Paylaş
Şahsen, lig bitti diye sevindim. Hiç değilse bir süre için, her hafta diken üstünde yaşamayacağım, nerede ne olay çıkacak, kan dökülecek mi diye endişelenmeyeceğim.
Gerçekten de korkunç bir futbol sezonu yaşadık.
· Onbinlerce insanın hep bir ağızdan ırkçı sloganlar attığına tanık olduk.
· Bir maç, seyircinin konuk takımı engellemesi ve polisin de bu durumla başa çıkamaması yüzünden oynanamadı.
· Sayısını bilmediğim kadar çok maç seyircisiz, daha doğrusu sadece kadın ve çocuklara oynandı.
· Takımlarımız kadın ve çocuklara oynanan maçlardan bile küfürlü tezahürat nedeniyle ceza aldı.
· Centilmenlik dışı hareketten, kasti faulden, küfür ve kötü sözden futbolcuların aldığı kart cezalarının rekor kırdığı bir sezon yaşadık.
· Futbolumuz güzelleşmedi, aksine çirkinleşti.
· Futbol rekabetinde neredeyse kalıcı düşmanlıklar oluştu. Fenerbahçe ile Galatasaray, Fenerbahçe ile Trabzonspor ve Beşiktaş ile Bursaspor taraftarları arasındaki düşmanlıklar kalıcılaştı, tehlikeli boyutlara ulaştı.
· Ligin şampiyonluk kupası, kazanan takıma saatler boyunca verilemedi. Futbol federasyonu kupayı soyunma odalarında gizlice vermeyi teklif edebildi.
· Şampiyonun belli olduğu maçın ardından polisle taraftarlar arasında saatlerce süren sert çatışmalar yaşandı, çocuklar da dahil onbinlerce taraftar biber gazına tabi tutuldu, polis araçları tahrip edildi.
· Şampiyonluk kupası gece karanlığında ve gazeteciler futbolcular bazı yöneticiler ve polisler dışında hiç kimse ortalıkta yokken verilebildi.
* * *
Daha saymayı unuttuğum nice şey oldu futbol sezonumuzda.
Şikeden suçlu bulunmanın cezasının önce parlamentoda sonra da futbol federasyonunda hafifletilmesini falan saymıyorum bile.
Veya aynı etik kurulunun aynı vaka hakkında birbirine taban tabana zıt iki rapor vermesini de saymıyorum.
Bana bu olan bitenin tek tek vahim olmasından, bütün bu olayların bir araya gelmesinin ahlaki bir kaosu akla getirmesinden daha da vahim gelen ne biliyor musunuz?
Bütün bu yaşananların ‘normal’ ve ‘sıradan’ sanılması, bazen pişkinlikle çoğunlukla da umursamazlıkla ‘Olur böyle şeyler’ denmesi.
Hiç değilse şunu bilelim: Normal bu değildir.
Umarım aramızda ‘normal’in ne olduğunu hala hatırlayanlar vardır.
Bir beceriksizlik doruğu olarak İstanbul polisi
MAÇ bitmiş. Şampiyon takım sahanın ortasında polis çemberine alınmış ama onlar sevinçlerini yaşarken herhangi bir saldırı vs yok. Şampiyonluğu kaybeden takımı, seyircisi çağırmış tribüne ve alkışlamış.
Her şey bitiyor. İki takım da soyunma odalarına dönmüş. Birkaç dakika sonra stadı dolduran 50 bin kişi boşalacak, evlerine gidecek.
Tam o sırada taşkınlık yapan bir grup var kale arkasında. Onlar bir kapıyı kırıyorlar ve birkaç kişi sahaya giriyor. Geri kalanları da koltukları kırıp polise fırlatıyor.
Grup taş çatlasa 3-4 bin kişi. Tecrübeli, bilgili ve akıllı polis o grubu kontrol edebilir, esas büyük kalabalığın stadı terk etmesine kadar olayları bekletebilir aslında.
Normal şartlar altında kalabalıklarla uğraşmak konusunda İstanbul polisinin, adıyla söyleyelim Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nün tecrübesi ve dolayısıyla bilgi birikiminin büyük olması gerekir.
Ama hayır. Meğerse değilmiş. Daha stat boşalmadan o gruba müdahale etmek, müdahaleyle başa çıkamayınca stat çapında biber gazı kullanmak neyin nesi?
Nasrettin Hoca hikayesindeki gibi ‘Hırsızın hiç mi suçu yok’ diye soranlar da haklı ama polis akıllı olsa, olaylar bu denli büyümez, Galatasaray kupasını alabilmek için geceyarılarına kadar beklemez, bir basit kupa töreni için başbakanın devreye girmesi gerekmezdi.
En önemlisi bir final izlemeye stada gitmiş onbinlerce insan, çoluk çocuk, genç yaşlı, zengin fakir demeden, en önemlisi polise saldırıp saldırmadığına bakılmaksızın biber gazına maruz kalmazdı.
Her şeyin bir alternatif maliyeti var. Beceriksizliğin de. Unutmayın.
Özellikle biber gazına maruz kalan Fenerbahçeliler, stattaki polise karşı çok öfkeli. Hatta onlar polisin yaptığının ‘kötü niyetli’ olduğunu, polisin olayları büyütmek için böyle davrandığını öne sürüyor.
Elimizde bu durumu kanıtlayacak bir delilimiz yok. Ama Fenerbahçe cephesindeki bu algı, gelecekte yaşayacağımız başka zor günlerin habercisi gibi.
Futbolda Şiddeti Önleme Yasası neden çıktı?
SAHİDEN bu yasa neden çıktı, hatırlayanınız var mı?
Yasaya göre, stadyumlarda şiddete başvuranlar anında tespit edilecek, yine anında özel mahkemeye çıkarılacak ve ömür boyu sahalardan mene kadar varan cezalar alacaktı.
Ceza alanlar maç günlerini karakollarda geçirecekti.
Bu yasa geçen yılın nisan ayından beri yürürlükte. Hiç uygulandığını duyanınız oldu mu?
Nice maçlarda olaylar çıktı. Nice maçlarda sahaya bıçak atıldı. Seyirciler sahaya atladı.
En son örnek cumartesi günkü final maçı. Binlerce insan sahaya girdi. Kaçı tespit edildi?
Madem kullanmayacaktık bu yasayı neden çıkardık?
Bana göre, bütün gerginlik katsayısı yüksek maçların yayıncı kuruluş falan dinlemeden, uzunca bir süre, bu gerginlikler unutulana kadar gece değil gündüz oynanmaya başlaması gerek.
İddia ediyorum, Fenerbahçe-Galatasaray maçı cumartesi günü 19.00 yerine 15.00’te oynansaydı, bu yaşadıklarımızın hemen hemen hiçbirini yaşamayacaktık.
Paylaş