CHP’nin siyaset yapma hakkı yok mu?

Haberin Devamı

ANA muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi, başta iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi olmak üzere herkesi şaşırtmış gözüküyor. Pazar günü açıklandığı andan itibaren, uzun yıllar sonra ilk kez gündem belirleme tekeli AK Parti’nin elinden çıktı ve CHP’nin eline geçti.
Gündemi kimin nasıl belirlediği esasen sembolik bir konu, önemli olan Türkiye’de seçim öncesinde siyasetin siyasi öncelikler açısından tartışılıyor olması. Bu, hem CHP hem de AK Parti için tercih edilesi bir şey. (Ve kuşkusuz bütün öteki partiler için de...)
Bu tartışma sayesinde biz partilerin siyasetteki önceliklerinin ne olduğu öğrenme ve oy vermezden önce onları bu şekilde tartma imkânına sahip oluyoruz.
CHP açıkça kendi önceliğinin Türkiye’nin zenginleri, müteahhitleri, işadamları değil, onların yanında çalışan veya iş arayan yoksul kesimler olduğunu söylüyor. Açıkladıkları ekonomik program ve vaatler serisi, normal şartlarda iş dünyasının tüylerini diken diken edecek nitelikte. CHP önerileri, yüksek gelir gruplarından daha yüksek gelir vergisi almaktan genel manada gelir vergisi ve kurumlar vergisi tahsilatını arttırmaya, asgari ücreti iki kata yakın arttırıp istihdam maliyetini yükseltmeye kadar bir dizi politika.
Bugüne kadar pek yapmadığı için bundan sonra da hiç yapmayacağı sanılıyordu belki ama geçen gün de yazdım, CHP nihayet siyaset yapmaya başladı ve galiba esas yadırganan da bu.
‘Bu yapacaklarının kaynağı nerede’ sorusuyla özetlenen tartışma önemsiz ve sadece propaganda amaçlı bir tartışma değil ama meselenin özünün yanında ikinci sırada gelen bir konu.
Meselenin özü, CHP’nin siyaset yapmaya, siyasi tercihler belirtmeye, devlet bütçesini kendi siyasi öncelikleri ve seçim vaatleri doğrultusunda harcamaya hakkı olup olmadığı.
Herhalde kimse CHP’ye, ‘Senin siyaset yapmaya, kendi siyasi önceliklerini dile getirmeye hakkın yok’ demiyor!

Haberin Devamı

Kaynak ve CHP’nin söylemesi gereken


BİLİYORSUNUZ, CHP’nin vaatlerinin maliyeti konusunda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘150 milyar lira’ dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta gazeteciler bu rakamı söylediğinde itiraz etmedi ama daha sonra katıldığı bir TV programında, ‘Abartılı bir hesap 50 milyar civarında’ dedi. Partinin ekonomi kurmaylarından Selin Sayek Böke, vaatlerin maliyetinin 59 milyar lira kadar olduğunu açıkladı. Partinin bir başka ekonomi kurmayı, eski Hazine Müsteşarı Faik Öztrak ise maliyetin 67.5 milyar olduğunu açıkladı.
50, 59 veya 67.5, CHP’nin hangi hesabı gerçeği daha çok ifade ediyor olursa olsun, mesele 473 milyar liralık merkezi hükümet bütçesinde şu an böyle bir ödenek olmaması noktasında düğümleniyor.
CHP, gelirse yılın ikinci yarısında iktidara gelecek, yani bütçede 25-38 milyar lira arasında bir kaynağı başka yerlerden alıp kendi vaatlerini gerçekleştirmek için kaydıracak. (CHP’nin bu vaatlerini iktidarının ilk 100 gününde gerçekleştirmeyi düşündüğünü unutmayın.)
Bu durumda bütçede yapılması planlanmış, ödeneği yazılmış hangi şeylerden vazgeçeceğini de ilan etmeli parti.
Çünkü malum, siyasi tercihle yapılacak her şey, toplumda birilerinin lehine olurken başkalarının da aleyhine sonuçlar doğurabilir.

Haberin Devamı

AK Parti’nin vaatlerinin maliyetini sorgulamayacak mıyız?

KONU ekonomik vaatler olunca AK Parti’nin seçim kampanyasını birkaç aydır sürdürdüğünü söylemek gerek. Başbakan Ahmet Davutoğlu birkaç kez önemli ekonomik paketler açıkladı; bunların bir bölümü kamu maliyesine ciddi yük getirici nitelikte. AK Parti büyük ihtimal önümüzdeki dönemde de hem tek tek şehirler için hem ülkenin geneli için bir dizi proje daha açıklayacak.
CHP’nin önerilerinin maliyetini bir çırpıda hesaplayan ve sonra da bu maliyetlerin kaynağını sorgulayan mekanizmanın AK Parti için de aynı işi yapmasını beklemek sanırım hakkımız.

Yazarın Tüm Yazıları