TÜRK Milli Takımı, teknik direktör Fatih Terim’in gelmesiyle lider oyuncuların rol oynadığı önemli bir arena oldu. Arnavutluk’un başkenti Tiran’da Türk Milli Takımı’nın kazanması için Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin’den iş dünyasına ve dolan tribünlere kadar her şey ay yıldızlı takımın lehine gelişmişti.
Maç öncesi stada giderken Arnavutluk Milli Takımı’nın taraftarları ‘Türkiye’ naraları ile coşuyordu. Kime maçı sorsak, ‘Danimarka’yı tanımıyoruz. Yunanistan’ı ise hiç tanımıyoruz’ yorumunu yapıyordu. Teknik direktör Terim, rakip Arnavutluk’u öyle teşhis etmiş ki, önce futbolcularını beyin olarak sakinleştirip sonra da skora gidecek taktiği benimsetmiş. İlk yarıdaki kötü futbol ikinci yarıda yerini zafere bıraktı.
Vitrindeki isim
Maçın 90 dakikasında vitrinde tek olan isim Tümer’di. Tekniğini, beynini ve fiziğini öyle kullandı ki, hem gol attı hem de takımı ateşleyecek pozisyonlarda rol oynadı. Maçın ikinci yarısında Nihat ve Emre’nin oyuna girişi takımın teknik kapasitesini daha da artırdı. Top kontrolü bir yana, futbolcuların bile yürümekte zorluk çektiği zeminde bu başarıyı yakalamak kolay değil.
Büyük ve kritik maçlar büyük oyuncularla alınır. Tümer’i yıllardır düşünmeyen zihniyet aynaya bakıp, ders çıkarmalı. Sahada tüm futbolcular görevlerini fazlasıyla yaptı. Müthiş futbol yoktu, ama zafere gidecek skor tabeladaydı. Şimdi her şeyimizi Play-off’a vereceğiz. Ve bu takım yönetimi, teknik heyeti ve futbolcusuyla 2006 Dünya Şampiyonası’nda gidip, iyi işler yapacağını müjdeliyor.