Paylaş
Biz Ramazan’da oruç tutmaya başlıyoruz, Suudi Arabistan bir gün gecikmeyle başlıyor. Biz Kurban Bayramı’nı kutluyor, kurbanımızı kesiyoruz, o sırada Mekke’deki hacılar daha yeni Arafat’a çıkmış oluyorlar.
Mesela bu yıl, biz Kurban Bayramı’na dün başladık ama Suudi Arabistan’da bugün bayram. Ve galiba benim hatırlayabildiğim kadarıyla ilk kez bu yıl insanların kafası karıştı ve sırf bu sebeple pek çok insan eminim kurbanını kesmeyi bugüne bıraktı; sırf ibadetini garantiye almak için. Öyle ya, eğer Türkiye ve bizim Diyanet İşleri haklıysa, bayramın ikinci gününde de kurban kesmek mümkün. Yok Suudi Arabistan haklıysa, zaten orada da bayramın başladığı gün kesilmiş olacak kurban.
Peki ama çoğu zaman oluşan bu bir günlük fark neden kaynaklanıyor? Gelin bu sorunun cevabını arayalım.
Bir kere şunu akılda tutmakta fayda var: İslamın geldiği zamanlarda ay takvimi kullanılıyordu. İslami takvim, yani Hicret yılını 0 kabul eden Hicri takvim de ay takvimidir.
Dünya bugün güneş yılını esas alıyor. Ay takviminin bir yılı ile güneş takviminin bir yılının eşit sürelerde olmaması bir gerçek ama esasen konumuzun bununla ilgisi yok. Konumuz, ay takviminde herhangi bir ayın ilk gününün nasıl saptanacağı.
Ay takvimine göre ve İslamın yaygın kabul görmüş uygulamasına göre bir hicri ay, yeni ayın hilalinin görülmesiyle başlar. Buna ‘Rüyet-i hilal’ deniyor.
Peki ama dünyanın değişik açılarında, değişik mevsimlerde ilk hilal, İslam ülkelerinden çok ama çok uzaklarda görülebiliyor. Bu durumda hilalin bir İslam ülkesinde gözükmesini mi beklemek ve ayın başlangıcını buna göre saptamak gerekir, yoksa dünyanın herhangi bir yerinde yeni ayın gözükmesi yeterli midir?
Soru bu.
Taa 1978 yılının 27-30 kasım tarihleri arasında İstanbul’da bütün İslam ülkelerinin davetli olduğu bir uluslararası ‘Rüyet-i Hilal’ (Hilalin ilk kez gözükmesi) konferansı yapılmış ve konu üç gün boyunca enine boyuna tartışılmış. Bu konferansın sonunda da, İslamın bütün dünyaya hitab eden bir din olması, dünyanın hemen hemen her yerinde en azından bir müslümanın yaşıyor olabileceği ihtimali sebebiyle, yeni ayın dünyanın herhangi bir yerinde ilk kez gözükmesinin hicri ayların başlangıcı için yeterli olması ilkesi benimsenmiş.
Ama anlaşılan Suudi Arabistan bunu benimsememiş veya yeterince içine sindirememiş, o yüzden onlar farklı bir uygulamayı devam ettiriyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı bakın bu yılı nasıl açıklıyor:
‘1433 yılı Zilhicce ayının hilali 16 Ekim 2012 tarihinde evrensel zaman (U.T.) ile 01.20’de aşağıdaki yerlerde görülmüştür:
- 69 derece 20 dakika 44.952 saniye Güney enlemi, 86 derece 17 dakika 56.58 saniye Batı boylamına sahip Büyük Okyanus, Antarktika’nın Kuzeyi, Güney Amerika kıtasının Güneyinde; Güneş, 15 Ekim 2012 tarihinde bölgenin yerel saati ile 21:20’de, Ay ise 22:44’de batmıştır.
- 36 derece 51 dakika, 56. 38 saniye Güney enlemi, 105 derece 51 dakika, 48.528 saniye Batı boylamına sahip Büyük Okyanus, Güney Amerika Kıtası açıklarında; Güneş, 15 Ekim 2012 tarihinde bölgenin yerel saati ile 18:20’de, Ay ise 18:58’de batmıştır.
- 4 derece 23 dakika 7.836 saniye Güney enlemi, 112 derece 11 dakika 12. 372 saniye Batı boylamına sahip Büyük Okyanus, Ekvator-Peru açıklarında; Güneş, 15 Ekim 2012 tarihinde bölgenin yerel saati ile 18:20’de, Ay ise 18:45’de batmıştır.
Yukarıdaki yerlerde hilal ilk defa görülmeye başladığında Türkiye’de ve Mekke-i Mükerreme’de henüz imsak vakti olmamıştır. Buna göre hilalin görüldüğü saatte Türkiye’de de gece devam etmektedir. Dolayısı ile hilalin görüldüğü gece fıkhen Zilhicce ayının başlaması noktasında Türkiye’yi de içine almaktadır. Yukarıda zikredilen bu bilgiler çerçevesinde, Zilhicce ayının ilk günü 16 Ekim 2012 Salı; Kurban bayramının ilk günü ise 25 Ekim 2012 Perşembe günüdür.’
Anlayacağınız, bayramın ilk günü tartışması bir yanıyla çok basit, bir yanıyla ise çok derin bir tartışma esasında.
O yüzden bu tartışmada tarafınızı iyi seçin...
Hepinize sağlık ve mutluluk dolu nice bayramlar dilerim.
Paylaş