Paylaş
Bir grup arkadaşıyla birlikte Qualcomm adlı şirketi kurdular.
Bu şirket, cep telefonlarının haberleşmesine yeni bir standart getirerek hepimizin hayatını değiştirecekti. Onların geliştirdiği CDMA standardına bugün cep telefonunun ücretinin yüzde 3-5’ini ‘lisans hakkı’ olarak ödüyor dünyada yaşayan cep telefonu sahibi herkes.
Qualcomm’un 2013 net kârı 24 milyar dolar. Bir hesaba göre, şirket hiçbir şey yapmasa bile oturduğu yerden sadece ‘lisans hakkı’ olarak yılda 7 milyar dolar civarında para kazanabilir.
CDMA, telsiz frekansı üzerinde hem konuşmalarımızın hem de 2G, 3G veya 4-5G veri alışverişimizin temelini oluşturuyor. Biz kullanıcılar, varlığından bile haberdar olmadığımız, aslında olmamız da gerekmeyen bu yazılıma para ödediğimizin de farkında değiliz.
Aslında düşük veya yüksek teknoloji ürünü, satın aldığımız her şeyde, patent sahiplerine para ödüyoruz. ‘Yerli’ diye satılan televizyonu alıyorsunuz ama ödediğiniz paranın yarıdan fazlası yurtdışındaki patent sahiplerine gidiyor. Geçen cumartesi günü yazmaya çalıştım, bunun adı ‘Bilgi ithalatı’.
Peki bilgiyi ithal eden olmaktan çıkıp ihraç eden bir ülkeye dönüşmek mümkün mü?
Elbette mümkün ama mevcut eğitim altyapısından girişimcilik kültürümüze kadar her şeyin buna uygun olması lazım.
Her şey uygun olsa dahi günümüz dünyasında bilgi ithalatçısı olmaktan tamamen kaçınmak mümkün de değil, doğru da değil. Önemli olan, ithal ettiğiniz kadar veya daha fazla bilgiyi ihraç edebilmek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan durduk yerde, ‘Biz bu cep telefonları için 4G’yi atlayıp 5G’yi hedefleyelim’ deyince tartışıldı; aslında 4G’yi atlamak çok iyi bir fikir değil ama 5G’yi hedeflemek sahiden önemli.
2020’den itibaren kademe kademe devreye girmeye başlayacak ve büyük olasılıkla 20 yıldan fazla süre kullanılacak olan 5G için yüzlerce, binlerce, hatta on binlerce patent alınacak.
Doç. Dr. Mustafa Ergen, şöyle bir hesap yapmış: 5G’de kullanılacak patentlerin binde biri Türkiye kökenli olsa, dünya 5G’ye geçtiğinde Türkiye 20 yılda toplam 25 milyar dolar lisans geliri elde edecek. Yok bu patentlerin binde 5’i Türkiye kökenli olsa, gelir bu kez 125 milyar dolara çıkacak. Yüzde 1’i Türkiye kökenli olsa gelir 250 milyar doları bulacak.
O yüzden Mustafa Ergen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve hükümeye bir patent seferberliği başlatmalarını öneriyor, ‘2020’ye kadar 5G için 20 bin patent, diye bir hedefimiz olsa, bunu da başarsak’ diyor.
İmkânsız değil.
Hedy Lamarr’ın dünyaya hediyesi
HOLLYWOOD’un 30’lu ve 40’lı yıllardaki büyük yıldızlarından biriydi Hedy Lamarr, bazılarına göre ‘Gelmiş geçmiş en güzel film oyuncusu’ydu. Ama onun yegâne özelliği bu değildi. Hedy Lamarr, aynı zamanda bugün hepimizin kullandığı çok önemli bir şeyin de mucidi.
30’larda telsiz haberleşmesi yeni başlamıştı ama çok güvenilir değildi, çünkü haberleşme bir frekans üzerinden yapılıyor, savaşta düşman bu frekansı keşfederse haberleşmeyi engelleyebiliyordu.
Lamarr, aynı anda birden fazla frekansta konuşulmasına ve frekans atlamasına dair 11 Ağustos 1942’de Amerikan patent bürosundan 2,292,387 numaralı patenti aldı. Ama ordu bu patenti görmezden geldi; taa 90’lı yıllarda Qualcomm, bugünün endüstri standardı olan CDMA’yı o patent üzerine geliştirene kadar bu buluş gözlerden uzak kaldı.
Paylaş