesi olmuşlardır. (...) Bu savaş gücü, onları imanın ve uygarlığın amansız düşmanı yapmaktadır. O yüzden savaşmak ve Türkleri yok etmek zorundayız.’’

Halil Paşa açık yüreklilikle yeniden sordu:

- Avrupalılar için dinimizi değiştirmek mümkün olmadığına göre, gelişmiş ülkelere göç eden insanlarımızı çokkültürlülüğü savunan AB benimseyecek mi? Yoksa her kültüre siyasal tanım vererek, ulusal azınlıklara ‘halk grupları’ diyerek ve daha alt kimlikleri öne çıkararak çatışmaları teşvik mi edecek?

ABD Başkanı Wilson'un kendi eliyle çizdiği ve Sevr ile karşımıza çıkan Ermeni ve Kürt devletlerinin sınırlarını hatırlatan da Halil Paşa oldu:

- Mustafa Kemal ve arkadaşları bunu boşa çıkardılar. Ardından o bölgede ayaklanmalar başladı. 1926'de Şeyh Sait isyanıyla Musul kaybedildi. 18 Ocak 1927 tarihinde, ABD Senatosu Lozan'ı görüştü. Oylandı ve reddedildi.

Ya sonrası? 1974 Kıbrıs Barış Harekátı'ndan sonra ASALA terörü başlamadı mı? Asala bitince PKK başlamadı mı? Bu gerçekleri milletimiz unutmamalıdır:

- Bugün Hizbullah ve PKK devam ederken, çağa uygun uyarlanışıyla Ermeni terörü, hukuki ve siyasi zeminde kullanılmak için karşımıza çıkarılmadı mı? 15 Kasım 2000 günü Avrupa Parlamentosu, sözde Ermeni soykırımı tasarısını 234 oyla kabul edip karara bağlamadı mı?

Gözcü yazarı Akgün Tekin ve Akkan Süver ile yan yanaydık. Etkilendik. İlter Türkmen ise söz alarak, ‘‘Kafam burada çok karıştı’’ dedi. İyi mi?

Bu bile, sempozyumun doğruları ortaya koyduğunu kanıtlamış oldu!

Yazarın Tüm Yazıları