Sistemin kilidi de anahtarı da savcılarda

UZUN yıllardan beri söyleyegeldiğim bir şeyi bugün bir kez daha söyleyeceğim:

Haberin Devamı

Türkiye’de yargıdan kaynaklanan sorunlar arasında savcılık müessesesinin yarattığı sorunları en tepeye yazmak gerekir.
Gelin biraz rakamlarla konuşalım.
- 2003 yılında ‘özel yetkili savcılar’ 26 bin 994 dosyayı soruştururken 2012’de dosya sayısı 38 bin 295’e çıkmış. Bu yüzde 41’lik artışı izah eden başka hiçbir sosyolojik gelişme olmadığı halde, ansızın Türk milleti daha fazla özel suç şüphesiyle soruşturulur olmuş. Neden acaba?
- Sadece özel yetkili savcılıklarda da değil, Cumhuriyet Başsavcılıklarında da bir soruşturma patlaması olmuş. 2003’te 3 milyon 282 bin 595 dosya açıkken 2012’de 6 milyon 285 bin 102 dosya açılmış. 9 yılda artış oranı yüzde 91.5. Ne olmuş da bu dokuz yılda suç patlaması olmuş acaba?
- Aaa o da ne, belki de patlayan suç değil savcılarımızın soruşturma iştahıymış. Çünkü bütün çeşit ceza mahkemelerinde 2003’te 2 milyon 819 bin 886 dava görülürken bu rakam 2012’de (soruşturma sayılarındaki dehşetengiz artışa rağmen) 3 milyon 180 bin 194 davaya çıkmış. Artış sadece yüzde 12.8.
- Adli Sicil İstatistikleri’nde nedense daha yeni tarihli rakamlar yok. 2008 yılında özel yetkili savcılıklar 12 bin 566 soruşturma dosyası ile uğraşmış ama bunlardan sadece 4 bin 754’üne, yani yüzde 37.8’ine dava açmışlar.
- Bu bol keseden soruşturup sonra dava açmama alışkanlığı normal Cumhuriyet Başsavcılıklarında da var, 2008’de 2 milyon 839 bin 943 dosya soruşturulmuş, bunların yüzde 37.5’ine tekabül eden 1 milyon 67 bin 45’ine dava açılmış.
- Dosya sayıları pek bir şey ifade etmemiş olabilir. Gerçek kişi sayısına bakalım ki yaratılan mağduriyetin boyutu ortaya çıksın. Özel yetkili savcılıklar 2012’de tam 106 bin 301 kişiyi soruşturmuş. Bunların yarıdan fazlasının (59 bin 200 kişi) soruşturması bir sonraki yıla sarkmış.
- Bütün Cumhuriyet Başsavcılıklarında ise 2012’de toplam 8 milyon 529 bin 313 kişiyi soruşturmuşuz, bunların yarısı (4 milyon 261 bin 308 kişi) için soruşturma 2013’te de devam etmiş.
- Savcılıklar bu kadar kişiyi soruşturup, onların telefonlarını dinler, banka hesaplarını altüst eder, bazılarını gözaltına alıp tutuklatırken az önce söyledim onların yüzde 40’tan azına dava açıyor.
- Peki bu açılan davalar ne oluyor? 2012 yılı istatistiği, açılan bütün ama bütün ceza davalarının sadece yüzde 34.1’inin mahkûmiyetle sonuçlandığı.
- Kabaca özet yapayım: 100 kişiyi soruşturuyor, onların 38’ine dava açıyoruz; dava açtıklarımızın yüzde 34’ünü (yani en baştaki yüzün 13’ünü) ilk derece mahkemesinde mahkûm edebiliyoruz.
- Peki davalar Yargıtay’a gelince ne oluyor? Bizim Yargıtay’ımız 2012’de toplam 429 bin 279 karar vermiş. Tabii bu kararlar sadece ceza davaları değil, her çeşit dava. Ve ilk derece mahkemelerinin bu kararlarının yüzde 63.7’si tamamen veya kısmen onanmış, geri kalanlar mahkemesine geri dönmüş.
- Bu denli verimsiz çalışan ve memnun ettiğinden katbekat fazla sayıda insanı mağdur eden sistemin bozukluğunun esas sorumluları da savcılarımız. Onlar bol keseden soruşturma yerine adam gibi soruşturma yapsalar ve mahkûmiyet alamayacakları davalarla uğraşmak yerine sonuç almaya odaklansalar, bugün yaşadığımız sorunları yaşamıyor olurduk.
Savcılık kurumu düzelmedikçe, Türkiye’de HSYK’yı olabilecek en mükemmel düzene de kavuştursanız adalet tesis edilemez.

Haberin Devamı

Hâkimlerle değil savcılarla uğraş

Haberin Devamı

TÜRKİYE’de 2003 yılında 6 bin 330 hâkim varmış, 2012’de bu sayı mütevazı bir artışla 7 bin 176 olmuş.
Kuşkusuz o dokuz yılda hâkimlik mesleğine katılan insan sayısı bu iki rakam arasındaki farktan büyüktür, çünkü arada emekli olan, meslekten ayrılanlar da olmuştur mutlaka.
2003 yılında hâkim başına 813 dava düşermiş, 2012’de bu sayı 907’ye çıkmış. Demek hâlâ ciddi bir hâkim açığımız var. Yıllık dava yükü çok fazla hâkimlerin.
Savcıların tersine hâkimlerin dava yükünü azaltmanın yegâne yolu hâkim sayısını arttırmak. Ama savcılar, zaten uğraşmamaları gereken o kadar çok sayıda gereksiz soruşturmayla uğraşıyorlar ki, onları bir düzene sokmak yeterli.
Peki savcılarımız için nasıl bir düzen kurmalıyız? Yarın bunu biraz konuşalım...

Yazarın Tüm Yazıları