Paylaş
BAL ve diğer arı ürünlerinde Türkiye üstün bir ülke. Daha önce de yazmıştım, gerek kovan sayısı gerekse bal üretimi açısından Türkiye, dünyada ilk üçe giriyor. Başta bal olmak üzere polen, propolis, arı zehiri ve arı sütü gibi çok değerli arı ürünlerinin elde edilebilmesi açısından Anadolu’nun olağanüstü bir bitki örtüsü ve çeşitliliği söz konusu. Yine medyada sık sık bahsi geçen endemik bitki varlığı yönünden bu güzel ülke dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Şimdi buraya kadar tablonun bir yüzünü gördük, yani küresel arı yetiştiriciliğinde söz sahibi bir ülkeyiz. Ancak ne yazık ki Türk tüketicisi pahalı bal ve diğer arı ürünlerini yiyebiliyor. Bu da tablonun diğer yüzü...
Fırsatçılar var
Ayrıca pahalı olmanın yanı sıra bir de bitmez tükenmez sahte ve tağşişli bal haberleri bu çok yararlı gıda konusunda tüketiciyi iyice ürkütüyor. Aslında geleneksel olarak halkımız bal yemeyi çok sever. Ancak piyasadaki fırsatçı ve gözü kara insanların yaptığı sahte ve hileli ürünler tüketiciyi baldan uzaklaştırır hale geldi. Peki denetim diyeceksiniz, evet denetim konusu çok önemli; ben bu alanda yetkili kuruluş olan Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün en azından İzmir’de elinden geleni yaptığına inanıyorum, ama belki de yeterli olmuyor. Belki daha fazla denetim elemanı gerekiyor. Onun dışında bakanlığın bütün illerde çok daha sıkı bir kontrol mekanizması kurması sonuç verebilir.
Deşifre edildiler
Bu arada çok güncel bir örnek var. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı gıda güvenliğini ihlal eden 2 firmanın ismini açıkladı. Bu tabii çok yeni bir gelişme. Devam ederse caydırıcı olabilir. Diğer yandan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), bakanlığın tespitleri üzerine bazı bal markalarının, görsel ve işitsel medya kuruluşlarındaki reklamlarını durdurdu. Pahalılık konusuna gelince, bir kere daha yazmak istiyorum. Tabii ki üretici ile tüketici fiyatı aynı olmayacak, tabii ki tüccar ve sanayici de para kazanacak. Ancak 7 - 7.50 lira olan üretici fiyatı rafta 3-4 misli olur mu? Bu normal midir? Bu durumu piyasa mekanizması ile açıklayabilir misiniz? Sonuç olarak halkımız pahalı bal yiyor. Makul bir fiyat düzeyi olsa tüketim çok artar. Çünkü potansiyel talep gerçekten fazla. Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ziya Şahin ve İzmir Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fikri Barkan ile son günlerdeki tağşişli bal konusunu görüştük.
ŞİKAYETÇİ VE MAĞDUR
Aynı zamanda Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği 2. Başkanı olan Ziya Şahin, “2002-2005 yıllarında ortaya çıkan mazotlu bal, naftalinli bal ve merdiven altı bal furyasına üretici en güzel cevabı naftalinsiz bal üreterek verdi. 2006 yılında naftalinden bahsedilmez oldu. Üretici, tüketiciye kendi yemediği ürünü yedirmez. Birliklerimiz tüm temel petekleri kontrol ve tahlil ettikten sonra üreticiye kullandırarak sorunu kökten çözdü. Yetiştirici birliklerinin bu konulardaki duyarlılığını kamuoyu iyi bilsin istiyoruz. Dolayısıyla sahte üretimden en çok biz şikayetçi ve mağduruz” diyor.
TÜKETİCİYE YAZIK
Ziya Şahin, “Amacımız üreticilerimizin sağlıklı arılarla üretim yapmalarını sağlamak. Verimliliği artırmak için de Orman Fakülteleri ile Çam Pamuklu Koşnilini çalışıyoruz. Biz bir taraftan gıda güvenliği konusunda alınması gerekli tüm tedbirleri alıyor ve üreticilerimizi sürekli eğitime tabi tutuyoruz. Ayrıca arı sağlığı konusunda veteriner hekim, doğal bal üretimi konusunda da gıda mühendisleri istihdam ederek üreticilerimize danışmanlık hizmetleri veriyoruz. Ama ne görüyoruz, arıcının üretmediği tatlandırıcılar bal adıyla satılıyor. Hem tüketici, hem üreticimize yazık oluyor. Balın üretim yeri doğadır. Üreten de arı ve arıcıdır. Arı ile çiçeğin arasına kimse girmesin. Bu sahtekarların örgütlü suç kapsamında cezalandırılmasını bekliyoruz” diye konuştu.
KİLOSU 1 LİRA
İzmir Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Fikri Barkan, kuruldukları 2003 yılından bu güne kadar, halk sağlığını hiçe sayan sahte ve tağşişli ballarla mücadele ettiklerini söyledi. Barkan, “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve İzmir İl Müdürlüğümüz ile ortaklaşa çalışmaları sürdürüyoruz. Yetkililerin iyi niyetini yakından biliyorum, ama maalesef üreticinin en büyük düşmanı olan sahte imalatçılar sorunu henüz çözülemedi” diye yakınıyor. Barkan, “Piyasada tatlandırıcı olarak kullanılan mısır şurubundan, çeşitli yöntemlerle bal adı altında üretim yapıliyor. Maliyeti 1 lira olan bu sahte ürünü kilosu 20 - 25 liradan piyasaya sürerek, halk sağlığı ile oynuyorlar” uyarısında bulunuyor.
Paylaş