Paylaş
İZMİR artık Türkiye’de süt hayvancılığının merkezi haline geldi. Daha önce yazmıştım, yine yazayım. Ülkede en fazla süt İzmir’de üretiliyor. En çok üyesi olan Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği İzmir’de... Yine son yıllardaki başarılı çalışmaların sonucu olarak keçi sütü fiyatı İzmir’de belirleniyor. İl genelinde sığır varlığı 500 bini, küçükbaş varlığı ise 700 bini aşmış konumda. Ancak bu arada yazın boğucu günleri de geldi çattı. Gerçekte birer zenginlik ve üretim kaynağı olan bu sevimli hayvanlar içinde yaşadığımız sıcak günlerin zararlı etkisinden nasıl korunabilir? On binlerce üretici ailesine hangi bilgilendirici mesajları verebiliriz? Bu önemli sorunu EgeVet Genel Müdürü veteriner hekim Tahir Yavuz’la görüştük.
Onların da duyguları var
Yavuz, “Yaz geldi. Kalın giysiler giymiyoruz. İnce, kısa kollu giysileri, klimalı ortamları tercih ediyoruz. Her türlü imkânı kullanarak kendimizi sıcaktan koruyabiliyoruz. Ama ineklerimizi de sıcaklık stresinden korumak için mücadele etmeliyiz. Onların da duyguları var. İşin kötüsü, bizim yaptığımız gibi kalın giysilerini üzerlerinden çıkarma şansları yok. Sıcaklık stresinin vücutlarında sebep olduğu değişiklikler ve bozukluklar sonucu inekler adeta zehirleniyor. İnek sık sık ve sarsılarak solumak, hatta ağzını açmak, dilini çıkarmak suretiyle çektiği eziyeti belli ediyor. İşte bunu iyi gözlemlemeli ve anlamalıyız” diyor.
Verileni inkar etmezler
Peki, böyle bir durumda neler oluyor? Ne gibi olumsuzluklarla karşılaşıyoruz? Tahir Yavuz, şöyle cevaplıyor: “Sıcaklık stresi sonucu süt verimi azalır. Sütün yağ ve protein oranı da düşer. Bununla kalmaz, döl tutma sorunu başlar. İnekler yaşadığı eziyetin ve vücudunda oluşan bozuklukların sonucunda bir veya birkaç ay sonra topallıyor. Sıcak günlerin etkisi bu günler geçtikten sonra da devam ediyor. İneklerin de canı var. Vücut tepkileri o kadar kötü yönde gelişiyor ki inek can derdine düşüyor. Özellikle yüksek verimli inekler ölüyor. Zaten hayati sıkıntıya düşmüş bir inekten verim beklemek mümkün olabilir mi? Madem ineklerin kürklerini üzerlerinden atamıyoruz öyleyse onları serinletelim ve kayıplarını gidermek için olabildiğince çaba harcayalım. Gözlem yapalım ve maruz kaldıkları zorluğu fark ederek hemen önlem alalım. İnanın bu yönde atılan her adım bize buzağı ve süt verimi olarak daha çok verim, daha az hastalık olarak geri dönecektir. İnekler cömert hayvanlardır. Kendilerine verileni inkâr etmez ve kat kat fazlasıyla geri verirler.”
Paylaş