BEŞİKTAŞ, UEFA Kupası'ndan elenmenin şokunu atlatamamış. Hem Gaziantepspor maçına motive olamamışlar, hem de futbolcuların yorgunluğu dikkat çekti.
Savunma ise yine sırıttı. Lazio karşısında olduğu gibi Gaziantep önünde de fiziki markaj yerine göz markajı yaptılar. Tribündekiler gibi onlar da İbrahim'in golünü seyrettiler.
Maçın ilk yarısında ne organize bir atak, ne de kontratak vardı. Bazıları ise Beşiktaş formasını sanki emaneten giyiyormuş gibiydiler. Takıma bakın, bir tek Sergen ile canlanıyor. Teknik direktör Lucescu'nun umudu Sergen. Lucescu, gibi o da takıma tek pas yapmayı öğretiyor. Aynı zamanda kontratağa kaldırıyor.
Siyah beyazlı yönetimin bu kadroyu şimdiden güçlendirmesi gerekir. Emanetçileri bırakıp, formayı gerçek sahiplerine teslim etmeliler. Kimse teknik direktör Lucescu'ya fatura kesmesin. Antrenmanlarda uygulattığı teknik ve taktiği, her nedense maçlarda futbolcular sahaya yansıtamıyorlar.
Karamsar olunmasın
Siyah beyazlı futbolcuların, 100'üncü yılda layık oldukları hedefe ulaşmaları için öncelikle profesyonel düşünmeleri gerekir. Beşiktaş futbol takımı son 7 yılda başarısız oluyorsa, Metin, Ali, Feyyaz, Gökhan, Rıza gibi starların yerine, gelecek vaadeden ve formanın ağırlığını taşıyacak yıldız oyuncuları transfer etmemesinden kaynaklanıyor.
Milli maç nedeniyle lige verilen 1 haftalık ara herhalde siyah beyazlı takımın yaralarını sarar. Umarım, futbolcular hem UEFA Kupası'nda, hem de ligde yaptıkları hataları gözden geçirip, şampiyonluk yolunda kendilerini hazırlarlar. Beşiktaş taraftarı karamsar olmasın. İlk kez bu sezon bir arada oynayan bu ekibe destek verilsin.
Gaziantepspor, teknik kapasitesi yüksek ve koşan bir ekip. Fakat onlar da gol kısırlığı çekiyor, penaltıyı bile değerlendiremediler. Yoksa maçın skoru daha farklı olurdu.