Paylaş
IŞİD’in hâkim olduğu coğrafyaya baktığınızda, bu grubun savaşçılarının aynı anda üç-dört cephede birden saldırı savaşı yürütmekte olduğunu göz önüne aldığınızda, IŞİD denetimindeki coğrafyada bir ‘halk’ın yaşadığını akıldan çıkarmadığınızda, bu yapının oradan kolay kolay sökülüp atılamayacağını da görüyorsunuz.
IŞİD’i ‘çağdışı’, ‘barbar’, ‘vandal’, ‘insanlık suçlusu’ gibi sıfatlarla tanımlayabilirsiniz; bunları söylemek yanlış olmaz. İlan ettikleri ‘Halifelik’in bayrağı altında tarihte örneği olmayan bir ‘İslami yönetim’ sürdürüyorlar. Genç kadınları seks kölesi yaparak, kelle keserek, binlerce insanı toplu halde infaz ederek, okulları kapatarak vs.
Bütün bu barbarlıklar herkesin gözü önünde yaşanan, saklanamaz şeyler ve bu sebeple IŞİD’i lanetlemek, IŞİD’in hâkim olduğu coğrafyada gerçek manada bir direnişle ve hatta muhalefetle karşılaşmadığını görmemize engel olmamalı. Bütün kötülükleri bir yana IŞİD belki de hâkimi olduğu coğrafyanın içinden çıkan ‘organik’ bir oluşum.
Tam da bu sebeple ‘IŞİD’le mücadele’ denen şey, sadece askeri mücadele olamaz. Nasıl Afganistan’da Taliban’a karşı verilen askeri mücadele hiçbir zaman tam olarak kazanılamadı ve bugün Taliban Afganistan’da halen en önemli güçse, IŞİD de benzer bir yolda ilerliyor.
Yine tam bu sebeple; IŞİD’i önce ‘degrade’ edecek, yani seyreltecek sonra da yok edecek strateji öncelikle siyasi strateji olmak zorunda. Askeri strateji ve yöntemler ancak bu siyasi hedefe varmayı kolaylaştıracaksa kullanılabilir.
Amerika önderliğindeki koalisyonun bırakın bir siyasi stratejiyi, askeri stratejisi bile yok. Tek yapılan havadan bomba yağdırmak ve yerde de Irak’ta düzenli ordu ile Peşmerge’nin; Suriye’de ise artık neredeyse silinmiş durumdaki Özgür Suriye Ordusu’nun IŞİD’i geri püskürtmesini ümit etmek.
Irak’ta Amerikan eğitimli ordu henüz IŞİD’e karşı bir ilerleme sağlayamadı, Suriye’de ise ÖSO daha eğitilecek, sonra donatılacak, sonra da savaş alanına sürülecek... Ölme eşeğim ölme...
Amerika ve müttefiklerinin siyasi stratejisi yok; peki bölge ülkelerinin veya Irak’ta Bağdat yönetimiyle Kürt Bölgesel Yönetimi’nin, Suriye’de rejimin, (hâlâ var mı bilemediğimiz) Suriye Ulusal Konseyi’nin, Kobani direnişini başarıyla yürüten PYD’nin IŞİD’e karşı ve bütün bölgeyi kapsayan ortak bir siyasi stratejisi var mı?
Hayır yok.
Maalesef IŞİD’le ilgili olarak manzara, ‘Her koyun kendi bacağından asılır’ manzarası. İşte bu sebeple, Türkiye’nin bütün güney sınırı boyunca belki de on yıllarca sürecek bir kaos dönemine girmiş bulunuyoruz.
Geçmişe, eski statüye dönmek mümkün olmadığına göre, geleceğimizi bu kaos biçimleyecek.
Hazır mıyız?
Paylaş