DÜNYA’da kendi takımında oynamayıp yedek kalan, ya da sezona hazırlanmadan takım arayan oyuncunun milli formayı giydiğini ülke duydunuz mu.
İşte size örnek milli takım Türkiye. Arda, Tuncay, Tümer, Emre Belözoğlu, Emre Aşık, Necati gibi bir sürü isim sayabilirim. Böylesi kadronun ya biat kültürü ile, ya da ben keşfettim kazandık düşüncesinden yola çıkarak oluştuğunu düşünmek istemiyorum.
Rakip takımın oyuncularını bugüne kadar uluslar arası arenada duyan yoktur. Her biri aylık 1000 dolara top koşturan amatör zihniyet taşıyor. Grubunda 7 takım arasında sonuncu olan Moldova’nın geçmiş maçlarından kimin ders alıp, oyunculara verdiğini merak ediyorum. Moldova’nın attığı golü benim gibi izleyen Servet Çetin’in hatası ile birlikte ilk 45 dakika dolduğunda notlarıma yazacak milli takım pozisyonu bulamadım. Sadece frikikten gelen pası takip eden Gökhan’ın isabetsiz şutunu iliklerime kadar giren -2 derecedeki soğukla birlikte izledim.
Yazık, günah, Futbol Federasyonu Başkanı ve yönetim kurulunun bir dediğini iki etmediği milli takımın zirve yerine zırvalaması irdelenecek önemli bir konu.
Geç kalınmış hareket
Türk Milli Takımını Moldova karşısında izleyenler, ülkede futbolun ve futbolcunun tükenmekte olduğunu sanacaklar. 170 profesyonel takımın yer aldığı 6 bine yakın lisanslı futbolcunun barındığı Türkiye’nin düştüğü duruma bakın. Göğüslerinde iyi ki ay yıldız var, yoksa sahada milli takım değil de perşembe akşamları Fulya’daki halı sahasına gelen oyunculardan kurulu bir takım sanırdık.
Terim, geç kalınmış hareketi gerçekleştirerek ikinci yarıda Ümit Karan’ı oyuna soktu. İyi de yaptı. Oynadığı takımda üst seviyede performans gösteren Ümit Karan’ın kulübede bekletilmesinin nedeninin her halde sahada antrenman ve maç eksiği olan arkadaşları ile eşit seviyeye gelmesiydi. Karan, sergilediği futbol ve attığı gol ile hem milli takımın oyun sistemini düzeltti hem de Terim’in prestijini kurtarırken, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası umutlarını söndürmedi.
Bunun adı beceriksizlik
Türkiye’de Futbol Federasyonunun emrindeki profesyonel kulüpler takımlarını çalıştıran teknik adamlar ile vedalaşırlar ya da uyum sorunu yaşayan futbolcularını postalarlar. Çünkü globalleşen dünyada profesyonellikte hataya yer yoktur. Ulusoy ve yönetimi, tüm imkanları seferber etmesine rağmen 2005 Dünya Şampiyonasından sonra 2008 Avrupa Şampiyonası’da hayal olursa kusura bakmayın bunun adı beceriksizliktir. Milli takım futbolcularının tek alkışlanacak ve övünülecek yanı maç öncesi asker selamı ile okudukları istiklal marşında verdikleri anlamlı mesajdı.